Ölümünden iki gün sonra, 26 Nisan 2005 tarihinde yazmış olduğum yazımı, ölüm yıl dönümünde bir kez daha paylaşmak istedim.
***
26 Nisan günü, yani ölümünden iki gün sonra haberini aldım. Önce, birilerinin bana kötü bir şaka yapmış olabileceğini düşünerek, kendi kendimi avutum.
Çünkü O, bu güne kadar bir çok badireyi atlatmış, adeta ölüme meydan okurcasına, her seferinde galip gelmeyi başarmıştı.
Ancak, sevgili Bedirxan Abî’nin kısa haberini internetten okuyunca, yılların acı ve direncini birlikte taşıyan kalbinin, yeni bir zaferi kaldırabilecek durumda olmadığı gerçeğini kabullendim.
Bu acı gerçek karşısında, neye uğradığımı şaşırdım…
Elim ayağım tutuldu, kalbim burkuldu…
İçimden birşeylerin koptuğunu hissettim.
Oysa, daha birkaç gün önce, ortak bir dostla kendisinden bolca konuşmuş, on yılı aşkın bir aradan sonra İstanbul’a gideceğimi, ona nasıl sürpriz yapacağımı anlatmıştım.
Ve ilk karşılaşmamızda yanaklarımdan tutup, „baboş nasılsın“ diyeceğini özlemle beklerken, ölüm haberini aldım.
Yaklaşık 13 yıl önce de kalp krizi geçirmiş, o zaman ölüme nasıl direndiğine yakından tanık olmuştum. Özel Yaşam Hastanesi’ndeki odasında kendine gelir gelmez, Azadi Gazetesi’nin o haftaki sayısının akıbetini sormuş, olumlu cevabımız karşılığında acılarını unuturcasına, yüzünde oluşan gülümsemeyi gözlerimle görmüştüm.
Yurtdışına çıktıktan sonra da bir araya gelip, hasretle kucaklaşmış, gelecekle ilgili projeleri hakkında bolca sohbet etmiştik.
Dostluğumuzun ve arkadaşlığımızın oluşmasına temel teşkil eden politik ortaklığımız, belli bir süreçten sonra son bulmasına rağmen, aramızdaki abi- kardeş ilişkisi olduğu gibi devam etmişti.
Oysa O, şimdi yok aramızda…
Bizleri yalnız bırakarak, gitti.
Bugün, onun dostluğundan ve arkadaşlığından yoksun olmanın acısını yaşıyorum.
Çünkü O, hedefleri büyük olan bir Kürt siyasetçisi…
Ufku geniş bir Kürt aydını…
Etrafına ışık saçan iyi bir öğretmen ve herşeyden önce gönlü sevgiyle dopdolu bir abi ve arkadaştı.
Onun yokluğu, ailesi ve yakınları için olduğu kadar, Kürt halkı için de büyük bir kayıp.
Anısı önünde saygıyla eğiliyor, umutlarının gerçek olacağı günü ve o günün müjdesini kendisine verebilmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
26.04.2005
ikramoguz@navkurd.net