Belki erken yapılmış bir değerlendirme olarak görülebilir.
Ancak yaptığım, değerlendirmeden daha çok, şu an ki duygularımın dışa vurumu.
Bir işe yarar mı?
Ben de emin değilim.
Bunca acı ve tecrübe bir işe yaramamışsa, dışa vurduğum üç satırlık duygularım mı yarayacak…
Kimi Kürtlerin din kardeşi, kimilerinin can yoldaşı, kimilerinin de iş ortağı olarak gördükleri Türkler, yine Kürtleri hedef tahtasına koydular.
Türk devletini temsil eden her kes kendi görevini ustalıkla yerine getiriyor.
Her şeyin başı olan zat Kürdü, “kıçı kirli üç-beş çapulcu” diye aşağılıyor.
Muhalefetin başı Kürdü, her türlü kötülüğün müsebbibi olarak gösteriyor.
Dindarların başı, Allah’ın evi dedikleri camilerde Kürdün katli için dualar eşliğinde fetva veriyor.
Peygamber Ocağı diye Kürde yutturdukları katiller ocağı da ateşle Kürd’ün üzerine yürüyor.
Hedefleri dün Kerkük idi, bugün de Afrin…
Afrin saldırısının sonucu nereye kadar varır, nasıl sonuçlanır, şimdiden kesin bir şey söylemek zor…
Türkiye’nin, İran, Irak ve hatta Türkiye’nin saldırılarına karşılık vereceğini ilan eden Suriye’nin niyet ve beklentileri belli.
Bu saldırıya da aynı niyetle yaklaşacakları sır değil.
Kürtsüz bir coğrafya…
Amerika ve Rusya’nın tutumuna gelince, onların niyetleri de her kes tarafından bilinmekte.
Tek kaygıları, küresel etkilerini artırma karşılığında ödeyecekleri maliyetleri asgari düzeyde tutmak…
Bunun için kâh Kürtlerden, kâh bölgesel devletlerden yana tutum alıyor, sahadaki taleplerini daha az bir maliyetle karşılayacak arz dengesini gözetliyorlar…
Böyle olunca da, kızışan rekabet sonucu, maliyetlerini asgariye indirecek arz sahiplerinden yana karar kılıyorlar…
İşin içine rekabet girince, her zaman kaybeden Kürtler, az bir zararla ayakta kalan bölge devletleri, kazananlar da Amerika ve Rusya oluyor…
Daha dün oynanan oyunun adeta bir tekrarı.
Sahne aynı sahne…
Oyun aynı oyun…
Bugünün dünden farkı, oyundaki başrol oyuncusunun yer değiştirmiş olması.
Her seferinde oyuna acemi kalarak, figüranlıkla yetinen yine savrulan Kürtler…
Çok eskilere gitmeye gerek yok.
Dün Kerkük…
Bugün Afrin…
Kim bilir yarın neresi?
Türkler, Arap ve Acemler kısa ve uzun vadeli hesaplar peşinde…
Kürtler ise, hala sidik yarışında…
Üstelik başkalarının bilmem neyi ile…
Dindarı, katli için din kardeşleri tarafından camilerde okunan duaya “amin” der.
Sosyalisti, kendisini katleden devletin sahiplerini kardeş halk diye, katillikten vareste tutar.
Bu her iki gruba girmeyen ise, sırtında palanı, efendi gördükleri tarafından kendisine yüklenecek yükü beklemekle gün sayar…
Ne satışa geldiğinin farkın da…
Ne de olası satışı engelleyebilecek tek aygıt olan bir devlete sahip olmanın bilincinde…
21.01.2018
firataras@navkurd.net