Tarafgirlik körleştirir…
Çünkü taraftarlık duygusuyla hareket edenler, yeri geldiğinde iyi olanı kötü, çirkin olanı da güzel görüp çevrelerine yansıtmaya çalışırlar.
Ne iyi olanın meziyeti ne de güzel olanın albenisidir, onları ilgilendiren.
Tarafgirlik sağırlaştırır…
Çünkü taraftarlık duygusuna sahip olanlar, sadece bulundukları taraftan gelen sesleri duyar, karşı taraftan gelen tüm seslere kulaklarını kapatırlar.
Her kulağa hoş gelen bir melodinin çekiciliğine bile, ancak yandaş olarak gördükleri bir ses eşlik ediyorsa, kulak kabartırlar.
Şeyh veya lider olarak gördüklerine ait herhangi bir sözü, size aitmiş gibi telaffuz ederseniz, ellerinden gelebilse eşek sudan gelene kadar sizi döverler…
Şayet daha dayak yemeden bir fırsatını bulup o sözlerin, şeyh veya lider olarak gördükleri birine ait olduğunu belirtip en ufak bir imada bulunduğunuzda ise, o sözlerin doğruluğuna sizi ikna etmek için kırk dereden su getirirler.
Denemek mi istiyorsunuz?
Çıkın yaşadığınız yerdeki herhangi bir sokağa.
Daha ilk adımda karşılaşırsınız, son seçimlerde HDP’e oy vermiş herhangi bir Kürt vatandaşa.
Selamdan sonra verin kendisine müjdeyi, aşağıda verilen dört cümlenin sahibi olarak.
“Büyük değişime hazır olun.
Kimseyi dışlamayın.
Herkesin el ele, yan yana durması için uğraşın.
Ortak paydamız demokratik cumhuriyettir, ortak evimiz Türkiye’dir, ortak devletimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletidir…”
Özellikle aktaracağınız son cümleden sonra ayakta kalabilirseniz hala, bu sözlerin Selocan’a ait olduğunu söylemeyi ihmal etmeyin sakın…
Bu kez iftiracı diye dayak yememek için, çıkarın cebinizden akılı telefonunuzu.
Girin T24 adlı internet gazetesinin portalına.
Selocan’ın yazısını okuyun, baştan sonuna kadar, herhangi bir imada bulunmadan.
Okur yazarsa şayet muhatabınız…
Kalmaz dayak yeme ihtimaliniz.
Ancak gerekçe olarak daha beter sözler duyacak kulaklarınız.
Aksi takdirde, “özür dilerim heval” cümlesi kurtarır sizi, başınıza geleceklerden…
Selahattin Demirtaş’ın T24’de yayınlanan yazışını, yayınlandığı gün olan 9 Mayıs günü okumuş, ama şaşırmamıştım.
Çünkü Demirtaş, bugüne kadar bu cümlelerden daha beterini kurmuş, bir avuç Türk nezdinde sempatiyle karşılanan bu tür sözlerinden dolayı milyonlarca Kürt tarafından da “Selocan” unvanıyla onurlandırılmıştı.
Nereden nereye?
Yalçın Küçük haksız mıydı…
Kendisini sorgulayan savcıya; “Ben Türkiye’de yaşayan Kürtleri, Barzani’leşmekten alıkoydum, yoksa onlar da toprak talebinde bulunurlardı. Yakın zamanda Demokratik Türkiye için mücadele edecek ve ölecekler, bu hepimizin hayali değil mi? Bir Kürt’ün Demokratik Türkiye için ölmesi, Savcı Bey, benim soyadım Küçük ama ben bu devlet için büyük işler başardım…” deyip kendisini methederken.
11.05.2022