
Trump uzaktan kumandalı bombalarla Qasim Süleymani ile Mehdi Mühendis’in ruhlarını Cehenneme gönderdi.
Bedenlerini ise, bu dünyada yaktı, üstelik cehennemdeki ateşten daha gür bir ateşle…
Mehdi Mühendis ile diğer kişiler Süleymani’nin gölgesinde kaldıkları için, onların arta kalan parçalarıyla kimse ilgilenmedi.
Herkes Süleymani’ye ve ondan geriye kalan parçacıklarına odaklandı.
Ondan geriye ise, sadece serçe parmağındaki kaşlı yüzüğünün bulunduğu sol eli kaldı.
Yüzüğü kızına verildi.
Sol eli ise, Türk solcularına esin kaynağı oldu…
Bu nedenle kimileri onu Che’ye benzetti.
Kimileri de emperyalizme karşı savaşan bir halk kahramanı olarak ilan etti.
Daha sağ iken Ali Haminneyi tarafından şehitlik payesi ile ödüllendirilen, öldürüldükten sonra da Türk solcuları tarafından halk kahramanı ilan edilen Qasım Süleymani kimdi ve ne yapıyordu?
1998 yılında Kudüs Gücü Komutanlığına atandıktan sonra, İran’ın Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen başta olmak üzere tüm dış operasyonlarını yöneten Qasim Süleymani, adı geçen ülkelerde katliamlar yaptı, binlerce insanın canına kıydı.
Onun bu coğrafyada yaptıkları operasyonların tek tek adlarını sıralamak bile yüzlerce sayfayı kaplar.
O nedenle bu yazıda da sadece Kürtlere yönelik gerçekleştirmiş olduğu operasyon ve bizzat katıldığı birkaç olaya değinmek istiyorum.
1957’de İran’ın Kirman kentine bağlı bir köyde doğan ve sadece ilk okul eğitimi alan Qasim Süleymani, bir işçi olarak İran devrimini karşılar.
Devrimle birlikte bir anda yaşamı değişir ve kısa sürede bir yıldız gibi parlamaya başlar.
1979 İran İslam Devrimi sonrası Mahabad’da rejime karşı ayaklanan Kürtlerin başkaldırılarının sonlandırılması için görevlendirilir.
Mahabad’da yaptığı Kürt katliamıyla Qasim Süleymani, Tahran’daki Molla yönetiminin dikkatini çeker.
Mahabad’daki başarısından dolayı Kirman’daki Devrim Muhafızları Kudüs Garnizonunun başına getirilir.
İran-Irak Savaşı’nın başlamasıyla daha 23 yaşındayken, 41’inci Sarallah Tümeni Komutanı olur.
13 Temmuz 1989 yılında bir dönem Cumhurbaşkanı olan Mahmud Ahmedinecat ile birlikte İranlı Hükümet yetkilileri ile görüşme yapmak üzere Avusturya’nın başkenti Viyana’da, PDK-İ’nin lideri Dr. Abdurrahman Kasimlo cinayetinde rol alır.
1998 yılında ise, Kudüs Gücü Komutanı olarak atanır.
2011 yılında Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi’ne yönelik bir suikast girişiminde bulunur.
Bu olaydan sonra ABD tarafından yabancı terörist listesine alınır.
Arap Baharıyla birlikte İran’ın Ortadoğu’daki nüfuzunun genişletilmesinde oynadığı rol nedeniyle dünya kamuoyunda adı sıkça anılmaya başlanır.
Son yirmi yılda Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’deki faaliyetleriyle İran’ın adeta tüm Ortadoğu’daki siyasetinin belirleyicisi olarak öne çıkar.
Referandum öncesi ve sonrası dönemde Güney Kürdistan’da Kürtlere karşı yapılan tüm operasyonlarda bir organizatör olarak rol oynar.
Özellikle 16 Ekim 2017’de Kerkük ve sorunlu bölge olarak adlandırılan Kürt şehirlerinin işgalinde Irak ordusu ve Heşdi Şabi’yi sevk ve idare ettiği iddia edilir.
Perinçek’in tabiriyle, „Barzani’nin kurmak istediği bağımsız Kürdistan’ın önünü keser “.
Qasim Süleymani’nin bugün Türk solcuları tarafından bir halk kahramanı olarak ilan edilmesinin gerçek nedeni, Perinçek gibi açıkça ifade etmeseler de Güney’de yapılan referandum sonrası ilan edilmesi hedeflenen Bağımsız Kürdistan’ı engellemiş olmasıdır.
ABD’ye karşı ya da anti-emperyalist bir kişiliğe sahip olmuş olmasına yönelik yaptıkları güzellemeler ise, içlerinden geçeni perdelemek içindir.
Qasim Süleymani ile Mehdi Mühendis’in, Trump’ın talimatıyla cehenneme yollanmış olmalarıyla Kürtlerin yaşayan katillerinden ikisi eksildi.
Ancak kimi Kürtlerin bu katillerine yönelik methiyeler dizmeleri ise, katil-maktul sendromunun ne denli güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi.
12.01.2020