31 Mart seçimleri de geride kaldı.
Şimdi herkes seçimin beklenmeyen sonuçlarıyla meşgul.
Kimileri ummadıkları yenilginin şokunu…
Kimileri de hayal bile edemedikleri başarının sarhoşluğunu yaşıyor.
Hiç kuşkusuz seçimin en büyük kaybını Erdoğan ve partisi AKP yaşadı.
Kuruluşundan sonraki ilk seçimde birinci parti ve de iktidar olan AKP, 22 yılık süreçte yapılan tüm seçimlerde birinci parti olarak çıktı ve kesintisiz olarak iktidarını sürdürdü.
Erdoğan ve çevresi, 31 Mart’ta yaşadıkları yenilgiyi beklemiyorlardı.
Çünkü daha 9 ay önce AKP seçimden bir kez daha birinci parti olarak çıkmış, lideri Erdoğan’da ikinci turda Cumhurbaşkanlığını kazanmıştı.
Erdoğan partisinin bu seçimde de birinci çıkacağını düşündüğü için sadece İstanbul’a odaklanmış ve gittiği her ilde de, o ilin seçmenlerinden İstanbul’da yaşayan akrabalarını etkilemelerini istiyordu.
31 Mart gecesi İstanbul’u alamadığı gibi, elindeki 14 ilin belediye başkanlıklarını CHP’ye kaptırdı, partisi AKP ise ilk kez ikinci parti durumuna düştü.
O nedenle hala şokta…
Bu seçimin en büyük kazananı ise, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu ile partileri CHP…
Onlar da hayal bile edemedikleri başarının sarhoşluğunu yaşıyorlar.
Çünkü İmamoğlu’da tıpkı Erdoğan gibi İstanbul’a odaklanmıştı.
İmamoğlu için İstanbul’daki koltuğunu korumak, Özgür Özel için %25 bandının altına düşmemek başarı sayılacaktı.
31 Mart akşamı ortaya çıkan tabloyla her ikisi de, sevinçten kendilerinden geçtiler.
Çünkü İmamoğlu %11 farkla İstanbul’u aldı…
Özgür Özel ise 50 yıllık aradan sonra seçimlerde birinci parti olmayı başaran CHP’nin lideri olarak tarihe geçti.
O nedenle her ikisi de hala bu sonucu nasıl başarabildiklerinin sarhoşluğunu yaşıyorlar.
CHP’nin yanı sıra seçimin diğer bir kazananı ise oğul Erbakan ve partisi YRP oldu.
22 yıl aradan sonra Erdoğan’ın babasından aşırdığı tarlanın bir köşesine gecekondusunu kondurdu. Bir sonraki seçime kadar da onu daha da büyütme hesabını yapmakta…
Bir Nisan sabahından itibaren Türkiye cephesinde ilk kez Erdoğan’ın artık gidebileceği havası esmeye başladı…
Kürtlerin seçim sonrası beklentisi ise, her yılki bir Nisan şakasına dönüştü.
Dem Parti, bir önceki seçimlerde kazanılıp kayyumlara devredilen il ve ilçelere ek olarak Ağrı, Muş ve Dersim’i kazandı, buna karşılık Kars’ı da kaybetti.
Dolayısıyla Dem Parti bir önceki seçime göre kazandığı belediye başkanlıkları itibariyle başarılı olduğu kadar, aldığı oy sayısı itibariyle de başarısız oldu.
Bu oy kaybının bir nedeni metropollerde aday göstermekle birlikte, tabanı CHP’ye yönlendirmekse, bir nedeni de Kürdsitan’daki tabanın CHP’ye yönelik politikalarına tepki olarak, sandığa gitmemesidir.
Dem Parti, öncülleri olan Yeşil Sol Parti ve HDP’ye göre, bu seçimde kendi adaylarını gösterip farklı bir taktik izlemekle birlikte, tam da Kılıçdaroğlu’nun istedi şekilde davrandı.
İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin tüm metropollerinde adaylarını gösterdi, ancak tabanını da CHP’ye yönlendirdi.
Böylelikle CHP’ye oy verdiklerini ne kendileri söyleyebildi ne de başkaları iddia edebildi…
Yine kapalı kapılar ardında yapılan antlaşmalarla DEM’liler CHP’ye İstanbul’u kazandırırlarken, Bitlis, Kars ve Şırnak’ta kazanmaları için CHP’den en ufak bir katkı dahi alamadılar…
Her şeye rağmen kayyumların şimdilik kovulmuş olmaları bile Dem Parti için tek başına bir başarı olduğu gerçeğini kabul etmek gerekir.
06.04.2024