Bir Newroz daha geride kaldı.
Newrozlarda birçok Kürd’ün dilediği bir dilektir…
„Newrozunuz kutlu, her gününüz Newroz gibi olsun…“
Bu sözle her karşılaştığım da, içimden bir ah çekerek, „keşke olabilse“ diyerek, bu dileğin gerçekleşmesi için kendimce dua ederim.
Çünkü hala ortaklaşmamız gereken birçok milli ve toplumsal paydalarda buluşamıyoruz.
Bazen farkına bile varmadan, günübirlik çıkarlar uğruna, birbirimizden, dolayısıyla ortak paydalarımızdan uzaklaşıyoruz.
Gizemi her neyse Newroz, millet olarak bizi bir ortak paydada buluşturan nadir değerlerimizden sadece biri…
Kim bilir, belki de taşımış olduğu gizemin sonucu olsa gerek, ben de kendimi bildim bileli her 21 Mart’ta Newroz’un vermiş olduğu birlik coşkusunu yaşadım.
Kimi zaman gizlilik koşullarındaki kutlamalarda…
Kimi zaman da aleni bir şekilde, arkadaşlarım, dostlarım ve sevdiklerimle birlikte neşelendiğimiz şenliklerde.
Kimi Newrozlar’da duyduğum heyecan ve coşku, günün sonunda bir hüzne…
Kimi Newrozlar’da da bu, bir şeyi başarabilmenin verdiği bir haz gibi, bir sevince ve ona eşlik eden güçlü bir güven duygusunun oluşmasına dönüştü.
Çünkü üzerinde binlerce yıldan beri yaşadığımız toprakların yeni sahipleri olarak ortaya çıkan egemen güçler, sadece verimli topraklarımızı talan etmediler, bize ait olan her şeyi de sahiplendiler.
Keyiflerine göre davranan sömürgeciler, işlerine geleni sahiplenip kendi hanelerine yazdılar, gelmeyeni ise yasaklayıp, üzerini örttüler.
Bu nedenle yıllarca varlığımız dahi ret ve inkâr ediliyordu…
Haliyle olmayan varlığın dili de yasaklanıyordu…
Birçok değerimiz gibi, binlerce yıldan beri kutlanagelen Newrozumuz da, bir dönem el çabukluğuyla Nevruza dönüştürdü…
Yıllarca, gözlerimizin içine baka baka ucube bir şekilde Nevruzu kutlayan sömürgeciler, Newroz’u kutlamamızın önüne geçmek istediler.
Her mart ayının başlangıcında coşku ve heyecanla karşıladığımız Newroz şenliklerimizi adeta kana buladılar.
Newroz alanlarında çekilen halayları yas merasimlerine…
Yükselen zafer şarkılarını ağıtlara dönüştürmek istediler.
Ancak yasaklamaları da uyguladıkları baskı ve zulüm de sonucu değiştirmedi.
Küt halkı çektiği her acının ardından bir sonraki Newroz’a daha güçlü bir iradeyle, tarif edilemeyecek bir heyecan ve coşkuyla hazırlandı.
Gelinen aşamada kutlanma biçimi ve içeriği ile Newroz, artık bir kültür ve toplumsal şenlikten öte, siyasi bir simgeye, Kürtleri bütünleştiren ortak milli bir paydaya dönüştü.
Hani derler ya, Newroz baharın ya da yeni yılın başlangıcıdır!
İki gün önce Kürdistan’ın birçok ilinde olduğu gibi, Van’daki Newroz kutlamasında, meydanda biriken yüzbinlerin kar ve fırtınaya rağmen yaşadığı coşkuyu görünce, kendi kendime, „baharın böyle bir başlangıcı mı olur ki, Newroz da o günü karşılamanın bir sevinci olmuş olsun…“
Başlangıç hikayesi…
Binlerce yıldan beri kutlanagelen biçimi…
Her dönemin ruhuna göre yüklenen anlamı farklılıklar içermiş olsa da, Newroz artık Kürtler için bir ulusal birlik ve mücadele günüdür.
Newroz, dört parça Kürdistan’da, dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan, farklı dini ve dünyevi düşüncelere sahip olan tüm Kürtlerin ortak düşünce ve duygularla, ortak bir amaçla kutladığı tek gündür.
Umalım ve de isteyip çaba harcayalım ki, Newroz ile oluşan bu ortak payda farklı alanlara da evirilebilsin…
22.03.2022