İş Bankası Cumhuriyet’in kuruluşundan bir yıl sonra, 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruldu. Kuruluş sermayesi 1 milyon TL olan paranın 250 bin lirasını, Atatürk peşin ödeyerek bankanın ortağı olmuş. Bankanın ilk genel müdürü ise Celal Bayar. Günümüzde İş Bankası ve sahibi olduğu kuruluşların değeri, 30 Milyar Dolar.
Atatürk’ün ölümünden 80 yıl sonra, CHP ile AKP arasında kavga başladı. Erdoğan diyor ki, „Atatürk bütün Türkiye’nin atasıdır, mirası da devlet hazinesinin olmalıdır.”
CHP’liler buna karşı çıkıp diyorlar ki, “Atatürk’ün öz evlatları biziz, vasiyete el sürdürmeyiz.”
1924 yılında Atatürk’ün cebindeki 250 bin lira peşin para, babasından miras mı kalmıştı?
Atatürk bu kadar paraya nasıl sahip olmuştu?
Önce münasip bir dille insanlara bunu anlatın. Sonra da kavganıza devam edin, insanlar da zevkle sizi izlesin.
Atatürkçülere göre bu paralar, Mısır ve Hindistan’daki Müslümanların kendi aralarında toplayıp, emperyalistlere karşı savaşan Atatürk’e gönderdikleri paralar.
Oysa Atatürk’ten Hatıralar adlı kitapta, ‘Hindistan’dan 500 bin lira geldiğini ve o paranın da Garp Cephesi komutanlığına gönderildiği deniliyor. Atatürkçüler için yalan vazgeçilmez bir savunma oyunudur. Peki Bay Atatürkçüler, Hindistanlı Müslümanlar bu paraları, posta havalesi ile mi, yoksa banka havalesi ile mi gönderdiler?
Atatürk nerede emperyalizme karşı savaştı? Üç kıtayı işgal altında tutan, Osmanlının paşasıydı. Atatürk’ün emperyalisti, 400 yıllık Osmanlı işgalinden yeni kurtulmuş, Yunanistan olabilir. Ya da Sivas’ta Osmanlıya karşı bağımsızlık mücadelesi veren, Kürt Ali Şer olabilir. Yok canım Erzurumlu Agopyan Efendiydi. Atatürkçüler emperyalizm nedir, öğrenseler fena olmaz.
Mısır; 400 yıl boyunca Osmanlı işgali altındaydı. Mısır halkı Osmanlı işgalinden kurtulduğu için bayram ediyordu. Hindistan, İngiltere’nin sömürgesi idi. Sokaktaki zavallı Hintli Müslüman, Atatürk’ün adını bile duymamıştı. Ayrıca Atatürk Hilafeti kaldırmış, Halife Abdülmecit Efendi ve bütün sülalesini sürgüne göndermişti. Bu nedenle Müslümanların bırak Atatürk’e para vermeyi, 40 gün aç kalsa da bir dilim ekmek bile vermezlerdi. Günümüzde İslam’ın yaşadığı sorunların sebebi de İslam Hilafetinin olmayışındandır.
Madem İş Bankası hisseleri bir oyunla hazineye devir edilecek, aşağıdaki Atatürk’ün mal varlığı listesini de bu oyuna eklemeyi unutmayın. Atatürk’ün geride bıraktığı çiftliklerde; 582 dönüm meyve bahçesi, 700 dönüm çeşitli ağaç fidanlığı, 400 dönüm Amerikan asma çubuğu fidanlığı, 220 dönüm bağ, 220 dönüm zeytinlik, 375 dönüm sebze bahçesi, 17 dönüm portakal bahçesi, 15 dönüm kuşkonmaz, 100 dönümü park ve bahçe, 2650 dönümü çayır ve Yoncalık arazi, 1450 dönümü yeni yetiştirilmiş orman ve 148.000 dönümü ziraata elverişli tarla ve mera olmak üzere
154.729 dönüm arazi. Toplam 308.729 dönüm arazi. Liste; Atatürk’ün özel kalem müdürü, Hasan Rıza Soyak’ın “Atatürk’ten Hatıralar” isimli kitabından. Acaba Atatürkçülerin hep dillendirdiği, toprak reformu yapılsaydı, bu araziler de vatandaşa dağıtılacak mıydı? Atatürk’ün öz evlatlarına bıraktığı bu mallar da İş Bankası ile birlikte, hazineye devir edilecek mi?
Liste bununla sınırlı değil, çiftliklerde, her çeşitten tarım makinaları, kamyonlar, koyun ve inek sürüleri, bira fabrikası, şarap fabrikası, meşrubat fabrikası, liste böylece uzayıp gidiyor. Görüldüğü gibi Allah yürü ya kulum dedi mi, onu kimse durduramaz.
Listeye baktığımızda insanın Türkiye Cumhuriyeti değil de “Mülkü Kemaliye” diyesi geliyor. Cumhurbaşkanı olduktan bir yıl sonra cebinde 250 bin lira nakit parası var ve bu para ile banka kuruyor. 15 yıl cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra, çeşitli illerde sahip olduğu yukardaki malvarlığı listesi.
1924 yılında Vehbi Koç’un 10 bin lirası olduğunu sanmıyorum. Günümüzde Koç Holding Türkiye’nin en büyük kuruluşu. Sabancı da 10 bin lirayı rüyasında görse, hayra yormazdı. Sabancı da bugün Türkiye’nin ikinci büyük Holdingi. Demek ki Atatürk’ün de varisleri olsaydı, onlar bugün Türkiye’nin birincisi olurmuş. Türkiye’de yönetici olmak, paralı bir meslek, tavsiye olunur.
Doğrusunu söylemek gerekirse, kendilerini Atatürk’ün öz evlatları olarak gören CHP’liler, Atatürk’ün bıraktığı siyasi mirasına da en iyi şekilde sahip çıkıyorlar. Kürdistan şehirlerinde “burada Türkçeden başka dil konuşmak yasaktır” yazılı levhalar hala CHP’nin koruması altında. Şark Islahat Planı, İstiklal Mahkemeleri’ndeki uygulamalar, Piran, Zilan ve Dersim katliamları, CHP’nin özenle sahiplendiği ve önemsediği çok önemli bir miraslardır. Mesela Dersimli Kılıçdaroğlu öncülüğünde, Kutu deresindeki kadın ve çocukların kemiklerinin bulunduğu, kapıları taş örülü mağaraları açmak mümkün mü? Ortalığa saçılacak çocuk ve kadın kemiklerinin, kimseye bir zararı dokunmaz.
Şark ıslahat planı, CHP’nin programında olmasa da CHP’lilerin programlanmış beyninde yerini koruyor. Hukukçu olmayan hakimlerin görev yaptığı ve temyiz hakkı olmayan, İstiklal mahkemeleri, Atatürk’ün CHP’lilere bıraktığı, çok önemli bir mirastır. Buna kıskançlıkla sahip çıkarlar ve kimseye el sürdürmezler.
İstiklal mahkemelerini unutup her vesileyle “Türkiye laik, demokratik bir hukuk devlet dir” sözlerini, konuşma nakaratına dönüştürmüşler.
1925 Yılından beri, Alevilik üzerindeki yasakla dünya âlem Türkiye’nin ne kadar laik olduğunu biliyor. Son papaz Brunson kararı ve İstiklal Mahkemeleriyle dünya âlem, Türkiye’nin nasıl bir hukuk devleti olduğunu biliyor.
30 Kasım 1925 tarihli ve 677 sayılı yasa ile Alevi Cemhanelerini Atatürk kapattı. Pirlik, Dedelik ve Taliplik yani Alevilik yasaklandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay’ın olumlu kararlarına rağmen, Cemhaneler hala kapalı. CHP Atatürk’ün çıkarttığı bir yasayı, iptal etmeyi asla düşünmez. Çünkü Atatürk’ün CHP’li öz evlatlarına bıraktığı çok önemli bir mirastır.
CHP İş Bankası’ndaki bütün hisselerden vaz geçer ama yukarda saydığım insanlık ayıbı, siyasi mirastan, asla vaz geçmez. Sadece mali mirası değil, Atatürk’ün siyasi mirası da CHP’ye aittir. Bunun tartışması bile olamaz.
“Türk Yemini” gündemin en taze tartışması. Paşalar Cumhuriyeti kurulduğunda, vatandaşların önemli bir kesimi Türk değildi. 1930’lu yıllarda başlayarak, Türklüğe geçenlerin Türklük Yemini etmek mecburiyetindeydi. 2013 yılından beri Türklük Yemini yapılmıyordu, Danıştay kararı ile Türklüğe geçenlerin yeniden “Türklük Yemini” etmeleri gerekiyor. Yemin etme mecburiyeti birçok meslekte vardır. Hâkim, Doktor ve Milletvekili gibi birçok meslekte yemin yapılır. Türklüğünden, doğruluğundan ve çalışkanlığından şüphesi olanlar, neden yemin etmesin ki? Elbette ki haklarıdır. Gerektiğinde canlarını bile feda edebilirler. Buna hiç kimsenin itiraz hakkı yoktur ve tartışma konusu bile olamaz.
2013 yılında AB üyeliği için görüşmeler başlayınca, AB’nin öncelikli bazı talepleri oldu. Çocuklar için din dersi mecburiyeti, nüfus cüzdanlarına yazılan, tabiiyeti Türk, dini İslam ibareleri ve Türk Yemini gibi Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olan bazı ırkçı söylemlerin kaldırılmasını istendi. Başta Türk Yemini olmak üzere, bunlar, Türkiye’nin de altında imzası olan, Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırıdır. Çocuk hakları bu sözleşme ile garanti altındadır. Türk Yemini de bu sözleşmeye aykırı olduğu için AB istemedi. Ayrıca tabiiyeti Türk, Dini İslam ibareleri, nüfus cüzdanlarında kaldırıldı. Çocuklara dokunmayın efendiler. Mecliste Milletvekilleri her gün Türk Yemini okuyup işe başlasalar, Türkiye için daha yararlı olacağını sanıyorum. Çünkü Meclis’teki milletvekillerinin % 90’ı sonradan Türklüğe geçenlerden oluşuyor.
CHP’liler Danıştay’ın “Türk Yemini” kararının yasal olarak, 30 gün içerisinde yürürlüğe girmesi gerekiyor” diyorlar. Danıştay bu kararı Nisan 2018’ de almış, şimdiye kadar siz neredeydiniz? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Cemhaneler kararı, Mecburi Din Dersi kararı, Yargıtay’ın ve Danıştay’ın da bununla ilgili kararları var. Ayrıca bu kararlar Anayasanın 90 maddesine göre Anayasal bir haktır. İki yılı geçti hala uygulamaya girmedi, neden bunu hiç görmediniz? CHP’nin Türk Yemini’ne şiddetle ihtiyacı var, çünkü her gurup toplantısında okumaları gerekiyor.
Atatürk’ün mülkü ile Türk Yemini ile gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Lüzumsuz tartışmalarla, insanlar da oyalanıp duruyor. Kılıçdaroğlu yandaşları yaşaaa… verme diye bağırırken, Erdoğan yanlıları da yaşaaa… hazineye devir et diye bağırıyorlar. Acaba Atatürk’ün bütün mal varlığı hazineye devir edilse, yaşaaa diye bağıran Erdoğan yanlıları, ne kazanır? Yahut da Kılıçdaroğlu yanlıları, neyi kayıp eder? Zenginin malı züğürttün çenesini yorar derler ya, Türkiye’de züğürtlerin, çenesi de yorulmuyor.
Banker Atatürk’ün bankası, malı, mülkü, insanları neden bu kadar ilgilendiriyor
Ekim 2018
İbrahim Aksoy