Konu, Kürdistan’ın Güney’indeki Pêşmerge güçlerinin birliği.
Pêşmerge Güçleri’nin birliğini isteyen ve bunun için Kürtleri uyaran taraf ABD’nin başını çektiği Irak ve Suriye’deki Uluslararası Koalisyon Güçleri…
Bu talebe 31 yıldan beri cevap vermeyen, her seferinde onları oyalayıp erteleyen taraf ise Kürtler…
Yılardan beri Kürtleri ve Kürt siyasetini içerden biri olarak izliyor, fırsat buldukça da gözlem ve düşüncelerimi yazıp paylaşıyorum.
Kürtlerin en büyük sorunu, birlik…
En maharetli oldukları alan da birlik olmaları için her türlü olanağı kendilerine sunan, destekleyen, Türkiye ve İran’ın olası saldırılarını engelleyen ABD’yi oyalamak…
Örnek mi?
Bunun için 31 yıl geriye gitmeye gerek yok.
Dört yıl önce, yine ABD’nin dayatmasıyla Başkan Neçirvan Barzani başkanlığında bir toplantı yapılmıştı.
Basına yansıyan fotoğrafta, çiçeklerle donatılmış bir masanın başında Başkan Neçirvan Barzani, yardımcıları Mistefa Seyîd Qadir ile Ceifer Şêx Mistefa, Peşmerge Bakanı Şoreş İsmail ve Pêşmerge yetkilileri yer alıyordu.
Toplantının tek maddelik gündemi ise, Pêşmerge güçlerinin birleştirilmesi.
Başkan Neçirvan Barzani toplantıda Pêşmerge Bakanlığı’ndaki reform çalışmaları hakkında bilgi almış…
Reform ve Pêşmerge Güçleri’ni birleştirme çalışmalarının hızlanması gerektiğini belirtmiş…
Birleşmenin hızlı bir biçimde gerçekleşmesi için özel bir komisyonun kurulması talimatını vermiş…
Bu konudaki çabalarından dolayı Pêşmerge Bakanlığı ile birlikte çalışan Uluslararası Koalisyon Güçlerine de teşekkür etmişti.
O toplantıdan bir gün sonra, ben de 12.11.2019 tarihinde „Peşmerge Güçleri’nin Birleştirilmesi Sorunu Komisyona Havale Edildi…“ başlıklı bir yazı yazmış, NavKurd’da yayınlamıştım.
Süreci ve o sürecin bu denli uzamasına yol açan nedenleri birbiri ardına sıraladıktan sonra, kurulan komisyonun bir oyalamadan ibaret olduğunu belirtmiş ve yazımı şu cümlelerle sonlandırmıştım.
„Siyasette sıkça kullanılan bir argümandır.
Deniliyor ki, eğer bir sorunu çözmek istemiyorsan, bir komisyon kurar, sorunu o komisyona havale edersin.
Böylelikle sorumluluğu üzerinden atmış olur, sorunu da belirsizliğe itersin.
Yapılan tam da bu mudur, bilemiyorum.
Ancak kuşkuluyum…
Çünkü defalarca gündeme gelmiş, bugüne kadar bir çözüme kavuşturulamadığı için de adeta kangrenleşmiş bir sorunu, bu saatten sonra bir komisyona havale temek, ister istemez bir kuşkuya neden olur.
Oysa yapılması gereken tek şey, idari bir kararın alınıp uygulanmasıdır.
İdari bir kararı alıp uygulama prosedürü ise, bellidir.
Başkan ya da başbakanın talimatıyla ilgili bakanlık bir kanun tasarısı hazırlayıp parlamentoya sunar.
Parlamentodan geçen kararın yine başbakan ve başkanın onayından geçmesiyle de yürürlüğe girer.
Bu kısa yol varken, bunca süreden sonra sorunu, özel de olsa, bir komisyona havale etmek, sorunu belirsizliğe itmek olmasa da çözümünü geciktirmektir…
Haksız mıyım?“
Bu yazının üzerinden 4 yıla yakın bir süre geçti.
Bu kez masada, Irak ve Suriye’deki Uluslararası Koalisyon Güçleri Genel Komutanı General Matthew McFarlane ile Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani oturuyor.
Konu yine Pêşmerge Güçleri’nin birliği…
General Matthew McFarlane görüşme sonrası yaptığı açıklamada Kürtleri bir kez daha uyararak şöyle diyor; “Pêşmerge güçlerinin örgütlenme ve birlik olma süreci sonuçsuz kalırsa, ABD Savunma Bakanlığı yaptığı askeri ve güvenlik yardımını kesecek…“
En azından şimdilik en son uyarı olarak ad edilen General Matthew McFarlane’nin yaptığı bu açıklama bir işe yarar mı?
Bir Kürt ve Kürtleri de iyi tanıdığını düşünen biri olarak, kuşkuluyum…
Çünkü Kürtler, dini inançları söz konusu olurken, gözlerini kırpmadan ölüme koşarlar.
Şeyh Elî Riza’nın anılarında aktardığı gibi, hele ki bu kafirlerle çarpıştıkları bir savaş ise, bir kafiri öldürmekle de bir kafir tarafından öldürülmekle de cennete gideceklerine inanarak çarpışırlar.
Hakeza halkların kardeşliği söz konusu olunca aynı cevvalliği gösterirler…
Kendilerini ret ve inkâr eden, kendilerine her türlü baskıyı reva gören komşu devletlerin demokratikleştirilmesi ölümüne mücadele eder…
Dünyanın ekolojik dengesini nasıl sağlayacaklarını bilmedikleri halde, yolunu iyi bidikleri dağlara çıkar, doğa ve doğaüstü güçlerle cansiperane savaşırlar…
Ancak ulusal çıkar ya da birlikleri söz konusu olunca, kimsenin farkına dahi varamamış olduğu bir nuansı öne çıkararak, birbirinden uzak durmaya çalışır, hata bunun için „kardeş kavgasını“ dahi göze alırlar.
Bu nedenle ABD ve onun başını çektiği Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin bu son ikazının da pek ise yarayacağına ihtimal vermiyorum.
Çünkü Kürt siyaseti ya aşiret ya da ideolojik bir temele dayanmaktadır ki, her iki temel de ulusallıktan uzaktır.
Güneyi kendi aralarında parselleyen taraflar, bu kez de ne yapar eder, Amerikalıları yine oyalamayı becerir ve sorunu bir başka bahara ertelerler.
Uluslararası Koalisyon Güçleri Genel Komutanı General Matthew McFarlane’nin söylediği gibi, ABD Savunma Bakanlığı, bugüne kadar yapmış olduğu askeri ve güvenlik yardımını keser mi?
O da ayrı bir tartışma konusu…
24.08.2023