Hiç kuşkusuz Sri Lanka ile Türkiye birbirlerinden çokça farklı iki ülke.
Ancak bu farklılıklarına rağmen, kimi ortak özelliklere de sahipler.
Bunlardan biri her iki ülkede de yaşanan ekonomik bunalım…
Bir diğeri de her iki ülkedeki mevcut yönetimin 20 yıldan beri kesintisiz bir şekilde iktidarda olmuş olmaları.
Her iki ülke halkının yaşadıkları benzer ekonomik sorunlara karşı tepkileri nasıl, ona bakalım.
Sri Lanka’da halk Başkanlık Sarayını bastı…
Türkiye’de ise halk Camilere akın ediyor.
Sri Lanka’da devlet başkanı Gotabaya Rajapaksa görevi bırakmak zorunda kaldı…
Türkiye’de devletin başı Erdoğan ise, alternatifsizlikten yakınıyor.
Çünkü Sri Lanka küçük bir Güney Asya ülkesi…
Türkiye ise büyük ve de modern bir Avrasya ülkesi.
Sri Lanka halkı fakirliğin nedenini yönetimin beceriksizliği olarak…
Türkiye halkı ise, Allah’ın terbiye aracı olarak görüyor.
Bu nedenle çıkış yolu olarak Sri Lanka halkı başkanlık sarayına saldırıyor.
Türk halkı da, Erdoğan gibi bir lideri başlarına geçirmiş olduğu için, dualar eşliğinde Allah’a şükrediyor.
Sri Lanka’nın nüfusu 22 Milyon.
Bunun %70’i Budist, %13’ü Hindu, %10’ü Müslüman, %7’si ise Hristiyanlardan oluşuyor.
En önemli gelir kaynağı olarak tüm dünyaya ihraç ettiği ürün, çay.
Bir de uzun sahil şeridine sahip olma özelliğiyle ciddi bir turizm gelirine sahip.
Sri Lanka’da yaşayan halk uzun zamandan beri ekonomik sıkıntılar yaşıyor.
Ekonomi durma noktasına gelmiş.
Resmi enflasyon %80, fiili olanı ise %120’lerde.
Yaşanan en büyük sıkıntı yakıt ve gıda kıtlığı…
Baş gösteren açlık ve yoksulluk nedeniyle, çocuk ölümleri artmış…
Yemek dağıtılan aşevlerinin önünde biriken kuyruklarda karnını doyurma arayışında olan yoksul halk, son olarak çareyi başkanlık sarayını basmakta buldu.
Saraya yapılan baskın ile birlikte Başbakan Ranil Wickremesingh istifa etti.
Ardından da Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın 13 Temmuz günü görevi bırakacağına dair açıklama yapmak zorunda kaldı.
Farklı boyutta da olsa, Türkiye’de de ciddi bir ekonomik kriz yaşanıyor.
Sri Lanka’da olduğu gibi, Türkiye’de yirmi yıldan beri aralıksız olarak AKP ve Erdoğan tarafından yönetiliyor.
Türkiye’de de resmi enflasyon %80’lerde, fiili olanı ise bunun iki katı.
Türkiye’de çalışanların %60’ı asgari ücretle çalışıyor.
Normalde yılda bir kez artırılan ancak yüksek enflasyon nedeniyle ilk defa bu yıl ikinci kez artırılmasına rağmen, asgari ücret son haliyle bile açlık sınırının altında.
Buna rağmen bırakın halkı…
Muhalefet ve sendikalar bile sokağa çıkmayı düşünmüyor.
AKP hala birinci parti olarak halktan destek buluyor.
Bir yıl sonra yapılacak genel seçimlerde Erdoğan’ın karşısına çıkacak herhangi bir adayın ismi bile telaffuz edilmiyor.
Türkiye’yi yönetenler, ekonomik krizin nedeni olarak, dış güçleri işaret ederlerken…
Onların imdadına koşan din ve diyanet adamları hemen devreye giriyor.
Camilerde halka 5 vakit seslenen imamlar, yaşanan ekonomik bunalımdan çıkış olarak, daha fazla sabırlı olmayı ve Allah’a şükretmeyi öğütlüyorlar…
Halk yığınları ise her günün sonunda, aç olarak başlarını yastığa koyduklarında, kendilerini açlıkla terbiye etmeye çalışan Allah’a şükrederek, bir günü daha kurtardıklarına inanıyorlar.
Çünkü Sri Lanka’da halkın %10 Müslüman iken…
Türkiye’de yaşayanların %99’ü Müslüman.
Sri Lanka halkı kıtlık ve yoksulluğun yönetenlerden kaynaklandığına inanarak, devlet başkanlarının sarayına saldırırlarken…
Türkiye’de yaşayanlar ise, rızkı verenin de alanın da Allah olduğuna inandıkları için, her iki koşulda da şükrederek, günün birinde ödüllendirilecekleri umuduyla camilerin yolunu tutuyorlar.
Bu nedenle Türkiye’de AKP hala birinci parti…
Erdoğan ise hala alternatifi olmayan bir Müslüman ve de Türk lideri.
12.07.2022