1975 yılında kurulan YNK, 4. Kongresini Mam Celal’in ölümünden sonra 21 Aralık 2019 tarihinde yaptı.
Yani 45 yılda sadece 4 kongre…
Her parçadaki Kürt Partileri gibi demokrasiden dem vuran YNK de, 45 yılda 4. Kongresini yapmıştı, yapmasına ancak kongrede kimi ya da kimleri genel başkan seçtiğini bir türlü ilan edemiyordu.
Oysa günümüzde herhangi bir ülkenin halkı, genel seçim yoluyla istediği birini bir günde başkan ya da başbakan olarak seçebiliyor. Seçtiği kişiyi de o günün akşamı tüm dünyaya ilan ediyor.
Söz konusu halk Kürtler olunca, bırakın olmayan devletlerine bir başkan ya da başbakanı seçmelerini, kongre yapsalar bile partilerine seçtikleri genel başkanı ancak aylar sonra açıklayabiliyorlar.
Tamı tamına 1,5 yıl önce YNK’de bu durum yaşanmıştı.
Güney Kürdistan’ın ikinci büyük partisi olan YNK, kongresinden 59 gün ve sadece belirli kişilerin katıldıkları bir dizi toplantıdan sonra, bir genel başkan yerine kendilerine, Eşgenel başkanlar olarak, Bafel Talabani ile Lahur Şêx Cengi’yi seçtiklerini açıklamışlardı.
Biri Mam Celal’in oğlu, diğeri de onun yeğeniydi.
Seçtikleri Eşgenel başkanların ikisi de erkek olunca, o dönem bir yazı yazmış ve YNK’deki bu sistemin adını da Eşerkeklik Sistemi olarak koymuştum.
Çünkü kongreden 59 gün sonra ortaya çıkan tablo, sadece demokrasiye değil aynı zamanda Eşbaşkanlık ruhuna da aykırıydı…
Eşbaşkanlık sistemini bilindiği gibi dünyada ilk kez siyasi gündeme taşıyıp hayata geçiren Alman Yeşiller olmuştu.
Sistem, partide tüm kademlerdeki görevlerin biri kadın, biri erkek olmak üzere iki kişi tarafından yürütülmesini amaç ediniyordu.
Partilerinde uyguladıkları sistem ile, toplumun yarısını oluşturan kadınların, devlet yönetimi de dahil olmak üzere hayatın her alanında ereklerle eşit haklara sahip olduklarını, pratikte de uygulanabilirliğini somut bir şekilde göstermekti.
Alman Yeşillerin başarıyla ve de tavizsiz bir biçimde kendi bünyelerinde uyguladıkları bu sistem, bugün onları Almanya’nın en büyük partisi haline getirdi. Sonbaharda yapılacak seçimlerde Almanya’da „Yeşil“ bir başbakanı görmek sürpriz olmayacak gibi görünüyor…
Eşbaşkanlık Sistemi, Alman Yeşilleri ülke yönetimine taşırken, Eşerkeklik Sistemi de YNK’de şimdilik kuzenler arası bir kavganın başlamasına sebep oldu.
Ki, bu kavga, partinin bir kez daha bölünmesini ve hatta parti içi bir savaşa dahi evrilebilir.
Kavganın tek nedeni, Eşerkekler’den her birinin bir adım daha öne geçme ve egemen eş olma hesabını yapmış olmaları…
Tabi Eşerkekler arasında çıkan kavga, YNK içindeki ayrılık kadar Güney’deki paralel yapılanmanın boyutunu da yansıtıyor.
Herkes sadece partilere bağlı Peşmerge güçlerinin varlığından haberdar iken, bu kavga ile her iki partiye bağlı farklı iki istihbarat ve anti terör güçlerinin olduğunu da öğrenmiş oldu.
Çünkü kuzenler arası kavgayı tetikleyen, Soran Bölgesi Parastin (Koruma) ve Anti Terör Güçlerinin başkanlıklarına yapılan atamalar oldu.
Bafel Talabani, YNK dışında herhangi bir yöneticilik sıfatı olmamasına rağmen, diğer Eşerkek’ten habersiz İstihbarat ve Anti Terör güçlerinin eski başkanlarını görevden alıp yerlerine yenilerini atayınca, kıyamet koptu.
Bir süre önce, PDK ve YNK’ye bağlı 70 ve 80 rakamlarıyla anılan Peşmerge Birlikleri’nin Peşmerge Bakanlığı’na bağlandıklarına dair çıkan haberler üzerine, beni arayıp bu konuda fikrimi soran bir arkadaşa şöyle demiştim:
- Bu tür haberlere inanıp kendimizi kandırmayalım. Her iki partinin peş peşe aldıkları bu karar, ortak bir askeri güç oluşturmaları için onları sıkıştıran Amerika’yı kandırmaktan ibarettir.
Arkadaşım şaşırmış ve hayretle, „Amerikalılar onların kötülüğünü mu istiyorlar ki, böyle bir yola baş vuruyorlar“ sorusunu sormuş, ben de şu cevabi vermiştim.
- Asıl acı olan da bu. Birileri bizim birlik olmamızı istiyor, ama biz birlik olmamak için onları bile kandırmaya ya da oyalamaya çalışıyoruz. Bunun içindir ki, bırak bir devlet olmayı, özgürleştirilip bize altın tepside sunulan topraklarda ortak bir yönetim kurmayı bile beceremiyoruz…
Bu konuşmanın üzerinden iki hafta geçmeden Eşerkekler arasındaki kavga patlak verdi.
Öyle görünüyor ki bu kavga yeni bir bölünmeye, hatta yeni bir iç savaşa gebe…
Hiç kuşkusuz bu yeni kavga ve gürültüye de teşne olan Kürtler olacak…
Kim bilir, belki düne kadar Eşerkekleri birden hain ilan eden kimi Kürtler, yine kimi görüntülere aldanarak, onlardan birini üste çekip diğerini de daha alta iterek, kendilerini tatmin de edecekler.
Ancak olan Kürtlere olacak.
Çünkü ön alınmasa, hala ortak bir vatana dönüşemeyen Behdinan-Soran parçalanmışlığına yeni parçacıklar eklenecek…
Haliyle oluşabilecek ayrılıklara sömürgecilerimiz sevinecek…
Bizler ise, yeni parçalanmışlıklara paralel olarak karşı mevzilerde, hain ve şahin seçtiklerimizi birbirleriyle yarıştırmakla, neye veya kime hizmet ettiğimizin farkına dahi varmadan, zaman harcayıp, kendimizi avutmuş olacağız…
Çünkü YNK’de çöken Eşerkeklik Sistemi’nin sarsıntıları sadece Soran Bölgesi ile sınırlı kalmayacak, bir bütün olarak Güney’i de etkileyecektir.
15.07.2021