Her ne kadar Türkiye kendisini Avrupa’nın bir parçası olarak göstermeye çalışsa da Avrupa hiç bir zaman Türkiye’yi öyle görmedi. Soğuk savaş döneminde Ankara’ya ihtiyacı olan Avrupa, Ankara’nın bazı aykırı davranışlarını, görmezden geldi. Bunun farkında olan Ankara İslami FETÖ hareketiyle kendisine yeni siyasi bir ortam yaratmaya çalışıyordu. Bu çalışmaların farkında olan Avrupa, iyice çıldırdı ve sonuç ortada.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, „Hollanda’ya gideceğim kimse engelleyemez“ diyor ve ikinci gün Hollanda’nın gelme demesine rağmen gidiyor. Hollanda Çavuşoğlu’nun uçağına iniş izni vermiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya bir gün önce gitmiş, Almanya’nın sınır kenti Duisburg’da hazır bekliyor ve özel araçlarla Hollanda’ya geçiyor. TC Hollanda Büyükelçisi Sadık Arslan Ankara’da Erdoğan ile beraber gelişmeleri izliyor. Hollanda Polisi, Bakan Kaya Hanımefendiyi de dışarı atıyor ve Türkiye’de siyasi kıyamet koparıyor.
Erdoğan’ın yakın çalışanları, bu ucuz senaryoyu hazırlarken, Erdoğan’ı da bunun başarılı olacağına inandırdılar. Peki bu süper danışmanlar, Hollanda’nın da kendilerini izleyebileceğini hiç düşünmediler mi?
Erdoğan Hollandalılara kızacağına, böyle sığ düşünen danışmanlarla çalıştığı için, biraz da kendisine kızsa daha iyi eder kanısındayım.
Erdoğan Hollanda’yı „Srebrenista katliamında tanıyoruz“ diyor. Bilindiği gibi; 1995 yılında Sırplar Srebrenista kasabasında, Boşnaklara karşı sadece Müslüman oldukları için insanlık dışı bir katliam uyguladılar. Burada görevli Hollandalı askerlerin, ihmalı sonucu 300 Boşnak erkeğin de öldürüldüğü olayda, bu askerler de Hollanda da bir mahkemede yargılandı, Hollandalı BM askerlerinin 300 Boşnak erkeğin ölümünden direkt sorumlu olduklarına karar verdi. Hollanda Devleti’ni, ölenlerin yakınlarına, tazminat ödemeye mahkum etti. Dönemin Sırp lideri Radovan Karaciç, Savaş suçları mahkemesinde yargılandı ve 40 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Acaba 2013 yılında Hollanda Patriot bataryaları Hatay’a yerleştiklerinde neden bunu düşünüp red edilmedi? Aynı Hollandalılar, Türkiye’de de böylesi bir katliama sebep olamazlar mıydı? Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Raporu’na göre de TSK ihmali sonucu geçtiğimiz yıl Sur, Cizre, Silopi, Şırnak ve Nusaybin’de de 2000 Kürdün öldürüldüğünü yazıyor. Acaba bu katliamla ilgili, şimdiye kadar kaç TSK mensubu yargılandı? Bir devlet „teröristi“ gerekçe göstererek şehirlerini böyle yerle bir eder mi? Yok canım bu Avrupalılar, demokrasi nedir bilmezler.
Hollanda; 25 Ağustos 2014 tarihinde, Türkiye’deki Potriot füzelerini, hiç bir açıklama yapmadan geri çekti. Hemen arkasında ABD ve Almanya da Patriot füzelerini geri çekti. Halbuki bunlar NATO üyesi Türkiye’yi muhtemel Suriye füzelerinden korumak için gelmişlerdi. Taraflar bu konuda çok sessiz kaldılar. İnsanlar da sebebini merak ediyor. Yoksa Ankara’nın asabiyeti bundan mıdır?
Brüksel’in asabiyeti zaten kendisini gösteriyor. Atatürkçüler 50 yıldan beri çalıştı, çabaladı Türkiye’yi İslami FETÖ hareketine teslim etti. Bu durum özellikle son on yıldan beri Brüksel’i rahatsız etmeye başladı ve Türkiye’yi sürekli uyarıyorlardı. Avrupa’nın asabiyeti en çok da İslami FETÖ’den dolayıdır. Çünkü Avrupa bundan çok rahatsız oluyor.
Avrupa Kürdlere ve bazı İslami FETÖ militanlarına oturma izini verdiği için Türkiye çok kızıyor. Türkiye Avrupa’nın bir parçası olduğunu iddia ediyor ve bir çok anlaşmanın altında imzası var. Önce Türkiye yapmış olduğu bu antlaşmalara uymalı, ondan sonra da sözünü söylemeli. İyiki Avrupa var da Kürdlerin bir kısmını ölümden kurtardı. Yoksa Evren canisi ekmek vermemek için hepsini kurşuna dizerdi.
Türkiye bir NATO üyesi ve NATO’nun Brüksel’deki merkezinde 462 Türk subay görev yapıyor. Meğer bunların 237’si İslami FETÖ üyesiymiş. Türkiye bunları sallandırmak için isteyince, Avrupa da bunlara oturma izini vermiş. Peki bu İslami FETÖ üyelerini NATO merkezinde kim görevlendirdi? Avrupa en çok da bundan rahatsız oluyor. NATO’nun kalbine bu İslami FETÖ’yü kim yerleştirdi? Avrupa sorumluları arıyor. Mesele ne Fatma hanım, ne de Çavuşoğlu.
Brüksel hudutları içerisinde 20 milyondan fazla Müslüman yaşıyor ve bunların 3 Milyon kadarı Türkiyeli. Devletin girişimleri sonucu Brüksel Üniversitesi’nde bir de FETÖ kürsüsü açılmıştı. Avrupa’daki bütün Camiler, Türkiyeli Müslümanların denetimi altında, Fransa hariç. Dolayısıyla FETÖ hareketinin denetimindeki Avrupalı bütün Müslümanlar bu camilerde bir araya geliyor. Son yıllarda Avrupa’dan İŞİD’e onbinlerce militan katıldı ve bunlar Türkiye üzerinden geçip, Suriye’ye gittiler, onbinlerce de katılmak için sıra bekleyen var. Bunların tamamı bu cami çevrelerinden. Avrupa bunu yakından izliyor ve zaman, zaman da dile getiriyor. Avrupa huzursuz, Ankara bunu görmek istemiyor.
Türkiye’yi bir dönem, „Ben bunları asmayayım da besleyeyim mi“ diyen bir cani yönetiyordu. Avrupa’da yaşayan 100 binlerce insan, bu caniden kaçıp gidenler. Bunlar başta çok büyük sorun yaşadılar ve Türkiye’ye yıllarca gelemediler. Kısa sürede toparlandı, dil öğrendi ve uyum sağladılar. Bunların çocuklarının önemli bir kesimi üniversitelerde okudu. Ana – baba Türk ama bir caniden kaçmış, kendisi Avrupa’da doğmuş, okumuş ve güzel bir çevre edinmiş bu Avrupalıları, hala Türk görmek ve beklenti içerisinde olmak, biraz saflık olmaz mı?
1990’lı yıllarda TSK 4000’den fazla Kürd köyünü yaktı ve milyonlarca insanın nerede yaşadığından hala haberi yoktur. Bunların da 100 binlercesi şu anda Avrupa’da yaşıyor. Anasının eteğine sarılmış ve korkulu gözlerle evinin askerler tarafından benzin dökülerek yakıldığını seyir eden çocuklar, şimdi Avrupalı kimliği ile saygı ve itibar görüyorlar. Bunları Türkiyeli olarak görmek saflık değil saftirikliktir. Dışarıdan bakmakla olmaz, bunların yüreklerinde yanan ateşi görmek gerekiyor.
Evren canisinden kaçan ve köyleri TSK tarafından yakıldığı için kaçan insanlar, yeni Avrupalı olarak çok başarılı işler yapıyorlar. Türkiye’nin bunların arasına kendi adamlarını yerleştirmiş olması ve bunlara güvenmesi, son derece doğal. Acaba Avrupalılar da Türklerin içerisine kendi adamlarını yerleştirmiş olamaz mı? Avrupa Türkiye’nin her davranışında anında haberdardır. Hiç kimsenin gizlisi saklısı olamaz, bu böyle bilinmelidir. Afaki söylemler pek itibar görmez.
Görüldüğü kadarı ile bu çelişkiler devam edecek. Türkiye sorunlarını çözmeyi değil ötelemeyi tercih ediyor. Avrupa da durumdan son derece huzursuz. Bu nedenle gerilim, dönemsel görünmüyor.
Avrupa’da her vesileyle, „Tek bayrak“ „Tek millet“ „Tek devlet“ diye bağıran bir lider var mı?
Avrupa’nın hangi ülkesinde, 13 Milletvekili ve 83 Belediye Başkanı cezaevinde?
Avrupa’da hangi devlet, „terör“ gerekçesi ile 500 bin vatandaşının evini başına yıktı?
Avrupa; bir an önce TBMM’nin İslami FETÖ’den temizlenmesini bekliyor.
Avrupa MİT Tırları meselesinin bir an önce, açıklığa kavuşmasını bekliyor.
Avrupa; eski Avrupa değil, oradaki insanlar da sadece işçi olarak giden insanlar değil.
Yenilginin sebebi karşı tarafın size hakimiyeti değil, sizin hatanızdır.
Mart 2017
İbrahim Aksoy