Nan û av ji dest me girtin
Em li çol û Kerbela hiştin
Romî zaro û jinên me kuştin
Xortino rabin edî bes e
x x x
Roj xewê va çû hîv ne hilat
Romî îro bûye celat
Xerab bûye nema welat
Xortino rabin edî bes e
Başka şiirleri de var nemir Faik Bucak’ın, “ne nan e, ne dan e, ne şîv û taştê / Ho rebiyo! Ewqas derd û bela jı kû tê” diye gürül gürül akıp giden ve kendinden sonraki neslin akıllarına kazınan, onları mücadele saflarında yan yana getiren.
Faik Bucak, tanınan, bilinen ve sevilen bir Kürt lideridir, derdi, tasası halkının esaretten kurtuluşu olan ve Dersim Tertelesi’nden sonra Kürt Özgürlük Mücadelesi’nin bayrağını göndere çekip bunu yaşamıyla ödeyen.
Sergovend’tir Faik Bucak, Dicle Talebe Yurdu’nda, yaşamının baharında. Sergovendlik iyi halay çekmesinden kaynaklanan bir yetenek ve paye değildir sadece, aynı zamanda iyi bir örgütçü ve örgütleyicidir, mazlumun yanında duran, ona ses olan ve hakkını veren.
Dicle Talebe Yurdu, ana rahmini oluşturur yakın zaman Kürt mücadelesinin Kuzey yakasında. İstanbul’da okuyan Kürt öğrencilerin bir yuvada buluşup ekmeği de cefayı da bölüştükleri mekandır Dicle Talebe Yurdu. Zamansa Dersim Tertelesi’inden hemen sonradır, yıllardan 1940/41.
Apê Musa (Musa Anter), Hayrettin Saruçlu, Memduh Yaşa, A. Lütfü Aykut, A. Kadir Karahan, Azmi Erdoğan, Yusuf Azizoğlu, Ziya Şerefhanoğlu, Enver Atmanoğlu, Ali Karahan ve yakın zaman neslin akıllarında kalan, beyinlerine kazınan birçokları. Ve bu işin çığırını açan M. Remzi Bucak ve projeyi hayata geçirmekte önemli roller üstlenen Faik Bucak.
Gençtiler, cıvıl cıvıldılar. Gülmesi ve sevmesini bilen, bedel ödemekse bundan kaçınmayıp canlarını feda eden, bundan sakınmayan.
Bu Kürdistan yuvasının, hêlininin tedrisatından geçenler sonraki yıllarda Kürt Özgürlük Mücadelesi’inde önemli görevler üstlendiler. Kimi 49’lar arasında zindanlarda başları dik şekilde Kürt halkının haklı mücadelesinde govendte saf tuttu, kimi Sivas kampında Kürt düşmanı Kemalist rejimin sağ ve sol soslu versiyonlarının hışmına uğradı. Ve kimiyse bunu canlarıyla ödedi, aynen Faik Bucak, Musa Anter ve başkaları gibi.
Yakın zaman tarih kitabıdır konumuz; “Kürt Hakim – Faik Bucak’ın Yaşamı” adı altında Avesta yayınları arasında çıkan. Bu tarih kitabını bir sarraf titizliği ile hazırlayan, onlarca, yüzlerce kitap ve belge, yakın zaman tanıklarının anlatımlarını ince bir elekten geçirip yitip gitmesinin önünü alansa merhumun oğlu Serhat Bucak’tır.
Dicle Talebe Yurdu, 49’ları, Sivas kampı ve ardından sürgünü ve bu aktörlerin DDKO ve Doğu Mitingleri’ndeki rolünü, Türk-Kürt ortak örgütlenmesinden Kürtlerin yol ayrımına varmasını anlamak için okumak gerekir bu kitabı. Ve tabii Kuzey yakasında boy veren Türkiye Kürdistanı Demokrat Partisi’nin kuruluş aşamasını ve Faik Bucak’ın bu örgütlenmedeki rolünü.
“Faik Bucak’ın en büyük rüyası, Kürt yurtseverlerini görüşleri ne olursa olsun tek çatı altında toplamaktı. İnancım odur ki eğer yaşasaydı Kürtler İki Saitler olayını yaşamazdı” diyor kek Serhat Bucak “Kürt Hakim” adı altında kaleme aldığı yakın zaman tarihinde ve uğursuz bir ismi anıyor kitabında.
Adı Emre Taner’dir bu uğursuzun, MİT’in Kürtçülük Daire Başkanı ve sonradan MİT Müsteşarı olan Diyarbekir doğumlu. Ben de katılıyorum kek Serhat’ın bu belirlemesine, hem de sonuna kadar. İki Sait’lerin katledilmesinde Emre Taner’in parmağıyla ilişkilerinin oynadığı rolü iyi araştırmak gerekir, bugünü anlamak için. O Emre Taner ki PKK ile birçok kez masaya oturup her keresinde hançerini çeken bir iblis ve 1960’ların ortalarından beri her önemli dönemeçte uğursuz ve negatif bir rol oynamış TC’nin kanlı tetikçisi.
Eline, yüreğine, emeğine sağlık kek Serhat. Yeniden bize onlarca yakın zaman Kürt aktörünü andığın, hatırlattığın, anımsattığın için.
Yakın zamana ilişkin bu tarih kitabını okuduğunuzda, geriye dönüp 1940’lardan sonraki karanlık yıllarda gökyüzünde ışıldayan yıldızları göreceksiniz. Onlardır bize yol gösteren Kutup Yıldızları, onlardır zifiri karanlıkta yol almamızı sağlayan. Hepsini tek tek andığı, taşları yerli yerine oturttuğu için de teşekkür etmek gerekir, her an, her zaman büyük bir heyecanın sahibi kek Serhat Bucak’a.
Evlatlarından dördünü tanıma fırsatı ve olanağım oldu cangorî Faik Bucak’ın, bana mutluluk veren ve bundan onur duyduğum. Sertaç yakın çalışma arkadaş ve yoldaşım oldu, Zozan ablamsa bir türlü ulaşamadığım bir zirve. Nurê ile birkaç kez görüştüm Sertaç vasıtasıyla. Kek Serhat’sa abimdir benim, büyüğüm ve saygı duyduğum. Kürtlerden binde biri kek Serhat kadar heyacanla ve tüm kalbiyle inansaydı mücadeleye, çoktan kavuşurdu menzile bu dava.
Okuyun kitabı, yakın zaman Kürt tarihi ve aktörlerini tanımak ve anlamak için. Edinmek için tıklayın www.avestakitap.com adresini. Bu kafi gelmiyorsa, bir zahmet buyurup okuyun kitaba ilişkin yazılan bazı tanıtımları:
İsmail Beşikçi: https://www.nerinaazad.cc/tr/columnists/ismail-besikci/kurt-hakim,
Mehmet Bayrak: https://www.ozgurpolitika.com/haberi-kurt-hakim-faik-bucak-11346
Kadir Amaç: https://rojevakurdistan.org/kurt-hakim/
Newroz, 21.03.2021
msahin1@web.de