İnsanlık tarihi, egemenlerin kendilerine göre uydurdukları hikayelerin dışında, yaşanan acı ve tatlı anılarla doludur.
Acılarla yoğrulmuş anılar insanı derinden hüzünlendirirlerken…
Tatlı olanlar ise insanın hoş bir tebessümle gülümsemelerine neden olurlar.
Bu sabah gazetelere bakıp, Birleşik Krallık olan İngiltere’nin başbakanlığına Rishi Sunak’ın getirildiğini okuyunca, yüzüme yayılan tatlı bir tebessümle, kendi kendime “tarihin cilvesi dedikleri şey bu olsa gerek“ dedim.
Ccünkü önce iktidar olan Muhafazakâr Parti’ye genel başkan, akabinde de başbakan olan Rishi Sunak esmer bir Hindistanlı…
Üstelik parti genel başkanlığına da dolayısıyla başkanlığa da rakipsiz olarak yarışa katıldı. Bu nedenle parti içi bir seçime dahi gerek duyulmadan ilk önce Muhafazakar Parti Genel Başkanı, bir gün sonra da Birleşik Krallığın en genç başbakanı oldu.
Rishi Sunak’ın Birleşik Krallığa başbakan olmuş olmasını ilginç kılan ise, ne yaşı ne de rakipsiz olarak bu yarışı kazanmış olması…
Onun başbakanlığını ilginç kılan tek şey, esmer tenli bir Hindistanlı olmuş olması…
Oysa Rishi Sunak’ın vatanı olan Hindistan, daha 1947 yılına kadar Birleşik Krallığın bir sömürgesi olarak Beyaz İngilizler tarafından yönetiliyor, Rishi Sunak’ın dedeleri olan esmer tenli Hintliler de onlar tarafından köle muamelesi görüp sömürülüyorlardı.
Hintliler, kendi toprakları üzerinde özgürce yaşamak ve kendi kaderlerine özgürce karar verebilmek için 1757 yılından 1947 yılına kadar, tamı tamına 190 yıl mücadele ettiler.
Askeri olarak bağımsızlık mücadeleleri ilk olarak Bengal’de başladı, Hindistan’nın diğer bölgelerinde devam etti.
Hareketin ilk liderleri sadece temel hakların verilmesi için mücadele ettiklerini belirtiyorlardı. Ancak hareket hiç beklenmedik bir ölçüde bir yankı yaparak, halk tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.
20.yüzyılın başlarında Hindistan Ulusal Kongresi (INC) ülkenin bağımsızlığıyla ilgili bir bildiri yayınlayarak, kendi kendilerini yönetme hakkını talep ettiler. 1920’lerden itibaren ise, Kongre Mohandas Karamçand Gandi’nin sivil direniş politikasını benimseyerek mücadeleyi sürdürdü.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Mahatma Gandhi önderliğinde ve Hindistan Ulusal Ordusu (INA) tarafından yönetilen kampanyalarla bağımsızlık mücadelesinin doruk noktasına ulaşmasıyla, İngilizlerin çekilmesi hızlandı. İngilizlerin çekilmesiyle 15 Ağustos 1947’de Hindistan Bağımsızlık Yasası ilân edildi.
O tarihten beri Hindistan’ın Birleşik Krallık’tan ayrıldığı gün olan 15 Ağustos, Bağımsızlık Günü olarak kutlanmaktadır.
Beyaz renkli İngilizler, Hindistan’ın yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmekle, Hintlilere köle muamelesi yapmakla sınırlı kalmadılar. Hintlileri tarihsel ve ulusal köklerinden koparmak adına dilleri de dahil olmak üzere, her türlü değerlerine saldırdılar.
Hintlilere karşı her türlü baskı yöntemlerini kullanarak onları zorla yönetmeye kalkışan beyaz İngilizlerin torunları, bugün dedelerinin köle olarak gördükleri Hintlilerden birinin torunu olan Rishi Sunak’ı gönüllü olarak kendilerini yönetmeleri için, onu Birleşik Krallığın başbakanlığına getirdiler.
İnsanlık tarihinin acı ya da tatlı bir şakası gibi görünen bu değişimin üzerinden sadece 75 yıllık bir süre geçti.
Hindistan’ın bağımsızlığından 5 yıl sonra tahta çıkan, bir Hintlinin Birleşik Krallığa başbakan olmasından da sadece 45 gün önce hayata gözlerini yumarak, tahtan ayrılan Kraliçe II. Elisabeth de keşke bu „şaka” ya tanıklık edebilseydi.
25.10.2022