Acaba; insanların kafası karışık olduğu için mi, Türkiye karışık görünüyor, yoksa Türkiye karışık olduğu için mi kafalar karışıyor?
İktidar ortağı MHP lideri Bahçeli bağırıyor, “HDP’yi kapatacağız”. Yargıtay siyasetin talimatıyla HDP’yi kapatmak üzere iddianamesini hazırladı, Anayasa mahkemesine gönderdi. Anayasa Mahkemesi de usul eksikliği nedeniyle, dosyayı Yargıtay’a geri gönderdi. Yargıtay da eksiklikleri giderip en kısa zamanda, dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne yeniden gönderecek. Anayasa Mahkemesi makul bir süre içerisinde kararını verecek, eğer Bahçeli oyun oynamıyorsa.
Devlet Bahçeli çileden çıkmış gibi, “Anayasa HDP’yi kapatmazsa, Anayasayı da kapatırız” diye bağırıyor. Burası Türkiye kapatır vallahi, herkes ayağını denk alsın. Eğer bir ülkede, yönetici “verin onu sallandırayım”, “misliyle intikamımızı alacağız” diye topluma sesleniyor, toplum da onu ölümüne alkışlıyorsa, vay o toplumun haline. Bahçeli parti lideri ve hükümet ortağıdır, yargıya talimat vermek, parti kapatmak ve Anayasa’yı kapatmayı konuşamaz, suç işliyor.
Anayasa kapatılır mı diye sormayın, Türkiye’de defalarca Anayasa kapatıldı, Bahçeli de nasıl kapatacağını bilir. Türkiye’de kim organizeli, silahlı ve güçlü ise, kafası bozuldu mu Anayasayı kapatır. Baskı zulüm, işkenceler sallandırmalar kırıla gider. Suç, ganimet, istedikleri insanı, istedikleri suçla yargılar ve istedikleri cezayı verirler hatta sallandırabilirler. Bay Bahçeli HDP’yi kapat da Anayasa’yı kapatma, zaten Anayasaya uyan da yoktur, bırak öyle kalsın.
12 Eylül’de organizeli ve silahlı olan güçler, Anayasayı kapattı. Başbakan, bakan ve mebuslardan başlayarak, bir milyona yakın insana işkence yapıldı. Ölenler öldü, sağ kalanları da hapse attılar. İdam sehpalarının önünde insanlar kuyruğa girmiş sırasını bekliyordu. Çok sayıda insan da mecliste onaylanacak idam sırasını bekliyordu. Bunların arasında çok sayıda ülkücü de vardı ama Bahçeli ortalıkta görünmüyordu, o bir gün bile göz altına alınmadı. Bahçeli Başbakan yardımcısı iken, idam sırasını bekleyen çok sayıda ülkücü ile ilgili sesi çıkmıyordu. Ne zaman APO’nun idam dosyası Meclise geldi, Bahçeli dilini yuttu ve sustu. Meclis APO’nun sayesinde idam kararını kaldırdı, aralarında ülkücülerin de olduğu çok sayıda insan idamdan kurtuldu. Demek ki Anayasayı kapatmak insanlara çok pahalıya mal oluyor, Anayasayı kapatmayın kalsın, zaten bir süs aracı gibi orada duruyor, karı olmasa kimseye bir zararı da yoktur.
Bahçeli Başbakan yardımcısı iken, APO Şam devlet mahallesinde, Şam askeri ataşesi Kürşat Atılgan ile aynı binada oturuyorlardı. Daha sonra Kürşat Atılgan Bahçelinin isteğiyle MHP’den milletvekili oldu. Bahçeli Başbakan yardımcısı iken, PKK’nin Dersim, Ağrı, Hakkâri ve Lice vadisinde dört adet eğitim kampı vardı. Bahçeli hükümet ortağı iken, 18 yaşını dolduran APO’nun yeğenleri, sırayla Milletvekili oluyorlar. Bahçeli Hükümet ortağı iken, kırmızı bültenle aranan APO’nun kardeşi Osman Öcalan’ın röportajı, devletin televizyonu TRT’de yayınlanıyor. Sırrı Süreyya’nın devreye girmesiyle Bahçeli, dostu ve arkadaşı Ahmet Türk’ün aynı gün tahliyesine yardımcı oldu. Bugün de Bahçeli bağırıyor, “HDP’yi kapatacağız çünkü HDP PKK’dir” diyor. Bahçeli’nin söylediklerine sadece dönüşmüş olanlar inanır.
2002 seçimlerinde, bazı yasal nedenlerden dolayı Erdoğan milletvekili adayı olamadı. Yasal süre dolduktan sonra, Erdoğan’ın milletvekili seçilmesi için CHP çok çalıştı ama Bahçeli şiddetle karşı çıkıyordu. Bugün CHP Erdoğan’ı düşürmeye çalışıyor ama Bahçeli bütün gücüyle kalması için destekliyor. Yaşanan karışıklıklar insanların da kafasını karıştırıyor. Eğer Bahçeli bir şeyleri karıştırıyorsa, Derin Devlet yeni bir hazırlık yapıyor demektir.
Bahçeli’nin bağırtısı, mezarlıktan geçerken söylenen korku türküsüne benziyor, çünkü sesi titriyor. Paşalar Cumhuriyeti yüz yıldır batıya göbekten bağlı, ayakta duruyor. Hiçbir zaman batıdan kopamaz ama izlediği FETÖ siyasetiyle, batı Türkiye’den koptu. Eski dost Müslüman ülkelerle hiçbir ilişkisi kalmadı. 1948 tarihinde kurulan İsrail’i ilk tanıyan bir devlet olan Türkiye, İsrail ile karşılıklı büyük elçilerini geri çektiler. İsrail Müslüman ülkelerle dostluk ilişkilerini geliştirdi. Kurulan ilişki Türkiye’yi çok telaşlandırıyor.
Batının Türkiye ile askeri bir savaş, en son çare olur. Şayet o duruma gelirse, batı önce Türkiye ile göbek bağını keser, NATO’dan atar, ekonomik savaşı başlatır. Batı ile var olan ekonomik bağ koptuğunda, Türkiye kendi, kendisiyle savaşır, karşısında düşmana gerek kalmaz. Bunun yerini dolduracak, dostları da yoktur. Derin devlet bunu görüyor, siyasi gidişatta değişiklik yapmaya çalışıyor, Bahçeli’nin korkudan çaldığı türküsü de ondandır.
Türkiye’nin tek sorunu Kürdistan sorunudur demek, biraz hafif olur. FETÖ’izim Türkiye’nin ikinci ama önemli bir sorunudur. Türkiye’de şu sıralar FETÖ’cular arasında kavga var. Fethullah Gülen şu anda ABD’de yaşıyor, onun bir selamıyla, Türkiye’de çok şeyler değişir. 50 binden fazla Gülenci hapishanelerde yatıyor, dışarıdakiler de takipte. Türkiye demek, Gülen demek, hiç kimse Fethullah Gülen’i bitiremez. Türkçe olimpiyatlarını, izlediğimiz günleri hatırlayalım.
FETÖ’nün yeri belli ama APO nerede, Ada’da mı, Ankara’da mı yoksa başka yerde mi, kesin olarak bilinmiyor. APO’nun elinde telefonu olduğu biliniyor, istediği zaman istediği insanla konuşabilir. Kardeşiyle yüz yüze ve daha sonra telefonla görüştüğü şüphelidir. Başkent Kandil’de şüpheli konuşuyor. Suçu ne olursa olsun, cezası kesinleşen bir insanın, avukatlarıyla ve birinci derece yakınlarıyla görüşme hakkı vardır. İki yıldır görüştürülmüyorsa, bu da önemli bir şüphedir.
Siyasilerin heyecanına ve gelişmelere bakıldığında, Türkiye’de erken seçimin ayak sesleri geliyor ve yönetim değişecek ama onun dışında hiçbir şey değişmeyecek. Kayıp ettiği Müslüman ülkelere ve dostu İsrail’e selam gönderiyor. Eski dostları batı ülkelerine mesaj gönderiyor. Yeniden eski dostlarıyla ilişki kurmaya çalışıyor.
İnandırıcı olabilmesi için, görüntü çok önemli. Bu nedenle bir erken seçimle bayan olarak Meral Akşener başkanlığında CHP koalisyonu ile mesaj verip ilişkileri düzeltmeye çalışacaklar. CHP’den kopmalar devam ederse, AKP’den kopanlar, seçimde İYİ partiye katılırlarsa, Akşener’in partisi birinci parti olur. HDP ile hiçbir sorunları yoktur, HDP’nin de onlarla bir sorunu yoktur, otuz yıldır aynı çatı altında siyaset yapıyorlar. Gerektiğinde daha önce de APO’nun divanında bir araya geldiklerini gördük. Sadece HDP’yi CHP’nin kıçına yama yapmaya çalışıyorlar, gerisi yalan. Sahnede görünen ve yıpranan bazı Kürtleri siyasi yasak kapsamına alıp, yeni Kürtlerle yeni görüntü oluşturmaya çalışıyorlar. Siyaset büyük bir meşguliyet içerisinde, en büyük destekçisi de HDP olacak.
Eğer Kürtler komşuda pişer, bize de düşer diye bir beklentileri varsa yanılıyorlar. Kürtlerin payını 1924 tarihinde Şark Islahat Planı ile vermişler, o da inkar ve imha. Düşünülen değişiklikler, kayıp ettikleri dostlarını yeniden kazanmak, Kürtleri de kandırıp oyalamak için oynadıkları bir oyundur. Güneşin sıcağından korumak için bulutun gölgesinde, Kürtleri uyutmaya çalışıyorlar, sakın inanmayın ve güvenmeyin. Devşirme Türkler, Türkiye’den bile vaz geçer ama Kürtleri insanca yaşıyor görmek istemezler.
***
Çeçen savaşçılar Suriye’ye geçtikleri on yıldan beri, Rusya huzur içerisindeydi. Suriye sorunu biterse Çeçen savaşçılar, yeniden Rusya’ya dönerler, Rusya’nın huzuru için, Suriye sorununun uzaması gerekiyor. Görüldüğü gibi Ukrayna dolayısıyla Kırım sorunu da yeniden ısınmaya başladı. Türkiye bunu da görüyor, kendisine çekidüzen verme ve eski dostlarıyla yeniden birlik olmaya çalışıyor. İran da kaynaşmaya başlayınca, Türkiye koltuk değneklerini kayıp ettiğini görmeye başladı, yeni arayışlar içerisinde, bunu da Kürtlerin sırtından yapmaya çalışıyor.
En büyük şaşkınlığı Başkent Kandil yaşıyor. PKK’li bir MİT görevlisi tarafından, Paris’te üç Kürt kızının öldürdüğü günden beri, Fransa tetikte, PKK’yi izliyor ve çok iyi tanıyor. Diğer AB ülkeleri de PKK ile mesafeli davranmaya çalışıyor. Bir de son dönemlerde PKK savaşı kendi alanının dışına, Kürdistan’ın diğer bölgelerine taşıması ve Haşdi Şabi ile iş birliği, batıyı rahatsız ediyor. Zaten Batı PKK’yi APO Türkiye’ye iade edildikten sonra daha iyi tanımaya başladı, çok dikkatli davranıyor. Türkiye de ABD’den APO’yu teslim almak için yaptığı zımni anlaşmaya uymadı, verdiği hiçbir sözünü yerine getirmedi. ABD, APO’yu idam etmeme şartıyla Türkiye’ye tslim etti. ABD için Haşdi Şabi Lideri Kasım Süleymani ne ise APO’da odur, yaşayıp yaşamaması ABD’nin umurunda bile değil. Eğer APO’nun yaşaması ABD için önemli olsaydı, onu da FETÖ gibi koruma altına alırdı.
Türkiye Kıbrıs Türkleri için ne istiyorsa, Kürtler için de onu hak görmeli, Kürtler de oturup bir kez daha düşünmeli.
Erdoğan seçimi kayıp edecek, siyaseti bırakıp gidecek. Bahçeli de baraja takılacak ve siyesetten çekilecek.
Nisan 2021