
Almanya’da koalisyon hükümeti yeni bir yasa için anlaştı. Hazırlanan yasaya göre çifte vatandaşlık sahibi ‘teröristlerin’ Almanya vatandaşlığı iptal edilecekmiş.
Hükümeti oluşturan partiler İŞİD’e, yani İslam Devleti’ne katılan ve Almanya vatandaşı olan cihadçılara ilişkin yıllardır süren tartışmaların sonunda yukarda bir cümle ile özetlediğimiz bir yasa teklifinde anlaştı. Ve sapla saman bilinçli bir şekilde birbirine karıştırıldı, bir çuval pirince birkaç çuval kum karılarak pirince karıştırılan taşın ayıklanması neredeyse imkansız hale getirildi.
Son yedi-sekiz yıl içinde bini aşkın Alman vatandaşı cihadçı Suriye ve Irak’a giderek İslam Devleti saflarına katıldı. Bu rakam sadece bilinenleri kapsıyor. Bir de Türk vatandaşlığına da sahip olan ve tatile gidiyorum diyerek Suriye ve Irak’a geçen belki de yüzlerce, binlerce cihadçı var. İdlib ve Rakka’dan Musul ve Tikrit’e geniş bir alanda kelle kesmek, tecavüz etmek için birbiriyle yarışan cihadçı bir güruh söz konusu olan. Kurbanların sayısı ise neredeyse yarım milyon insan.
Bu çakallardan bir kısmı geri döndü Almanya’ya. Aralarından bir kısmı gizli tanık oldu ve işlemiş oldukları cinayet ve tecavüzlerden Alman devletinin hizmetine girerek bir yönüyle sıyırdı. Bir kısmı ise ellerini kollarına sallayarak Alman devletinden sosyal yardım almaya devam ediyor hala.
7 Mart tarihinde yeni bir haber düştü basına. 2014 ile 2019 yılları arasında Almanya’ya sığınma başvurusunda bulunanlar arasında yeralan 7.000 kişi hakkında savaş suçu işlemiş oldukları için şikayette bulunulur. Her ne hikmetse kovuşturmaya uğrayanların sayısı devede kulak, sayı ise 129 kişide çakılıp kalır. İnsanın 7.000 nire, 129 nire diyesi geliyor, bu yüzde ikilik sonucu görünce.
2014 yılının 3 Ağustos günü Şengal’e saldıran ve binlerce Êzidi’yi katleden, binlerce çocuk ve kadını ganimet olarak alıp götüren, tecavüz eden, köle pazarlarında satan çakal sürüsünden, günümüzün Moğol istilacılarından biri Stuttgart’ta rahatça dolaşabiliyor örneğin.
Stuttgart’ta yaşayan alçağı, zorla alıkoyduğu, tecavüz ettiği Êzidi kadın tanır ve şikayette bulunur. Ancak ‘kanıt’ bulunmadığı için polis ve yetkili makamlar ‘elimizden birşey gelmez’ diyerek, psikolojik tedavi gören bu kadını yaşadıklarıyla baş başa bırakır.
İki örnekle geri dönen cinayet ve tecavüz çetesi elemanlarının durumuna kısaca dikkat çekmek istedim. İtirafçı olan himaye görüyor, koruyup kollanıyor, estetik ameliyatlardan geçerek yeni bir kimlikle yaşama hiç bir şey olmamış gibi devam edebiliyor, 6.800 alçak içinse kanıt aranıyor!
Şayet mağdur ve kurban olanların yaşadıkları kanıtlık için yeterli görülmüyorsa, binyüz Êzidi kadın ve çocuk neden Baden Württemberg Eyaleti tarafından Almanya’ya getirilerek tedavi altına alındı? Bunlar yetmiyorsa, nedir kanıtlık için aranan kriterler?
Tekrar hazırlanan yasaya dönersek. Yasa geriye dönük geçerli değil. İslam Devleti saflarına yeni katılımları içeriyor. Haliyle İslam Devleti yenildiği, elde tuttuğu tüm topraklar özgürleştirildiği için yeni katılımlar da olmuyor. Bu nedenle de üzerinde uzun zamandır tartışılan yasa amaca hizmet etmiyor.
Geriye dönük olmayacak ve ileriye dönük devreye girecekse yasa, İslam Devleti’ne katılanlar bir yönüyle ödüllendiriliyor. Ve öyle görünüyor ki bu yeni yasa islamcılardan ziyade yarın ‘terörist’ sayılan sol güçlerle Kürtleri hedef alacak.
Örneğin, çift pasaport sahibi yurtsever bir Kürt yarın Irak veya Güney Kürdistan’a, Suriye ve Batı Kürdistan’a (Rojava) gittiğinde Türk istihbaratının İnterpol üzerinden tutuklama kararı çıkartması ve söz konusu kişinin teröristliğine ilişkin ‘belge’ sunmasıyla Alman vatandaşlığının iptaline giden yol açılabilecek. Yine Türkiye’nin sunacağı bir dosya ile YPG’ye katılan çifte vatandaşlık hakkından yararlanmış bir kişinin Alman vatandaşlığı rahatlıkla iptal edilebilecek.
Peki Almanya hangisini yapar sizce? İslam Devleti’nin vahşetine ortak olan, insanları katleden, ‘yanlış’ bir dine mensup oldukları için binlerce Êzidiyi katleden, binlerce çocuk ve kadını alıkoyan, tecavüz eden, köle pazarlarında satanların mı, yoksa Kürt gençlerinin mi vatandaşlıkları iptal edilir?
Savaş suçu işledikleri için mağdur ve kurbanlar tarafından şikayette bulunulan yedibin kişiden sadece 129’u hakkında kovuşturma açan Alman makamları, aynı ‘titizliği’ örneğin terör listesinde yer almayan YPG ve PYD’li gençlere, Alman dostlarına göstermiyor. Son iki yılda onlarca insan YPG bayrakları taşıdıkları, facebook sayfalarında paylaştıkları için kovuşturmaya uğradı.
Son çeyrek yüzyıllık pratik ve uygulamanın da gösterdiği gibi, bu yeni yasayla da Kürt yurtseverleri hedef alınıp mağdur duruma düşürülecek. Böylelikle hem TC’nin gözüne girilecek hem de ‘sıra dışı’ harekette bulunan, baş ağrıtan Kürt ve Türk demokratlarından kurtulmanın yolu açılmış, gözdağı verilmiş olacak.
Bilindiği gibi YPG’nin ele geçirdiği yabancı uyruklu İslam Devleti mensuplarının sayısı haylı kabarık. Aralarında İngiltere, Fransa ve Almanya vatandaşlarının da bulunduğu bu cellatların geldikleri ülkelere iadesi ve orada yargılanmaları gündemin başında yer alıyor. Trump, bir tweetle geri almama durumunda bunların serbest bırakılabileceği uyarısında bulunarak Almanya üzerinde basınç oluşturdu.
YPG ve sahadaki müttefikleri iade için bastırırken Almanya ipe un seriyor, geri almamak ve ‘başa bela etmemek’ için her yolu deniyor. Bununla da kalmıyor. Karşı hamle geliştirerek özellikle de YPG’ye bu yasa tasarısı ile gözdağı veriyor.
Şimdi karşı hamle zamanı. Rojava yetkilileri insanlığa karşı işlenen suçlarla savaş suçları uzmanı birkaç uluslararası hukukçu, bilim insanı, politikacı, insan hakları savunucusu ve gazeteciyi bir araya getirerek bu çakalları yargılayabilir. Fransa eski Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Alman uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Norman Paech, Baden Würtemberg Eyaleti adına Ezidi kadın ve çocukları Almanya’ya getiren heyetin başkanı Michael Blume, Prof. Dr. İlhan Kızılhan, Amal Clooney ve Nobel Barış Ödülü sahibi Nadia Murad ile Angela Davis böylesi bir tribunalde yer alabilecek insanlardan aklıma ilk gelenler.
Böylesi bir tribunalle hem İslam Devleti çakalları hak ettikleri cezalara çarptırılarak tarihe not düşülür, hem de onlara destek olan, koruyup kollayan Türkiye gibi devletlerle suçları kanıtlandığı halde ipe un sererek topu taca atan Almanya gibi devletlerin maskesi alaşağı edilmiş olur.
7.3.2019