
‘Gönlünü kazanıyor’ Erdoğan Kürtlerin, her gün kan dökerek ve yerle bir ederek Kürdistan’ı baştan başa, gözetmeden hiçbir ayrım ve takmadan sınırları.
Tekrarlıyor oysa Erdoğan ejdadını. Mistê Kor, İsmetê Ker de kazanmıştı kan deryasına dönüştürdükleri Kürdistan’da ‘gönlünü’ Kürdün. Ve koydular adını medeniyet, estirdikleri terörün.
Sonra diğerleri, Evrenler, Özal ve Demireller, Ecevit ve Bahçeliler, Yılmaz ve Çillerler, son on yedi yıldır da Erdoğan ve şürekası.
Kalmadı yıkmadıkları köy, ateş düşürmedikleri tek bir hane.
On yıllardır kemiklerini arıyor Kürt halkı, kaybettikleri evlatlarının. Bir mezar taşı dikseler, rahatlayacaklar belki. Kürt rahat etmesin, anasını görmesin tek dertleri.
Ne kadar çocuk katledildi ne kadar insan, ‘çocuk da olsa, kadın da olsa’ denerek. Ve Roboski, bir başka yara.
Buna eriyor desem Türk aklı, kızacak belki az sayıdaki Kürt dostu Türk. Varsın kızsınlar, bu kadar zulüm o mahallenin ürünü, ‘Made in Turkey’ etiketli.
Başka diyarlarda da yaşandı, tanık olundu zulme. Ortak bir yol bulundu, bir noktadan sonra. Neredeyse tek bir devlet kaldı, yetinmeyen estirdiği terörle, içerde ve dışarda.
TC’dir adı, terör patentli ve salt içeriyle yetinmeyen, tecavüzde bulunan komşularına da. Kürt sorunudur, iki asırdır neden olarak gösterilen ve bir türlü kavuşturulmayan çözüme.
Yapılsa empati, tanınsa insan olmaktan kaynaklı hakları Kürtlerin, kavuşacak bu sorun da çözüme. Dünyayı istemiyor Kürtler, insanca yaşamaktır tek arzuları yaşadıkları topraklarda. Dillerini konuşmak, öğretmektir korkusuzca çocuklarına, kendilerini yönetmek bir de.
Dünyayı istemiyor Kürtler, Türkiye’yi de. Kıbrıs’ta yaşayan yüz bin insan için istenen hakları istiyorlar yalnızca. Razı gelinse, son bulur bu yıkım, bu vahşet, bu terör. Ve heder edilmez kaynaklar savaş ve yıkımda.
Yakılıp yıkılıyor Kürdistan yüz yıldır. Yerle bir edildi beş-altı bin köy, eklendi kentler de listeye daha dün. Yerinden sürüldü dört-beş milyon insan, düştü toprağa yüz bini son kırk yılda. Ve alındı binlercesi evinden, bir daha geri dönmedi ve literatüre faili meçhul diye geçti. Ve boy attı üç-dört nesil savaşın ağır travması altında.
Yaşanıyor bu vahşet, Kürtler ‘biz de insanız, bundan kaynaklı haklarımız var’ dedikleri için. El uzatılıyor kardeşlerine de. Rahatı yok Kürdün Bakur, Rojava, Başur ve Rojhılat’ta. İşgal edildi Afrin, sürüldü yüz elli bin Kürt. Yerleştirildi yerlerine baş kesen, tecavüzde bulunanlar. Bu da yetmedi. Kürdistan’ın güneyine de geldi sıra. Köyler, dağ ve tepeler bombalanıyor gün boyu. Ve yapılıyor tüm bunlar, Kürtler ‘biz de insanız, bundan kaynaklı haklarımız var’ dedikleri için.
Yerleşim yerlerini yakıp yıkan, bombalayan mezarlıkları, tahrip eden tarihi ve kültürü ve ekmeği tarladayken yakan bir devlet gönül kazanamaz, olsa olsa nefret kazanır, kini biler ve kabartır öfkeyi. Ve son kerteye vardığında iş, boğazlar komşu komşuyu.
Bitmez öldürmekle Kürtler! Ve dökerek Kürt kanı, dost olmaz iki halk. Kalmak istiyorsa Türk halkı Kürtlerle komşu, dur demeli artık, êdi bes e, ya basta!
Yıl 2019 ve uzak maalesef Türk aklı bundan. Ve yokken bile hiçbir yargı hükmü, görevden alınıyorsa seçilmiş Kürt ve tepki vermiyorsa kayyıma, haneye tecavüzde bulunanlara; sokağa inmiyor, hak vermiyorsa ‘oyımi istirem’ diyen kadına, fazlaca bir yol kalmadı gidilecek, bu biline.
Öcünü alıyor Erdoğan, Rojava ve Suriye’deki kuyruk acısının. ‘Yerle bir edeceğim’ dedi yıllarca Rojava’yı, Doğusu’nu Fırat’ın. Çıkmadı ekmek bundan.
‘Esad’ı devirip kılacağım öğle namazı Emevi Camisi’nde dedi ve çakılıp kaldı İdlib’te beslemesi çakallarla. Elimine edeceğim diye söz verdiği çeteler, yüzde doksanına yayıldı İdlib’in sonunda.
Gördü ve bozdu oyunu Kürtler Fırat’ın Doğusu’nda. Ve bastı düğmeye Putin, İdlib’te. Provokasyona gelsin, yönelsin Kürtlere ve sürtüşsün diye Amerika ile. Olmadı, oyunu bozdu Kürtler.
Feleğini şaşırdı, eskortunu kaybeden Türk konvoyu ve düştü Han Şeyhun sonra. Bakın kronolojisine gelişmelerin, 5 Ağustos’tur başlangıç, 19 Ağustos zirve, kaybedenler hanesinde, ‘manidar’.
Öç alıyor Erdoğan Kürtler’den, el koyarak belediyelere. Oysa mahkumdur bu politika kaybetmeye her daim. Bugün Rojava, yarın İdlib ve başka yerler sonra.
Kaynıyor su, birikiyor öfke ve hızlanıyor son.
Zarar verdi her yerde, bu kadar sirke küpüne. Sıra sende Erdoğan, bunu sen hazırladın. Senin eserindir bu, övünsün Bilal ve torunların, ejdadıyla!
27.08.2019