Darbecilik rezil bir iş olduğu için kazansa, taraftarı, kayp ederse de karşıtı çok olur. Bunların sayesinde, darbeciler kazanırsa vezir, kayıp ederse de rezil olur. Türk Ordusu darbeyi kayıp ettiği için, Kemalistler ve Kemalist sol, göstermemeye çalışsa da çok üzgünler. Umarım bu efendiler hep kayıp ederler ve üzülürler. Belki böylece de kendilerinin üzdüğü inlanları sevindirirler.
15 Temmuz gecesi Türk Ordusu, emir komuta içerisinde, darbe girişiminde bulundu. 12 Eylül döneminde kendilerinin yarattığı, Türkiye’den dolayı başaramadılar. Darbeci Türk ordusu, üç olguyu hesasaplayamadı ve kayıp etti. Kendileri yarattığı Türkiye’yi tanımıyorlar.
Birincisi; Devletin din işleri memuru Mehmet Görmez’in emri ile, bütün Camilerde sabaha kadar sela okundu ve insanlar, sokağa davet edildi. Gerekçe, eğer askerler gelirse, İslama baskı artacak.
İkincisi; bunu duyan ve İslami duyguları taşıyan ve geçmişte kalma tecrubelerle de insanlar, Orduya engel olmak için teredütsüz, sokağa döküldüler.
Üçüncü; 12 Eylülden beri, İslami ağırlıklı oluşturulan, polis teşkilatı. Bu İslami silahlı gücün, sokaktaki İslami kesimle birleşerek, darbecilere karşı tavır alması. Eratın önemli bir kesiminin de islami duygu ağırlıklı olduğunu da unutmayalım.
Türk ordusunun hesaba katmadığı ve kendisinin büyük zahmetlerle oluşturduğu bu üç olgu, darbeyi engelledi. Darbeye engel olan bu insanlar, kendi iktidarlarını korurken, Kürd Milleti’ni de Kemalistlerin katmerli zulmünden kurtardılar.
Kısaca; Türk Ordusu, bu sefer 12 Eylül’de kendi yarattığı, bataklığa saplandı.
„Demokrasiyi kurtardık“ sözü doğru değil. AKP hükümeti hangi demokratik yöntemlerle, Sur, Cizre, Nusaybin ve daha birçok yerde, Kürdlerin evini başına yıktı? Darbe günü binlerce hakim ve savcı görevden alınırken, yüzlerce yüksek yargı mensubu, hangi demokratik gerekçe ile göz altına alındı, bu güne kadar neredeydiniz? Türkiye’de Demokrasi yoktur ki kurtarsınlar.
„Darbecilerin Ordu içerisinde, Fettulahçı küçük bir gurup olduğu“ sözleri ise külliyen yalan. Bu darbe, emir ve komuta içerisinde ordunun bir girişimidir. Son iki yıldan beri, devlet içerisinde kanunsuz ne olursa, hemen Fettullah Gülen’e yükleyip, devleti aklamaya çalışıyorlar.
Devlet Fettullah Gülen’dir ve Fettullah Gülen de Devlet’tir. Çarpıtmaya gerek yoktur.
Zavallı Fettullah Gülen, üç yıl medreseye gidip, okuma yazma öğrenmiş bir insan. Bunun dışında hiç bir eğitimi yoktur. Komünizmle Mücadele Derneği Erzurum şubesinin kurucularından. Gülen’in 1970’lerin başında, Dönemin MİT Müsteşarı Fuat Doğu tarafından, Vehbi Koçun evinde, Koç ile görüştürüldüğü söyleniyor. Peki; MİT Müsteşarı Fuat Doğu’un bu adamla samimiyeti nereden geliyor ve Koç’un bu insan ile tanışma arzusu nereden kaynaklanıyor? Koç ve Fetto tanışma merasiminde, MİT Müteşarı Fuat Doğu’nun ne işi var?
O dönemde Özel Harp Dairesi, MİT ile birlikte çalışıyordu. CİA’nın finanse ettiği Özel Harp Dairesi, Ecevit tarafından da dile getirilmişti. Bu kuruluşun bütün dünyada faaliyetleri durdulunca, Türkiye’de Derin Devlet adıyla çalışmalarına devam etti.„Fetto CİA ajanıdır“ saçmalıkları yoksa bu ilişkilerden mi kaynaklanıyor?
Devlet Fetto adına bütün dünyada, yüzlerce okul açtı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı aracılığı ile yıllarca finanse edildiler, bu okullar icin Uluslarası Türk Dil Festivalleri düzenlendi. Ege Türküleri söyleyen ve horon tepen Afrika’lı çocukları ekranlarda izledik. Devlet sen neredeydin?
Fetto’ya ait „38 Üniversite ve 400 okula kayyum atandı. 8 üniversite ve 300 okulla ilgili inceleme devam ediyor“. Bu haberleri gazetelerde okuyoruz. Bu sayının daha çok olduğu tahmin ediliyor.
Devletin de desteği ile Belçika Leuven Katolik Üniversitesi’nde Gülen Kürsüsü kuruldu. Bu kürsü Avrupaya işçi olarak giden Türk işçilere din adamı yetiştirecek ve İslam – Hiristiyan arası diyalogu sağlayacaktı. Arasıra bununla ilgili övücü haberler okuyorduk. Devlet sen neredeydin?
Fetto 12 Eylülde arananlar listesinde adı vardı. 12 Eylül Cuntası tarafından arandığı bir sırada, diyanetin görevlisi olarak, düzenli bir şekilde bodrosunu imzalayarak yıllarca maaşını almaya devam etti. Devlet sen neredeydin?
Fetto’nun 150 Milyar Dolarlık bir sermayeyi ve iş hacmini yöttiği söyleniyor. Devlet sen neredeydin?
Devletin Avukatı Robert Amsterdam, „ ben 35 yıllık bir avukatım, böyle bir örgüt görmedim“ diyor. Sayın avukat göremezsin çünkü o Türkiye’ye mahsus, Fetto adına bir devlet örgütüdür.
Türkiye Fetto’yu kullanarak, Müslüman – Sunni bir devlet yaratmaya çalıştı. Böylece de Sunni Müslüman dünyasının abisi olacaktı. Müslüman – Şii dünyasının abisi de Humeyni’nin İran’ı vardı. Buna kısaca yeni Osmanlı da diyebiliriz. Bütün kurum ve kuruluşlarıyla Fettolaşan devletin başına da Humeynivari bir şekilde Fetto gelecekti. Milyar nüfüsü ile Sunni – İslam dünyası da Türkiye’nin ticaret ve siyasi alanı olacaktı.
Acaba süreci tamamlanamayan Fetto Cumhuriyeti, Erdoğan Cumhuriyeti’ne dönüştürmek mümkün mü?
Ben hiç sanmıyorum.
Türkiye; Öcalan’nın iadesinde ABD’ye verdiği hiç bir sözünü yerine getirmedi. Bu nedenle de ABD’inin Fetto’yu iade edeceğini sanmıyorum.
Türkiye’de darbe tehlikesinin geçtiğini hiç sanmıyorum.
Temmuz 2016
İbrahim Aksoy