Son dönemlerde ortak vatancı ne kadar Kemalist yazar çizer varsa, referandumun başarısız olması için Güney Kürdistan’a sefere çıkıp, bol bol röportaj yapmaktalar. Ne hikmetse röportaj yaptıkları kişiler de Güney Kurdistan’da hep ihanet içinde olan birkaç Gorancı veya Komelacı gazeteci ve siyasetçiden ibaret. Son dönemlerde artı- gerçek, gazeteduvar gibi yeni ismlerle piyasaya çıkan gazetelerin köşe başlarını tutan derin devletçiler, her zamanki gibi, kardeşlik edebiyatıyla yine Kürtlere akıl vermeye çalışıyorlar. Celal Başlangıç, Fehim Taştekin ve Hüsnü Mahaliler, Yalçın Küçük ile Perinçek’in yarıda bıraktıkları işleri tamamlamaya çalışıyorlar.
Başta Barzani ailesi olmak üzere alanen Kürdistan düşmanlığını yapmaktalar. Kürtler arası çelişkileri derinleştirmek için sözde Kürt dostları kisvesiyle efendilerine hizmet ediyorlar.
Ey Kemalistler, kendinizi boşuna yormayın. Sizin de, sol ve ortak vatancıların da yakında bir işlevleri kalmayacak. Gazeteci ve yazar olarak bu mazlum halka yaptıklarınız, eğer birazcık kalmışsa, bir gün mutlaka vicdanınızı sızlatacaktır.
Sizlerin de özel çabalarıyla Kuzey Kürdistan’daki hendek savaşlarıyla binlerce Kürt genci ortak vatan için ölüme gönderilirken neden hendeklerin kazıldığı şehirlere gidip tek bir röportaj yapmadınız. Sokaklarda yaşanan vahşeti ve yerlerde sürüklenen gerilla cesetlerinin sebep ve nedenlerini neden Türk halkına anlatmadınız.
Mensubu olduğunuz sömürgeci devletler haklı olarak bir Kürdistan istemezler. Ya siz yazar ve gazeteci ya da sözde Kürt dostları olarak bu halka neden devlet olmayı bu kadar çok görüyorsunuz.
Geçenlerde adı Halk TV olan, aslında ırkçı ve katliamcı TV demek daha doğru olur, Cüneyt Akman’ın yönettiği “Zamanın Ruhu” adlı programın konukları olan General Naim Babüroğlu ile AKAM başkanı Kemal Özkiraz, AKP’nin mezhepçi dış politikasını değerlendiriyorlardı.
Diğer TV’lerde olduğu gibi o programda da tartışmalar haliyle Barzani ve Kürdistan üzerinde yoğunlaştı. Sözde General olan Babüroğlu, Türkiye’nin Güney Kürdistan’a olan ticaretin sonlandırılmasını ve sınır kapıların hemen kapatılmasını öneriyordu. Bununla yetinmeyen Babüroğlu, başta CHP olmak üzere, iktidar ve diğer partilerin acilen bir araya gelmelerini, yapılması gereken her türlü operasyonun hemen icra edilmesini ısrarla öneriyordu. Diğer katılımcı, Akam başkanı kemalist Kemal Özkiraz ise acilen vakit kaybetmeksizin hükümetin baştan petrol alış ve satışı olmak üzere Kürtlerle A dan Z ye her türlü ilişkinin durdurulmasını öneriyordu.
Bunların yanı sıra referandumun yapılmaması için ilgili bölge ülkeleriyle ortak askeri bir operasyonla Barzaniye bir ders verilmeli diye ahkam kesiyorlardı.
Tarihte yaptıkları katliamın tekrar vuku bulması için ırkçı şoven fikirlerini açıkça ve utanmazca dile getirirlerken, halkların kardeşliği ve barıştan dem vurmaktan da geri kalmıyorlardı.
Bundan hareketle, Kürtlerin hiçbir alternatiflerinin olmadığını, Devlet ise Kürtlere ancak ve sadece her zaman olduğu gibi hayal olmaktan öte bir şey değildir diyorlardı.
Çünkü bu TV’nin sahibi ve CHP genel müdürü, Kemal Kılıçdaroğlu da geçenlerde, Haber Türk TV de kendisine sorulan bir soruya aynen şöyle cevap veriyordu. ”Türkiye’nin bölünmemesi için gerekirse elimize silah alırız” diyordu.
Bu memurun söyledikleri tamamıyla Kürt halkının iradesine direkt saldırıdır. Ancak bu bayların unuttukları bir şey var. Kürtler artık eski Kürtler değil. Yüzyıllardan beri defalarca katliama uğramalarına rağmen, çaresiz de değiller.
Bugün herşeyden önce tüm dünyada saygın bir lider olarak kabul gören Sayın Mesud Barzani gibi bir başkanları var.
Ortadoğu’da dostların sayesinde güçlü bir ekonomiye, gönüllü kahramanlara ve iyi donanmış güçlü Pêşmerge ordusuna sahip olduklarını herhalde adı geçen baylar da biliyorlardır.
Barzani’nin; “Biz referandumdan dolayı komşu ülkelerin, sınırlarını kapatmak ya da ilişkileri kesmek gibi başvurma ihtimalini hesapladık. İstediklerini yapabilirler” sözü dost ve düşmanlara verilen en iyi cevaptır.
Ve 25 Eylül Kürtlerin yeniden doğuş tarihidir.
06.09.2017