
Denklemin özgün adı, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi).
Denklemi kurgulayıp formüle eden Amerika.
Çözmeye çalışan da yine Amerika.
Ancak denklem bir türlü çözülemiyor…
Çünkü her bilinmeyen değer, kendi içinde yine çok bilinmeyenli alt denklemleri barındırıyor.
Mesela K, yani Kürtler, dört bilinmeyenli ana ve bunlardan yine her biri kendi içinde bilinmeyenli denklem zincirinden oluşuyor.
Amerika K’ya hangi değeri verirse versin, bir türlü doğru bir sonuca varamıyor.
İlk adım olarak Güney’e bir değer vererek, işleme başladı, ancak, orada da iki bilinmeyenli alt bir denklemle karşılaştı.
Yapılan işlem belirsiz bir sonuca doğru gidince, Amerika, ortaya çıkan belirsiz durumu sabit tutmak şartıyla, çözümün ağırlık noktasını Batı ayağına kaydırdı.
Batı’da da tek bilinmeyenli bir iç denkleme, çok bilinmeyenli diş denklemler eklemlendi.
Ve yine belirsiz bir sonuç ortaya çıktı.
Çünkü Batı’ya verilen her tahmini değer, Güney’dekini, Güney’e verilen Kuzey’dekini, Kuzeye verilen her değer ise, diğer her üç ayaktaki değerleri belirsizliğe doğru sürüklüyor.
Böylelikle ne alt denklemler çözülüyor ne de onlara bağlı olarak ana denklemdeki Kürtlerin gerçek ve doğru değeri ortaya çıkabiliyor.
Çözme işlemine Rusya, Türkiye ve İran gibi devletler dahil olmaya çalıştıkça, kurgulanan formül, her seferinde biçim ve yöntem itibariyle değişime uğruyor.
Her denemede, ana denklemin bilinmeyenleri artmaya, buna bağlı olarak çözüm formülü de uzadıkça uzuyor.
Misal olarak, ana denklemi kurgulayıp formüle eden Amerika’nın Kürtlere verdiği bir değeri, Rusya dolaylı olarak, Türkiye ve İran ise, hem içten hem de dıştan etki yaparak aşındırmaya çalışıyorlar.
Kürtlere verilen değer azaldıkça, bu kez Türkiye ve İran’ın değeri, borsa endexi gibi, tahmin edilenin üstünde, yukarı doğru fırlıyor.
Türkler ve İranlılar tarafından kendilerine biçilen değeri benimsemeye başlamalarıyla Kürtlerin ana denklemdeki yeri, etkisiz elemana, formül de bir bilmeceye dönüşüyor.
Gelinen aşamada, Kürtler de dahil olmak üzere şimdi herkes bu bulmacanın bir köşesinde tutmuş, ellerine geçirebildikleri harfleri rastgele bulmacanın boş karelerine yerleştirmenin peşindeler…
Güney’de YNK, İran’ın, PDK ise Türkiye’nin işaret ettikleri boş karelere kendilerini yerleştirmeye çalışırlarken.
Batı’da PYD/YPG, bir taraftan Amerika’nın diğer taraftan Rusya ve Suriye’nin kendilerine işaret edebilecekleri boşluklara yerleşmenin hesabıyla meşguller. Göbekten bağlı oldukları Kandil, onlara sığınacak liman olarak İran’ın sunabileceği bir boşluğu gösterirken, İmralı ise Türkiye’yi gözetmelerini ve ona göre yol almalarını öneri olarak sunmakta…
Bu arada Türkiye, Kandil’i yerle bir ediyorum derken, aslında PDK’nin altındaki zemini aşındırmayı esas alarak Musul ve Kerkük’e demir atmanın hesabını yapmakta.
Batı’da PYD/YPG’nin varlığına son vermeyi bir beka sorunu olarak görürken, PYD/YPG’nin bağlılıkta kusur etmediği İmralı’daki Şeyh’in fetvalarını, reçete olarak tüm Kürtlere sunmakta…
Rusya, Türkiye üzerinden NATO’ya, Suriye ve Kürtler üzerinden ise Amerika’ya çelme atmanın arayışında…
İran, Suriye’de etki alanını genişletmek için Rusya ile, Irak’ta kalıcı olmak için Türkiye ile olan ittifakını sürdürmenin derdinde…
Her şeye rağmen ana denklemin kurgulayıp ve formüle edeni olan Amerika ise, denklemdeki belirsiz Kürtlerin gerçek değerini bulabilmek için doğru bir adres bulma arayışında…
Farkındayım, çok bilinmeyenli denklemle başlayan yazı, karmaşık bir bulmacaya dönüştü.
Denklem zor, bulmaca karışık…
Bunca uğraşıya rağmen ne denklemi ne de bulmacayı çözebildim.
Ancak işin içinde sahibini bekleyen iki ödül var…
Denklemi çözene Nobel Matematik ödülü, bulmacayı çözene de Nobel Edebiyat ödülü…
Şansınızı denemeye var mısınız?
15.08.2019