Bu sözler PKK’nin yan kuruluşu, PJAK Başkanı Siyamend Moeyini’ye ait. Bundan önce de Başkent Kandil’de Başbakan Cemil Bayık da “Eğer Kürtler İran rejimine saldırırlarsa, bizi karşılarında bulurlar” dedi. Acaba bu insanlar bunları söylerken, hiç kendilerinden utanç duymuyorlar mı? Aman sende …. nesinden utanç duyacaklar. Bunlar başından beri, Türkiye ve İran’la bir olup, Kürt ulusal mücadelesine karşılar. Humeyni ve FETÖ rejimini desteklediklerini herkes biliyor, çiçeği burnunda yeni açıklamalara gerek yoktur.
1979 tarihinde, İran’da Humeyniciler Şah rejimine karşı mücadele veriyordu. Kasımlo önderliğinde Doğu Kürdistan da Şah’a karşı savaşıyordu. Şah kaçtı gitti, Humeyniciler yönetimi ele geçirdi. Humeyniciler döndü Kasımlo’ya saldırdı ve savaş devam etti. PKK Humeynicilerden yana oldu, Kasımlo güçlerine saldırdı. Kasımlo; Kürt Kürde karşı savaşmaz dedi, güçlerini bölgeden çekti. Daha sonra 1989 yılında barış görüşmeleri için Viyana’da bir otelde, İran İstihbaratı tarafından, Kasımlo ve arkadaşları öldürüldü. Kasımlo’nun yerine geçen Sadık Şerefkendi ve arkadaşları da 1992 yılında, İran istihbaratı tarafından Berlin’de öldürüldüler. Elbette ki Cemil Bayık İran Humeyni güçlerini destekleyecek, var oluş gayesi ve çatışma amacı da budur.
Burada yeri gelmişken Cemil’e birkaç soru sormak istiyorum. PKK 1999 yazında Başkent Kandilde kongre yapacaktı, o sırada da ateşkes sürecinin uzatılacağı konuşuluyordu. APO’nun avukatı Mahmut Şakar, TSK’nın helikopterine bindi geldi yanı başınıza indi, Mahmut Şakar; “Başkan ateşkesin bozulmasını istiyor, yola devam diyor, konu kapanmıştır” dedi, geri helikopterine bindi geldi. Genel Kurmay size APO’nun mesajını getirmek üzere Askeri Helikopter tahsis ediyor, siz hala Türkiye ile hiçbir alakamız yoktur diyebiliyor musunuz? APO Şam devlet mahallesinde, Türkiye’nin rızası olmadan mı oturuyordu? PKK Beka vadisinde, Hafız Esad’ın rızası olmadan mı kalıyordu? Hafız Esad’ın parmak uzattığı kaç Kürt gencini hain diye kurşuna dizdiniz? PKK’nin 90’lı yıllarda, Ağrı, Hakkâri, Dersim ve Lice Vadisinde eğitim kampları var mıydı? PKK ortaya çıktığında, ilk önce Siverek’te Kürtlere karşı savaşmadı mı? 90’lı yıllarda TSK Kürdistan’da köyler yıktı, köylülerin AİHM müracaatına, siz engel olmadınız mı? Umarım Humeynici Cemil en kısa zamanda, soruların cevabını verir.
APO Şubat 1999 tarihinde, Türkiye’ye döndükten sonra, sorgusunu yapan istihbaratçı Emekli Albay Hasan Atilla Uğur bir gün gazetede, ikinci gün Fatih Altaylı ile televizyonda, APO ile yaptığı söyleşiyi anlatıyordu. Ben her iki programı dikkatle izledim. Ben daha önce de Atina’dan başlayıp, APO ile dolaşıp, APO Kahire Hava Alanında Türk yetkililere teslim edilinceye kadar, yanında olan Yunan bir Gazeteciden de dinlemiştim. Bu gazeteci daha sonra, anlattıklarını kitaplaştırmış, ben o kitabı da okudum. Bana anlattığı birçok şeyi kitapta yazmamış. Albay Hasan Atilla Uğur da anlatılmaması gereken birçok şeyi es geçti. Yine de anlattıkları enteresandı. O söyleşiyi dinleyen herkes, APO’yu çok iyi tanımaya başladı.
ABD güçleri APO’yu Suriye’den kaçırdı götürdü, 3,5 aylık devri alemden sonra, getirdi Kahire Hava Alanında, Türk yetkililere teslim etti. APO Albay Hasan Atilla Uğur’a anlattıklarının on katını da 3,5 ay boyunca, ABD’li yetkililerin elindeydi, onlara anlatıyordu. APO ve onun yönettiği örgütü PKK ile ilgili, bilinmeyen hiçbir şey kalmadı. Cemil’in kendisini bu kadar zorlamasına gerek yoktur. Güney Kürdistan ve Batı Kürdistan’da Türkiye’ye gel gel eden PKK değil mi yoksa Güney Kürdistan’ın kırsalında, PKK’nin ne işi var? Cemil Başkent Kandile S400 füzeleri yerleştirmiş, Türk uçakları korkudan Kandil’in üzerinden bile geçemiyor ama başkalarının uçakları geçebilir.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve savaşın uzamasından dolayı, Ortadoğu biraz sessizliğe büründü. Ortadoğu sorunu dünya siyasetinin yüreğinde bir yaradır. Bağımsız Birleşik Kürdistan kurulmadan, bu yaranın da iyileşmesi mümkün değil. Türkiye ve İran batının bu konudaki hassasiyetini bildiği için, Rusya’dan yana tavır aldılar, Cemil de efendilerine uydu, batıya karşı bayrak açtı.
İran’da Milletler topyekûn, Humeyni rejimine karşı ayaklanmış, rejim militanları yüzlerce insanı öldürdü, binlerce yaralı ve on binlerce tutuklu var. Ayaklanma iki aydır devam ediyor, ayaklanmanın bir gün duracağını kimse beklemesin. İran dörde, muhtemelen beşe bölünüyor. Türkiye Azeri kardeşlerini unuttu ama kuzey Azerbaycan Güney Azerbaycan sınırına asker yığmaya başladı. Doğu Kürdistan Humeyni rejimine karşı savaşırsa, PKK de Kürtlere saldıracakmış. Buyur Cemil.
İran’da ayaklanmalar sıradan ayaklanmalar değil, bütün milletler ayakta, iki aydır devam ediyor. Bütün dünya Ukrayna’yı unuttu, yönünü İran’a çevirdi. On binlerce insan gözaltına alındı, mahkemeler bunlara idam cezası veriyor. PKK’de bu mahkemelerin destekçisi, çünkü Başkent Kandil’in bütün ihtiyaçlarını Humeyni Rejimi temin ediyor. Hatta Cemil beyin tedavileri, Tahran’da bir Hastanede yapılıyor. Afganistan’da on binlerce cihatçı militanın Humeyni rejimini desteklemek üzere İran’a geçtikleri söyleniyor, PKK niye desteklemesin ki? Rejim militanları kaçmaya başladılar mı, gelir Başkent Kandil’de Cemil’e sığınırlar. Ondan sonra ne olur, onu da Cemil bilir.
Türkiye; İran’daki gelişmelerden rahatsız olan ülkelerin başında geliyor. Güney Azerbaycan’da İran zulmü altında yaşayan, 30 milyondan fazla Azeri soydaş var. İran dağılırken bunlar da bağımsızlık isteyecekler. Türkiye buna mı sevinsin, yoksa Doğu Kürdistan’ın özgürleşmesine mi üzülsün? Türkiye iki arada bir derede kaldı ama, Kuzey Azerbaycan harekete geçti, İran sınırına askeri yığınak yapıyor. İran’da iç çatışmalar başladı bile, ebetteki ABD ve AB rejime karşı çatışanlardan yana, çatışmalara katılacak. Bölgedeki Arap ülkeleri ve İsrail elleri tetikte bekliyorlar. Elbette ki insan olan, Humeynicilerin insan katliamlarına seyirci kalmayacak. Bakalım yandaş PKK ne yapacak? PKK’nin de yandaş olduğu siyasiler hep kayıp ediyor. Saddam’dan yana oldu kayıp etti. Esat’tan yana oldu kayıp etti. Şimdi de Humeyni Rejiminden yana olduğunu söylüyor, o da kayıp ediyor.
Kürtler; İran’daki son gelişmeler de gösterdi ki, dört devlet hariç, bütün dünya Kürt Milletinin yanında, artık Kürt Milletinin yalnız olmadığı, dağlardan başka sırtını yaslayacağı dostlarının da olduğu ortada. Kürdistan çok dilli, çok dinli bir insan topluluğunu barındırıyor. Kürtler onun bunun ne kölesi ne de hizmetçisidir. Ben 20 yıl önce Avrupa’da bir televizyonunda, “Kürdistan Ortadoğu’nun İsviçre’si olacak” demiştim. Kürt Milletinin hedefi bu olmalıdır.
Kürdistan büyük buzul çağından sonra, 20 bin yıl önce, insanlık medeniyetinin ortaya çıktığı ve dünyaya dağıldığı bir yerdir. Büyük insan Mustafa Barzani’nin Güney Kürdistan’da diktiği fidan yavaş yavaş meyvesini vermeye başladı. Cemil’in saçmalarına bakmadan, gelin büyüklerimizin izinden yürüyelim. Yolunuz açık olsun.
Kasım 2022