“Halkın iradesi elbet bir gün tecelli eder!”
Siyasilerin her koşul ve ortamda hoyratça kullandıkları klasik bir söylemdir.
Özellikle de toplumu yöneten ve de yönetmeye aday olanlar…
Dillerine pelesenk yaptıkları bu söylemi, üç kişiyi bir arada gördüklerinde pat diye kullanırlar, arkasına önüne bakmadan.
Çünkü tecelli eder dedikleri bu iradenin:
Nerede?
Nasıl?
Hangi şart ve koşullarda?
Gerçekleşeceğini kendileri de bilmiyorlar.
Burada kast edilen halk kim veya kimlerden oluşuyor?
Sahip oldukları irade nasıl ve neye göre şekilleniyor?
Sorularına verebilecekleri bir cevapları da yok.
Ancak ezber kalıplarla konuşup, peşlerine takılan zevatı inandırabiliyorlar.
Acaba birey olabilme süreçlerini tamamlayamayan insanların oluşturduğu bir topluluğu halk olarak tanımlamak ne derece doğru?
Ya da varlıklarını içinde yer aldıkları herhangi bir cemaatin mensubu olmakla tanımlayan insanların oluşturduğu bir topluluğun ortak bir iradesi olabilir mi?
Misal:
Anne ya da babasının…
Mensubu olduğu aşiret reisinin…
Yaşadığı mahalle muhtarının…
Bağlı bulunduğu tarikat şeyhinin…
Taraftar ya da militanı olduğu parti liderinin işaret ettiği doğrultuda hareket edenlerin çoğunlukta olduğu bir toplumda ortak bir iradeden bahsedile bilinir mi?
Olsa bile o irade nasıl doğru bir şekilde tecelli eder?
Eğer bu söylemle kast edilen belli periyodlarla yapılan seçimlerde kullanılan oy ve o oyların sonucu ise, tek seçenekli seçimlerin yapıldığı ülkelerde de tecelli eder mi?
Ya da bir yıla yakın bir süre önce Irak’ta seçim yapılmış olmasına rağmen hala bir hükümetin kurulmayışını halkın iradesinin bu yönde tecelli etmiş olabileceğine bağlayabilir miyiz?
Yine bir örnek olarak Türkiye’de %52’lik bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın her konuda söz ve karar sahibi olarak ülkeyi canı istediği şekilde yönetmesi, tecelli eden halkın iradesinin bir sonucu mu?
Sosyal bilimlerde de kesin doğru ve yanlışlar vardır.
Ancak o doğru ve yanlışlar her ortam ve koşulda aynı sonucu doğurmazlar.
Siyasette, ‘halkın iradesi tecelli eder’ denilen söylemin gerçekleşmesi için yapılması gereken kurallar zinciri şekilsel olarak yerine getirilse de, bu söyleme yüklenilen anlam her toplumda farklı bir sonuç doğurur.
Vatandaşlık bilincinin gelişkin olduğu batılı toplumlarda, asgari müştereklerde oluşan ortak irade, toplumsal işlerin organize edilmesinde belirleyici rol oynarken…
Vatandaşlık bilincinin oluşmadığı, insanların her türlü otoriteye karşı boyun eğerek, kul olma mantığıyla hareket ettikleri toplumlarda, tek tek kişilerin kendine özgü bir iradeleri olmadığı için olması gereken şekilsel koşullar yerine getirilse ve ortak bir irade ortaya çıksa da o, sosyal bilimlerde tanımlanan anlamda halkın ortak iradesi olmaz.
O irade, kendi cemaatini şekillendiren imamın…
Kendine bağlı müritlerin nasıl ve neye göre yaşamaları gerektiğine karar veren tarikat şeyhlerinin…
Modern ve demokratik kurum sıfatı taşımakla birlikte, bu kurumlara üye olan kişilerin iradelerini demokrasi ve özgürlük adına gasp eden şeflerin ortak iradesi olur.
Bir yıla yakın bir süre kalmış olmasına rağmen, türkü ve kürdüyle her siyasi beşer, önümüzdeki seçimlerde halkın iradesinin tecelli edeceği heyecanıyla gün sayıyor.
Halkın iradesi tecelli edecek…
Erdoğan gidecek…
Gitmesine gidecek de, yerine kim gelecek?
Gelecek olan neye ve kime göre hareket edecek?
Gelenle birlikte, Kürd’ün kazancı ne olacak?
‘Kürt anasını görmesin’ diye her şeyini vermeye razı olan Türk’ün eline ne geçecek?
18.08.2022