31 Mart’ta Paşalar Cumhuriyetinde yerel seçimler yapıldı. Seçimlere 34 parti katıldı ama, bunlardan sadece 3 oy alan partiler bile oldu. Nasyonal Sosyalistler hiç beklemedikleri bir sonuç elde ettiler. Seçim sonuçları, çok güzel 1 Nisan şakası oldu.
4 Mart 2024 tarihinde, İran’da genel seçimler vardı, seçimlere katılım sadece % 41 oldu. İran toplumu seçimde elinin tersiyle, Humeynizme tokat attı. Paşalar Cumhuriyeti’ndeki seçimlere 34 parti katıldı, her parti kendi yöntemiyle, insanları sandık başına gelmeye zorladı. 2019 seçimlerine katılım % 84’ün üzerindeyken iken, 2024 seçimlerinde katım % 78,11 oldu. En az katılım da % 67 ile Diyarbakır’da oldu. Bu katılım da Kürtlerden sisteme bir mesajdı.
Her parti oyun oynadı ama, en büyük seçim oyununu da DEM oynadı. Batı illerinde seçimlere, Nasyonal Sosyalistleri desteklemek için katıldı. 2019 yerel seçimlerinde, DEM İstanbul’da % 8,13 oy alıyor. 2024 yerel seçimlerinde, en güçlü adayı olan Meral hanımefendiyi İstanbul’da aday gösterdi. Meral hanım sadece % 2,12 oy aldı. Leyla Zana hanımefendinin de siyasi sahnede boy göstermiş olmasına rağmen. Eğer DEM aday göstermeden seçimlere katılsaydı, bu % 2,12 Kürt seçmen, asla Nasyonal Sosyalistlere oy vermezdi, oyunu AKP adayına verirdi. Meral hanım sadece, AKP’ye gidecek Kürt seçmene engel olmak için aday oldu. Böylece de gizli propagandalarla DEM’in % 6’dan fazla oyunu da Nasyonal Sosyalistlere aktarmış oldu. DEM’in bu muhteşem oyunu, MİT’in talimatıyla DEM içerisindeki uzantısı, Cengiz Çandar’ın oyunudur. Ankara, İzmir ve diğer Türk illerinde de aynı oyunun sonuçlarını görmek mümkün.
Kürt illerinde, Kürt halkı her şeye rağmen, Kürt düşmanı bütün partileri elinin tersiyle kenara itti, oylarını Kürdü görünümlü DEM partisine verdi. Bu davranışıyla Kürt milletini yürekten kutluyorum. DEM Kürdistan’da oylarını arttırdı, 80 Belediye Başkanı seçti. Kayyum felaketi çoktan başladı. Van’da DEM’de seçilen Belediye Başkanı, Abdullah Zeydan’ı Van il seçim kurulu görevden aldı, yerine onun yarısı kadar oy bile alamayan birini Kayyum olarak atadı. Yapılan itiraz sonucu YSK aynı gün içerisinde görevi tekrar Zeydan’a verdi. Görüldüğü gibi, artık kayyum atamak için hükümete gerek kalmadı. Kayyum atama önce çok gülünçtü, şimdi de komikleşti.
Cumhuriyetle birlikte başlayan ve 27 Mayıs İnönü-Gürsel cuntasıyla, ikinci aşamaya geçen, Ülkeyi Türkleştirme ve Kemalist Din’e dönüştürme projesi hezimete uğradı. Siyasi arena yeni bir rota belirlemeye çalışıyor. Zaten Erdoğan’da açıklamasını yaptı “Bu dönemden sonra ben yokum” dedi. Siyasi ilişkiler ve seçim sonuçları da bunu açıkça gösteriyor. Kürtler; konuşulanlara sakın inanıp bir siyasi rehavete kapılmamalıdır. Böylece yoluna devam etmelidir. Bütün dünya Kürtlerden yana.
FETÖ 27 Mayıs İnönü-Gürsel cuntasının büyük bir emekle yetiştirdiği, Kemalist Din’in önemli bir elemanı ve bütün Tekkelerin başıdır. Günümüzde devleti bu kurum yönetiyor. Bütün devlet kadroları FETÖ’cülerin elinde. Üretim ve ticaret MUSİAD namıyla anılan, FETÖ’cülerin elinde. Kısaca Türkiye’yi tarif etmek gerekirse, Türkiye = FETÖ. Bunu bütün dünya, dikkatle izliyor.
Erdoğan; Rusya’dan mülteci bir Gürcü çocuğudur. İstanbul Kasımpaşa’da bir gecekondu mahallesinde büyüdü. Tahsili; sadece İmam hatibi yatılı okumuş. 27 Mart 1994 yılında yapılan yerel seçimlerde, Nasyonal Sosyalistlerin oyunu ile, İstanbul’da % 25,19 oy alarak, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı olmuştur. Belediye Başkanlığından sonra, 7 aylık hapis yattı çıktıktan sonra, 14 Ağustos 2001’de parti kurdu. Yaklaşık bir yıl sonra, 2002 yılında erken seçime gittiler. Erdoğan’ın yeni partisi, 550 milletvekilinden 365’ını kazandı ama kendisi milletvekili adayı olamadı, dışarda kaldı. Seçime katılım % 79,14 ama Nasyonal Sosyalist (CHP) sadece % 19,39 oy alabildi. Seçimden sonra Nasyonal Sosyalistler devreye girdi, Anayasa’nın ilgili maddesini değiştirdi, Erdoğan’ı önce milletvekili sonra da başbakan yaptılar, o da 30 yıldır ülkeyi yönetiyor. Bugün de aynı Nasyonal Sosyalistler, Erdoğan’a saldırıyor. Kim ne derse desin, baştan beri, siyasi rotayı belirleyen, Nasyonal Sosyalistlerdir. Günümüzdeki siyasi kaosu yaratan ve yeni bir rota belirlemeye çalışanlar da onlardır. Çünkü, Kemalist Din, Türk ve Sünni rotasını yutturamadılar.
Nasyonal sosyalistler, 1990’ların başında kendi partisinden seçilen vekillerin dokunulmazlığını kaldırdı, parlamentodan dışarı attı, dışarda bekleyen polisler de, enselerinde tuttu götürdü Ulucanlar Hapishanesine doldurdu. Orada 10 yıl hapis yatan Leyla Zana bugün de Cengiz Çandar’ın peşine düşmüş, “Barış sürecini başlatacağız” diyor. Biz de barış size hayırlı ve uğurlu olsun diyelim.
Seçim süresince 34 partiden hiç birisi, ülkenin temel sorunlarıyla ilgili, tek bir kelime bile konuşmadı. Seçim propagandaları, et fiyatları ve emekli maaşlarıydı. Türkiye; AİHM Alevilik ve mecburi Din Dersi kararlarını uygulamıyor. İstanbul Kadın hakları sözleşmesinden çekiliyor. Batı Kürdistanı işgal etmiş, bir Arap yerleşim şeridi oluşturmaya çalışıyor. Üç yıldır Güney Kürdistanı işgal etmiş, Kürt köylerini boşaltıyor, yerine Arapları yerleştirmeye çalışıyor. Ortadoğu’daki bütün ülkeler ya savaşıyor, ya da savaşın eşiğinde, Türkiye de bunlardan biri. Seçime katılan hiçbir parti bunları konuşmadı, çünkü hepsi bu konuda Erdoğan’la aynı düşünüyor.
Türkiye PKK’yi gerekçe göstererek, Kürdistan’ın dört parçasında da Kürtlere karşı savaşıyor. Dünya Kürtleri destekliyor, bölgede hazır bekliyor. İran’da seçim ile ortaya çıkan görüntü, Türkiye’yi çok korkuttu, tedbir almaya çalışıyor. Bölgede kayıp ettiği Mısır, Sudi Arabistan ve diğer dostlarını ve batı dostlarını yeniden kazanmaya çalışıyor. Çelişkilerden Erdoğan ve partisini suçlayarak, yeni bir delikanlı ve yeni yönetici bir parti yaratmaya çalışıyorlar. Çalışmalarını mümkün olduğu kadar hızlandırıp hazır olduklarında, en kısa zamanda erken seçime gidecekler. Kürtler bunu görmeli, bunların toruna düşüp, bunlara yem olmamalıdır.
Türkiye ne yaparsa yapsın, hangi oyunu oynarsa oynasın, artık batıyı inandıramaz. Kürtler sizde bunların oyununa gelmeyin. Türkiye’nin ortaklarından, Irak ve Suriye diye bir devlet yoktur. İran’ın olmadığını, seçim sonucu ile halk kendisi söyledi. Türkiye bütün ortaklarını kayıp etti, çoktan beri üç bölgede, Kürtlere karşı tek başına savaşıyor. Belki yakında İran’da da aynısını yapar.
Türkiye’nin bu konuda iki jokeri var, biri FETÖ diğeri APO ama, batı bunları çok iyi görüyor ve izliyor. Zaten APO 3,5 ay ABD’nin elinde kaldıktan sonra, Kahire Havaalanında Türk görevlilere teslim edildi. ABD’nin elinde APO’nun ağırlığı kadar, APO’nun ABD’ye verdiği belgeler var. Diğer jokeri FETÖ’ de 20 yıldan fazla oldu, ABD’nin elinde. Uzun süredir kullandığı jokerleri de artık eskidi, kullanılamaz durumdalar. Bunu Türkiye de çok iyi görüyor, hazırlıklarını yapıyor. Oynanan seçim oyunu ve sonuçları da bunun göstergesi. Zaten yolcu olduğunu, Erdoğan kendisi söyledi.
Türkiye’de erken seçim var, yönetim değişecek. Erdoğan’ın Kürtler için iyi olduğunu söylemek çok zor. Kürtler Erdoğan’dan çok çekti. Gelecek olanların da Erdoğan’dan daha kötü olacaklarını da asla unutmayın. Kürtler; sizin için en iyisi, yine sizsiniz, bunu unutmayın. Kürdün Kürt’ten başka dostu olamaz. Yüz yıldır çektikleri ortada.
Batı Kürtleri destekliyor, ebetteki çıkarı olduğu için destekliyor. Peki; bunlarla iş birliğinde, Kürtlerin çıkarı yok mu? Öncelikle köle ve hizmetçi olmaktan kurtulacaklar.
Ben dünyayı dolaştım, çok sayıda siyasetçi ve bilim insanı ile tanıştım ve onları dinledim. Keşke bütün Kürler benim kadar şanslı olsalardı, diye düşünüyorum.
Kürdistan dünya medeniyetinin beşiğidir, bu şans da Kürtlere yeter sanıyorum.
Nisan 2024