Bir dönem gündemi takip etmek için, hemen her gün Türk gazetelerinin internet sayfalarında bir tarama yapardım.
İlgimi çeken haber ya da köşe yazarlarının yazılarını okur, Türkiye’nin gündemi ile ilgili bir fikir edinirdim.
Haliyle bunun bir bedeli de oluyordu.
Onlarca gazeteyi taramak…
Yüzlerce yazarın köşe yazılarına göz atıp bir kısmını sonuna kadar okumak için de hayatın bağışladığı belli bir zamanı tüketmek gerekiyordu…
„Her şeyin başı“ olmaya çalışan reisin sayesinde bu maliyetten kurtuldum.
Şimdi sadece bir gazeteye bakıyor ve o gazetenin en popüler yazarının yazısını okuyarak gündemi eksiksiz bir şekilde takip ediyorum.
„Hangi gazete“ diye soracak olursanız merak etmeyin, onu da yazacağım.
Daha önce her gün taradığım gazeteleri, şimdi sırasıyla her gün bir tanesini tarıyor ve yazılarını en başa yerleştirdikleri yazarının yazısını okumakla yetiniyorum.
Çünkü herhangi bir haber, tüm gazetelerde, cümlesi cümlesine, hatta kelimesi kelimesine aynı şekilde yayınlanıyor.
Gazete yazarlarının köşelerinde de hemen hemen aynı konular ve reisin uygun gördüğü bir bakış açısıyla işleniyor.
Hiç kuşkusuz, başta siyasi parti lider ve yöneticileri, sivil toplum kuruluşları –siz reise mesafeli tarikatları anlayın – olmak üzere, bu durumdan rahatsızlık duyan, şikayetçi olan çok sayıda insan var.
Ancak ben şikayetçi değilim.
Bırakın rahatsızlık duymayı, bilakis oldukça memnunum…
Çünkü reisin kurduğu havuz medyası sayesinde hayatım kolaylaştı.
Başka işlere de ayırabileceğim zamanım oldu/oluyor…
Bu arada dolar 5 lirayı mı aştı?
Reis’in tavsiyeleri doğrultusunda dolarlarını liraya çevirenlerle dolarla borçlananlar düşünsün…
Laiklik mi elden gidiyor?
Reis’in diline doladığı tek teklerin temellerini yüz yıl önce atan Kemalistlerin ardılları yanıp tutuşsun…
Kürt sorunu mu çözümsüz kaldı?
Artık Kürt sorununu bir kimlik sorunu olarak görmeyen HDP ve yöneticilerine oy veren altı milyon Kürt, bir çözüm arayışına girsin…
Ülke faşist diktatörlüğe doğru yelken açıyormuş?
Yüzyıldan beri yanı başındaki Kürde yönelik yapılmış olan katliam ve soykırım politikalarını görmezlikten gelen, hatta yeri geldiğinde Kürtlere karşı devletten daha şahinleşen sahillerdeki devşirme Türkler dizlerini dövsün…
Amerika, Avrupa ve hatta tüm dünyaya kafa tutmakla ülke bölünecekmiş?
Bunu da, Kürtlere karşı savaşta yaralı gelen asker oğluna, „ben senin şehit olarak tabutla gelmeni bekliyordum“ diyebilecek kadar annelik duygusundan yoksun kalan Türk „anaları“ tedbir alsın…
Reis halife olacakmış?
En ufak bir hatada, hatasını görevden alma yerine kellesinden de olabilecek bakan ve bakan yardımcıları düşebilecekleri hallerine ağlasın…
Hasılı kelam, ben halimden ve Türkiye’nin gidişatından razıyım…
Hatta mevcut kaygıların daha da artmasını istiyorum…
Mesela doların 10 hatta 100 lirayı aşmasını…
Hazır saray yapılmışken cumhuriyetin hilafete dönüşmesini…
Osmanlı’nın at koşturduğu tüm topraklarda bir savaşa girilmesini…
Tramp’a okkalı bir Osmanlı tokadının vurulmasını da canı gönülden istiyorum…
Sonuç mu?
Her ne olursa, tüm bu olup bitenlerden sonra sağ kalanlar için bugünden daha iyisi olur…
06.08.2018
firataras@navkurd.net