Güney Kürdistan’da savaşa rağmen, bugün, bağımsızlık talebi gün geçtikçe daha fazla talep ediliyor.
KDP, İslami Birlik Partisi (Yekgirto) ve azınlık partileri bağımsızlıktan yana tavır sergilerlerken, Goran ve YNK’nin bir kanadı bağımsızlık talebinin karşısında yer alıyorlar. Buna rağmen Komala İslami Partisi, bağımsızlık talebine olumlu yaklaşırken, Goran ve YNK ile hareket ediyor.
YNK iki kanat arasında kalmış. Parti içinde ağırlığı olan İrancı kanadı bağımsızlığa karşı iken, Kürdistani kanat da bağımsızlık için Başkan Barzani’nin arkasında duruyor. KCK ye bağlı PÇDK ise, Irak ile Suriye’nin bölünmesine karşı net bir tutum sergiliyor.
Son dönemde Güney’in bağımsızlığından çok Şengal bölgesindeki son durum tartışılmaktadır. Bu bölge daha yeni Kürdistan bölgesine katıldı. O bölgenin tek bir söz sahibi var, oda her alanda Kürdistan Hükümeti’dir. Bunu gerçeği tartışma konusu yapmak, Kürdistan Hükümeti’ne yeni bir ortak arayışına girmek Kürd milletine ve şehitlerine ihanettir.
Sorunu çıkaranda genel olarak PKK ve tarafgirleridir. Herkes kendini bu saate sonra biraz sorgulamalı, olan bitene tarafgirlik gözüyle değil, objektif bakmali ve Kürd milletinin çıkarına göre tavır sergilemeli.
Keza Ulusal Kongre içinde kimse gerçeği bilmeden, birçok kişi rastgele ve gözü kapalı yorumlar yapıyor veya makalelerle iftiralarda bulunuyorlar.
PKK nasıl bir Ulusal kongre istiyor?
Kürdistan’ın bağımsızlığı ve bir Kürd Devleti’nin kurulmaması için neler yapıyor ve ne diyor?
Kimsenin umurunda değil.
Halbuki önce bu konuda kimin ne anladığına ve ne istediğine bakmak lazım.
KCK’nin (PKK) Ulusal Kongre şartları:
1- Kongreyi oluşturan 600 delegeden 300’ü KCK’ye, geri kalan delegelerin %10 da PKK’ye yakın Türk soluna ayrılmalı. (Toplamda % 60 ediyor)
2- Kongre, Bağımsız Kürdistan veya Ulus Devlet’i kesinlikle talep etmemeli, talep eden parti ve şahıslar kongreden ihraç edilmeli.
3- Abdullah Öcalan’ın Kürt halk önderi olduğu Kongre’de karar altına alınmalı.
4- Alınan tüm kararalar İmralı’ya götürülüp Kürt Halk Önderi’nin onayına sunulmalı, Kürt Halk Önderi istediği kararı veto edebilmeli.
5- Kongre üyelerin yarısı kadınlardan oluşmalı.
6- Kongre eş başkanlık sistemi ile yürütülmeli.
7- KESK ve DİSK gibi Kürtlere yakın Türk Sivil Toplum Örgütlerine de delege olma hakkı verilmeli.
8- PKK ye muhalif veya ayrılan kimse bu kongreye katılmamalı.
Şimdi sormak lazım, bu talepler demokratik ya da ahlaki mi?
Ayrıca KCK, DTK ve HDP yöneticilerinin, açıklamalarında niyetlerinin de ne olduğunu alenen açıklamaktadırlar.
KCK’li yönetici Duran Kalkan; „Kürtlerin çok lehçesi ve inancı var onun için devlet kurmamalıdırlar. Kerkük Türkmenlerin ve Arapların şehridir. Kürdistana bağlanmamalı ve Kürd şehri değildir diyor.
Cemil Bayık; „Irak’ın bölünmesi çok tehlikeli olur“ diyerek dünya güçlerini uyarıyor.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rıza Altun, Güney’de Kürdistan Devleti kurma koşullarının olmadığını, Kürt Devleti’nin kurulmasına karşı olduklarını, demokratik ulus ve halkların birliğini esas aldıklarını belirterek, „KDP’nin Bağımsızlık oyunu bozulmalı“ diyor.
Devlet Kurma projesini yürüten Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve KDP’ye karşı, İslami partiler dahil tüm Kürtlerin birlik olması gerektiğini açık açık ifade ediyor. (Med Nûçe)
HDP, Mv. Nursel Aydoğan; „PKK aradan çekilirse emperyalist İngiltere ve ABD Kürtleri birleştirip Büyük Kürdistan’ı kuracak. Fakat bunun önündeki en büyük engel Sayın Öcalan ve PKK’dir“ demişti. ( Hayat TV)
Nihayetinde, Hatip Dicle’nin bağımsız Kürdistan’ı çöpe attık deyimi ve her gün Sırrı Sureya Önderin ve diğer birkaç Türk kökenli milletvekilin boş salvolarıyla Kürtlere hak değil ancak yok olmayı getirir.
Halen, Barzani niye TC’ye müdahale etmiyor diyenler için bir örnek.
Barzani’nin en son Türkiye ziyaretinde bilindiği gibi HDP heyetiyle de bir araya geldi. Toplantıda Barzani HDP heyetine, ‚Bölgede yaşanacak bir savaşın en çok Kürtlere zarar vereceğini; hendek kazmanın, çoluk çocuğun içine bomba yerleştirmenin mantığını anlamadığını‘ belirtmiş, konuşması daha bitmeden, solunda oturan Figen Yüksekdağ söze başlayıp, ‚Önerileriniz için teşekkür ederiz. Yalnız bunlar bizim iç işlerimizdir. Halkın devletle de bir sorunu yoktur, sorun AKP ve Saray’dır. AKP istifa edene kadar sokaklarda direnmeye devam edeceğiz. Bu sorun Türkiye halklarının iç meselesidir, dışarıdan müdahale etmenizi kabul etmeyiz‘ diye cevap vermişti.
Bunun üzerine görüşmeyi bitiren Başkan Barzani, sadece Leyla Zana ile tokalaşmış ve ‚Tarihinden ders çıkarmayan tek halk Kürtler’dir‘ deyip ayrılmıştı.
Şengal tartışmasına gelince.
Gerilla güçlerinin Güney’de bulunması gayet doğal, ama ne idüğü belli olmayan Türk sol örgütlerini götürüp Şengal’de kamp kurmalarına zemin hazırlamak doğal mı?
Türkiye’de yer ve arsa sıkıntısı mı var ki, MLKP ve Devrimci Karargah gibi Türk toplumunda bile bir karşılıkları olmayan örgütleri Şengal bölgesine götürüp kamp kurduruyorlar
Keza Rojava’da, Rojavalı Peşmergelerin kendi topraklarına girmelerine müsamaha edilmezken, ne kadar Türk sol Kemalist örgüt varsa, onlara her türlü olanak sunulmaktadır.
Daha nice gereksiz benzer olay, demeç ve boş sözler.
Kürtlere hiçbir şeyi kazandırmayan olay ve açıklamalar, sömürgeci devletlere çok şey kazandırırlar.
KCK’nin hiçbir ulusal talebi olmayabilir. Sadece demokratik taleplerle yetinip bu doğrultuda mücadele etmeleri de kendilerini bağlar.
Ancak Kürdistan’ın diğer parçalarında dahi kendi istemlerinden farklı taleplere karşı çıkmaları ve kendileri gibi düşünmeyelere karşı müdahalede bulunmaları kabul edilemez.
Kürtler ulusal talepler konusunda birbirlerine karşı saygılı olmalıdırlar. Neticede her parti ya da her birey farklı düşünebilir ve farklı statü isteyebilir.
Ama bağımsızlık ve devlet olma hakkına hiç kimsenin karşı çıkması söz konusu bile olmamalıdır.
Tartışılmasına rağmen, anlaşılmayan durum, tam da budur.
Yeni bir yılın başlamasıyla umarız ve de dileriz ki herkes kendine düşeni akli selim bir şekilde, yerine getirir, Kürt milletinin kurtuluşu, birliği ve devletleşmesi için zaman kaybetmeden harekete geçer.
30.12.2017
siracoguz@web.de