7 Eki 2023 tarihinde, Hamas İsrail’e saldırdı, çok sayıda ölü ve yaralı var, çok sayıda da esir aldı götürdüler. Hemen arkasında İsrail ordusu, büyük bir hiddetle Hamas’a saldırdı. 7 Aydır savaş yayılarak devam ediyor, çok sayıda ölü ve yaralı var. Ben o zaman bu savaş, Ortadoğu savaşının başlangıcıdır diye yazmıştım.
Zaten birinci dünya savaşında oluşturulan Ortadoğu siyasi haritası, ırkçılığı teşvik eden bir şekilde oluşturulmuştu. Dünya medeniyetinin beşiği Kürdistan, dört devlet arasında paylaştırılmış ve bu dört devlet kendi aralarında anlaşmış, yüz yıldır Kürtlere karşı inkârcı bir soykırım uyguluyorlar. İsa’dan bin yıl kadar önce, Kral Yakup’un kurduğu Kenan diyarı (İsrail) diye bir devlet kurulmadı. Bunun yerine, Kenan diyarının bir parçası olan Palastanlar için, Filistin devletini kurdular. Bunun gibi daha birçok toplumu, kurdukları devletlerin kölesi olarak bıraktılar. Günümüzde Ortadoğu’nun huzursuzluğu, bu büyük hatadan kaynaklanıyor ve hatayı yapanlar, bıraktıkları köle toplumların da isteğiyle, hatalarını düzeltmeye çalışıyorlar. Kim ne düşünürse düşünsün, kaça mal olursa olsun, Ortadoğu siyasi haritası yeniden belirlenecek. Başka türlü Ortadoğu’da huzur yoktur.
Kendilerini İslam olarak gören Humeyniciler, 1979 tarihinde İran’da yönetimi ele geçirdiler. Bütün İran’a egemen olduktan sonra, İnançlarını Müslüman ülkelere de yaymaya çalıştılar. Bunun için, Hussi, Hamas, Hizbullah ve İŞİD gibi daha birçok örgüt kurdu ve desteklediler. Görüldüğü gibi İran’ın ve Türkiye’nin isteği üzerine, bunlar Ortadoğu’yu karıştırıyorlar. Çevredeki diğer Müslüman ülkeler de İran’ın ve Türkiye’nin bu tutumundan, rahatsız oluyorlar.
İran; direk savaşa katılmaz ama, katılmak mecburiyetinde kalacak. Şimdilik kendi yan kuruluşlarıyla durumu idare ediyor. Dini lider Hamaney, elinde boyu kadar bir silah, cemaate vaaz veriyor. Karşıdakilere de gelin ki göresiniz, mesajı gönderiyor. Hamaney bunu Türkiye dini lideri Ali Erbaş’tan kopya çekmiş. Devletin Din İşleri Genel Müdürü Ali Erbaş da Ayasofya Kilisesini Camiye dönüştürdüğü zaman, elinde boyu kadar uzun bir kılıç, cemaate vaaz veriyordu. O da kılıcının sapından tutmuş gelin ki göresiniz, mesajını gönderiyordu. İkisinde de zihniyet aynı.
İran savaşa katılmak istemez, çünkü savaşacak takati yoktur, savaş Humeyniz’min sonu olur. Jina Emini protestolarında, sadece bir dini görüntü vardı, aylarca devam etti ve rejim binlerce insanı öldürdü. İşte o hareket ulusal hareketlere dönüştü ve protestocular sıkı bir iş birliği içerisine girdi bekliyorlar. Bir süre önce seçimler yapıldı, oylamaya sadece %41 katılım var ve milyonlarca insan da oyunu geçersiz yapmış. Ezici çoğunluk eli dizinde, saldırı için hazır bekliyor.
İsrail destekçisi sadece ABD değil, İngiltere, Fransa, Almanya ve daha birçok batılı ülke, İsrail’i yalnız bırakmayacakları açıklamasını yaptılar. Bunlar aynı zamanda, İran’daki muhalefetin de destekçileridir. Bir saldırı anında ABD askerlerini karaya çıkarma gereği de yoktur. Zaten karada rejim muhalifi yeteri kadar asker hazır bekliyor. Bunların silahlandırılması ve füzelerle birkaç önemli askeri noktanın imha edilmesi, sistem muhalifi yerliler için yeterli olacaktır. İran’ın 650 bin askerinin olduğu söyleniyor, böyle bir ortam oluştuğunda, büyük bir çoğunluğu, elindeki silahı ile sistemin ordusunu bırakıp, kendi ulusal mücadelecilerin yanında yerini alacaktır. İran’ın batı ile çatışmaya başlaması, sadece birkaç hafta ömrü var, dağılır gider. Bunun için diyorum, İran için ABD ile çatışma en son çare yahut ta savaşıp intihar edip kurtulma olacaktır.
Türkiye; 40 yıl önce Kuzey Kıbrıs’ı işgal etmiş, işgal devam ediyor. 4-5 yıl önce de gözleri kapalı, Ortadoğu savaşının içerisine daldı. Paralı askerlerle, Batı Kürdistan’ın bir kısmını işgal etmiş, savaş devam ediyor. Aynı paralı askerlerle Güney Kürdistan’ın bir kısmını işgal etmiş, savaş devam ediyor. Batılı askerler bölgede eli tetikte, ateş emrini bekliyor. Bu nedenle, Ortadoğu savaşına yaklaşılan her adımda, Türkiye’nin telaşı ikiye katlanıyor. Türkiye’nin de savaş gücü uzun vadeli savaşa dayanıklı değil. Paralı askerler; dolar üzerinde aldıkları maaşları ödenmediği anda, cepheyi terk eder kaçar giderler. Türk ordusunda aynen İran gibi dağılma olasılığı var. Ekonomik olarak batıya bağımlı olan Türkiye’nin de savaş ömrü fazla sürmez.
Ortadoğu savaşında, en şaşkın olan da Başkent Kandil’dir. PKK 40 yıldır İran topraklarında karargâhını kurmuş, Türkiye’yi demokratikleştirmek için savaşıyor. Jina Emini protestoları sırasında, Cemil Bayık bir açıklama yapmıştı “Eğer Kürtler Haşdi Şabi’ye saldırırlarsa, bizi karşılarında görürler” demişti. Cemil Bayık’ın böyle bir açıklama yapmasına gerek yoktu, zaten Humeyni güçlerine karşı savaşan, Kürt güçlerine daha önce de PKK’nin saldırdığını, herkes biliyor.
Köprünün altından çok sular geçti, PKK şimdi ne yapacak? Elbette ki Haşdi Şabi’ye destek verip, Kürtlere saldıracak ama, Haşdi Şabi ile birleşen, Cemil Bayık’ın arkasında Kürtlere saldıracak Kürt kalacağını hiç sanmıyorum. PKK 40 yıldır, Türkiye’yi demokratikleştirmek için, dağlarda Türk ordusu ile savaşıyor. PKK açıklamalarına göre, çatışmalara 51 bin Kürt genci ölmüş. Acaba PKK Türkiye’yi demokratikleştirmek için, daha kaç tane Kürt genci ölecek? Devlet PKK’yi gerekçe gösterip, yakılan yıkılan köyler Şehirler ve yersiz yurtsuz kalan milyonlarca Kürt, şimdi nerede ne yer ne içerler? PKK bir de bu insanların durumunu açıklasa fena olmaz. Acaba şimdiye kadar devlet, PKK’lidir deyip sokaklarda kaç Kürt’ü öldürdü, kaç kişiyi işkenceden sakat bıraktı, zindanlarda kaç Kürt var ve bunlardan kaçı öldürüldü. Daha dün; Van-Edremitli 83 yaşında %61 engelli Makbule Özer, PKK’lilere ekmek verdi diye, yeniden tutuklanıp zindana atıldı.
Başkent Tahran tehlike altında, Başkent olarak haritadan silinecekse, Başkent kandil de o kadar tehlike altındadır. Başkent Kandil’i de ve onun uzantısı Ankara’yı da MİT yönetiyor. 1991 yılında Ahmet Türk, MİT görevlisi Cengiz Çandar aracılığıyla, Erdal İnönü’yü telefonla Şam’daki APO ile görüştürdü, Türk hala onun mutluluğunu yaşıyor. Türk arkadaşı Cengiz Çandar’ı getirdi Diyarbakır’da liste başı Milletvekili yaptı, vefa borcunu ödedi. Çandar Leyla Zana’yı yanına almış Kürdistan’ı dolaşıyor. Belli ki önümüzdeki seçimde, Leyla da kızını Milletvekili yapmak istiyor. Orhan Doğan’ın kızı Milletvekili oluyor da Leyla Zana’nın kızı niye olmasın. Zaten Sırrı Sakık MİT görevlisi arkadaşı Yeşil ile Duhok’a gitti, kardeşi Şemdin Sakık ve yeğenini getirdi devlete teslim ettiği günden beri, hep baş rollerde oynuyor. Devlet ve PKK hala Sırrı’ya vefa borcunu ödeyemedi.
Yüz yıldır Kürt Milletinin sırtından, lüks bir yaşam sürdürenler elbette ki olacak. Bunları örnek gösterip, Kürt Milleti özgürlük taleplerinden asla vaz geçmemelidir. Baskı ve zulüm altında yaşayan milletlerin içerisinde, böyle lüzumsuz insanlar, her zaman çıkabilir. Kürdistan’ın güneşi doğmak üzere. Şu bomba sesleri dursun, dumanlar çekilsin, bunu daha net göreceğiz. Kürt Milletine zulüm yapanların, yaşadığı telaşa baktığımızda bunu açıkça görebiliyoruz.
Ortadoğu’da; Kürdistansız İsrail, İsrail siz Kürdistan huzur bulamaz. Kürt suya düşmüş, yüzme bilmeyen bir insan gibidir. Kim onu kurtarmak için elini uzatmış ise, kürdün dostu odur. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve daha birçok elin, Kürtlere uzatıldığını görüyoruz. Kürtler bunu görmeli artık. Zaliminin belirlemesiyle, kendine dost düşman yaratmanın anlamı yoktur. Kürdistan yok ki Emperyalisti olsun, ama işgalci zalimleri var.
Sayın Barzani, Güney Kürdistan’da seçimlerin olmasını istemiyor. Sanıyorum Barzani olacakları görüyor onun için seçimi istemiyor. Savaş alanında seçim de olmaz ki. Bölge savaşı bu kadar yakın. İran sonucunu görmeye başladığı için, savaşa katılmak istemiyor, şimdiye kadar yaptığı gibi, kendi alt örgütleriyle, savaşı sürdürmeye çalışacak. İran istese de istemese de savaşmak mecburiyetinde kalacak ve savaş İran topraklarında başlayacak. Türkiye zaten Ortadoğu savaşının içerisinde.
PKK Haşdi Şabi ile birlikte, Emperyalistlere karşı savaşını sürdürecek ama, umarım yanılırım.
Nisan 2024