Ayhan Bilgen 1970 Kars Sarıkamış doğumlu.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi’nden mezun.
Hacettepe Üniversitesi’nde Sosyoloji bölümünde yüksek tahsil görmüş.
Özgür Gündem ve Evrensel Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapmış.
Mazlum-Der Ankara Şube Başkanlığı ve genel yönetim kurulu üyeliğinin ardından 2006-08 yılları arasında da Genel Başkanı olmuş.
30 Mart 2014 yerel seçimlerinde HDP ’nin Adana Seyhan ilçesi belediye başkan adayı olarak seçimlere katılmış.
Haziran 2014 tarihinde Halkların Demokrat Partisi’nin yapılan ikinci olağan kongresiyle genel başkan yardımcılığına getirilmiş.
2015 yılının haziran ayında yapılan genel seçimde HDP listesinden Kars’tan milletvekili seçilmiş. 1 Kasım 2015 tarihinde tekrarlanan seçimde de yeniden Kars milletvekili olarak parlamentoya girmiş.
2015 yılının ağustos ayında HDP’nin ilk parti sözcüsü olmuş.
Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP’den Kars Belediye Eş Başkanlığına seçilmiş. Yerel seçimlerden sonra, kısa bir süre içerisinde HDP’li il belediye başkanlarının tümü görevden alınıp yerlerine kayyım atanırken, Ayhan Bilgen tutuklandığı güne kadar görevde kalan tek il belediye başkanıydı.
Ayhan Bilgen, 50 yıllık yaşamında ve Türkiye gibi bir ülkede kolay kolay kimseye nasip olamayacak mevki ve makamlara gelebilmeyi başarabilmiş bir hikâyeye sahip. Üstelik bir Türk olarak bu başarılı hikayesini, devletin nezdinde belalı göründükleri için dışlanan, aşağılanan, baskıya maruz kalan Kürtlerin desteğiyle gerçekleştirmiş…
Böylesine bir başarı(!) hikayesine sahip olan Ayhan Bilgen, ancak tutuklandıktan sonra, mensubu olduğu HDP’in yanlış bir istikamete doğru yol aldığının farkına varmış…
Cezaevinde attığı uzun bir tweet ile HDP’nin Türkiyelileşmeyi tersine yaşadığını belirten Bilgen; “HDP kurulurken Türkiyelileşme ile Türkiye toplumunun Kürtler dışındaki farklı mağduriyet sahibi kesimleriyle empati yapılması ve ortak mücadele yürütülmesi hedefleniyordu. Bu konuda başlangıç düzeyinde bir adım atılmış olsa da, istenen düzeyde mesafe alınmaması yeniden masaya yatırılmalıdır. Siyasi partilerde genişleme sorunları söylem, dil, algı, iletişim kaynaklı olabileceği gibi yapısal, örgütsel, çalışma tarzından kaynaklı da olabilir” diyor.
Bırakalım HDP’e mesafeli davranan Kürtleri, %99’ü Kürtlerden oluşan tabanının önemli bir kesimi dahi HDP’in fazla Türkiyelileştiğinden şikâyet ederken, Ayhan Bilgen, HDP’in tersi bir istikamete doğru yol adığını ileri sürmekte… Reçete olarak da HDP daha fazla Türkiyelileşmeli, dolayısıyla Kürtler de daha fazla Türkleşmeli diyor..
Bugüne kadar Kürtlere, Türkiyelileşmeleri dolayısıyla Türkleşmeleri için çok sayıda reçete sunuldu. Ayhan Bilgen’in sunduğu da yeni bir reçete değil.
Öncekilerden tek farkı, aynı reçeteyi tabanıyla Kürt, tavanıyla Türk olan HDP üzerinden sunulmuş olmasıdır. Aslında Ayhan Bilgen’in kastı, HDP’in Türkiyelileşme hedefinden sapıp ters bir istikamete yol almış olması da değil. Tabanın bu hedefi yeter ölçüde içselleştirmemiş olmasıdır.
Çünkü ta kuruluşundan beri HDP’i yöneten kadrolar;
„HDP Türkiye’dir, Türkiye HDP’tir.“
„HDP bir Türkiye partisidir“ söylemlerini her fırsatta dile getirdiler/getiriyorlar.
Buna rağmen, „vebalı“ muamelesi görmeleri, baskılara maruz kalmaları, tutuklanmaları, Ayhan Bilgen’in deyişiyle Türkiyelileşmeyi istenilen ölçüde başaramayışlarının bir sonucudur.
Bu nedenle, HDP’i bir Kürt partisi olarak gördüğü için oy veren Kürtler de Türkiyelileşmeyi dolayısıyla Türkleşmeyi içselleştirmedikleri sürece, HDP, bir taraftan devletin baskılarına maruz kalacak, diğer taraftan da Ayhan Bilgen gibi yöneticileri tarafından da Türkiyelileşme istikametinden ters yola saptığı gerekçesiyle içten eleştiriye uğrayacak.
Kürtlerin her zaman baş tacı ettikleri Ayhan Bilgen gibi Türk aktörlerin sundukları reçete, içerden yapılan bir eleştiriymiş gibi sunulmakta. Oysa sunulan reçete, devletin Kürd’ün dönüştürülmesine yönelik planlamasının bir parçadıdır.
Tek parti döneminde bu planlama bizatihi devlet aracılığıyla; „Vatandaş Türkçe konuş, çok konuş…“ sloganıyla yürütülüyordu.
Bugün Kürtlerin can verdiği patilerde konumlandırdığı kimi elemanları aracılığıyla; „Daha çok Türkiyelileşmeyi hedefleyerek, daha çok siyaset yap…“ sloganıyla yürütülüyor.
Ayhan Bilgen’in içerden sunduğu reçete bir işe yarar mı?
Kürtlerin, kendilerine göz kırpan Türklere olan hayranlığına bakılırsa, ne yazık ki cevabım şimdiden, evet…
19.10.2020