Şaşı olan daha ağzını açmadan kör tarafından kör diye aşağılanmış…
Şimdi Tektekçibaşı ile adamları da, körün şaşıyı suçlama misali gibi, İsrail devletinin yöneticilerini tekçi ve ırkçılıkla suçluyorlar.
Bilindiği gibi, İsrail Hükümeti tarafından hazırlanan ‚Yahudi Ulus Devlet‘ yasası, İsrail Parlamentosu olan Knesset’de, geçen hafta görüşülerek oy çokluğuyla kabul edildi.
Bu yasayla birlikte daha önce resmi dil sayılan Arapça resmi dil olmaktan çıkarıldı.
Ülkenin tek resmi dili İbranice oldu.
Kabul edilen yasanın en çok dikkat çeken maddeleri arasında şu hükümler yer alıyor:
„… Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir, İsrail bir Yahudi devletidir, İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır, hukukta bir boşluk olduğunda Yahudi şeriatı referans alınacaktır, dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı vardır, Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır ve İsrail’in başkenti birleşmiş Kudüs’tür.“
Hiç kuşkusuz, Knesset’en çıkan yeni yasa ile ilgili söylenebilecek çok şey var.
Ve herkesten, hatta Filistinlilerden önce ilk itirazı yapanlar da yine İsrail’de yaşayan Yahudiler…
Knesset’deki oylamadan sonra bir açıklama yapan Başbakan Benyamin Netanyahu yasayı överken, muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Isaac Herzog ise, yasayla ilgili kaygılarını dile getirdi.
Netenyahu: „Bu İsrail için bir dönüm noktası. Theodor Herzl’in vizyonunu açıklamasından 122 yıl sonra bu yasayla varoluşumuzun kurucu prensibini tanımladık. İsrail, Yahudi halkının ulus devletidir ve tüm vatandaşlarının haklarına saygı gösterir…“ derken, yasanın çıkmasına karşı red oy kullanan Isaac Herzog ise, „Burada sorulması gereken soru bu yasanın İsrail’e zarar mı vereceği yoksa yararlı mı olacağı. Buna ancak tarih karar verecek…“ diyor.
Görüldüğü gibi yasa ile Arapça’ya sadece özel bir statü verilerek, resmi dil olmaktan çıkarılması, İsrail’in 8 milyonluk nüfusunun 1/5’ini oluşturan Araplar kadar, muhalefetteki İşçi Partisi tarafından da tepki ile karşılanıyor.
Son bir haftadır „Tektekçibaşı“ ile adamları da, körün şaşıya kör deme misali gibi, İsrail’i tekçilikle suçluyorlar.
Neymiş efendim, İsrail, ‘Yahudi Ulus Devlet’ yasasını kabul etmiş…
Arapları yok saymış…
Arapçayı resmi dil olmaktan çıkarmış…
Hemen her gün:
„Tek millet…“
„Tek devlet…“
„Tek bayrak…“
„Tek vatan…“
„Tek dil…“ gibi tekteklerini bir papağan gibi sıralayan „Tektekçibaşı“ ve adamları, dünya aleme ne kadar demokrat olduklarını göstermek için İsrail’i suçluyor ve ‚Yahudi Ulus Devlet’ yasasını ırkçı buluyorlar …
Buna tepki olarak ta, ilk kıbleleri olan Kudüs’ün başkent olarak ilan edilmesini tanımayacaklarmış…
Filistinlileri sistematik biçimde yerlerinden etmek için yeni yerleşimlerin kurulması kararlarını ve İsrail hükümetinin bir apartheid devleti kurma çabalarını reddediyorlarmış…
„Türk Ulus Devleti“nin mağdurları olan kimi Kürtler’de kendi hallerine ağlayacaklarına, „Tektekçibaşı“ gibi, Arapça’nın resmi dil olmaktan çıkarılmış olmasına üzülüyor ve din kardeşleri olan Filistinlilerle dayanışma adına İsrail devletini lanetliyorlar…
Yukarıda da belirttiğim gibi, Knesset’de kabul edilen yasa ile özellikle Arapça’nın resmi dil olmaktan çıkarılmasının kabul edilir bir tarafı yok.
Ancak bu yasaya karşı çıkması gereken en son ülke Türkiye, üzülen en son halk da Kürtler olmalı…
Türk devleti İsrail’i eleştirmeden önce kendine bakmalı…
Kürtler de Arapça’nın yasını tutacaklarına, önce Kürtçenin katillerini görüp onları lanetlemeli…
24.07.2018
firataras@navkurd.net