Yaklasık bir ay önce basına yansıyan bir fotoğraf karesi çok dikkatimi çekmişti. Fotoğrafı arşivime almış ve onunla ilgili bir yazı yazmayı düşünmüş, „Hangisi daha modern!„ diye başlık atmıştım.
Ancak bir türlü yazmaya fırsat bulamadım.
Fotoğraf karesinde Irak Devlet Başkanı Celal Talabani, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eşleri Hêro Talabani ve Hayrünisa Gül yeralıyorlardı.
Bugün tam da bu başlığın altını doldurmaya karar vermişken Ergenekon’un 12. Dalga operasyonu gündeme bomba gibi düştü. Ben de fotoğrafı rafa kaldırıp bir kez daha Ergenekon ile ilgili yazmaya karar verdim.
Basına yansıyan bilgilere göre operasyonun 12. dalgasında ağırlıkli olarak rektörler, öğretim üyeleri ve Ergenekon bağlantılı kimi derneklerin yöneticileri yeralıyor.
Bunların en ünlüleri ise, Ecevit’in başbakanliğı döneminde ismi Cumhurbaşkanlığı için geçen Başkent Üniversitesi’nin rektörü Mehmet Haberal, bir dönem Rauf Denktaş’ın danışmanlığını yapan Prof Erol Manisalı ve ÇYDD Genel Başkanı Prof. Türkan Saylan.
Aslında bu beklenmeyen bir operasyon değildi. Operasyonların devam edeceği her kes tarafından tahmin ediliyor ve hatta 20. dalgaya varacağı kimi gazeteciler tarafından aylar öncesinden belirtiliyordu.
Daha bir hafta önce eski emniyetçi Bulent Orakoğlu bir söyleşisinde, operasyonların TBMM’sine dayanacağını açıkça ifade etmişti.
Bu opersayonu önemli kılan, gözaltına alınan kişilerin kimliklerinin yanısıra, TSK’nın ani manevraları ve Süleyman Demirel’in apar-topar hava alanına giderek Prof. Haberal ile dayanışmaya girmesidir.
Bilindiği gibi bir önceki operasyonda ismi Ergenekon’un 1 Numarası olarak geçen eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu İlker Başbuğ’u ziyaret etmiş ve ardından gözaltına alınan generaller birer birer serbest bırakılmışlardı.
Ne hikmetse askerlerin emniyeti ziyret etmeleri hep operasyon günlerine denk geliyor. Bugün ise 1. Ordu Komutanı Saygun İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeydi. Gerekçesi ise, önceden planlanmış ziyaret!
Demirel’e gelince bugüne kadar tepkilerini hep yakınma düzeyinde dile getiriyor, „bu iş devletin yıpratılmasına varmamalı“ diyordu. Demirel’in bu dalgada meydanlara çıkmasını, salt Haberal ile dayanışma olarak değerlendirmek bana pek inandırıcı gelmiyor.
Demirel ile Saygun’un girişimleri, yeni ve daha üst boyutlu operasyonların yolda olduğunun işaretleri olarak algılanmalıdır.
Bugüne kadar 1 Numara hep askerler arasında arandı.
Bu işin altında defa üç kez sapkasını alıp askerelere koltuğunu terkeden Demirel çıkarsa şaşmayın.
Tıpkı İtalya Cumhurbaşkanı Cosiga gibi…
13 Nisan 2009