Gezi Parki ile ilgili başlayan olayların bugün 18. günü.
Manzara ilk günkü gibi…
Değişen tek şey, eylemcilerin talep listesi…
Talep listesine her gün bir yenisi ekleniyor…
Üçüncü Boğaz Köprüsü…
Üçüncü Havaalanı…
Kanal istanbul gibi…
Oysa daha dün Kürtlerin 30 yıllık savaşı sona erdi, süreç, kör-topal da olsa, yürüyor.
Ancak, bu, direnişçi yoldaşların talep listesinde yer alacak kadar önem arzetmyor.
Üç büçük ağacın kesilmesi karşısında kıyameti koparan „Türk Yoldaşların“, aynı zamanda Türkiye’nin de en büyük sorunu olan Kürtleri görmemezlikten gelişi, kimi sosyolog ve siyaset bilimcilerinin direnişçilerle ilgili tespitlerini doğruluyor.
Onlar, Taksim’deki gösterici kitlesini şöyle tanımlıyorlar:
“- Kürt sorununda çözüm istemiyorlar. Kürtlerin siyasal, sosyal görünürlüğünden de rahatsız oluyorlar.
– Başörtülü kadınların, genç kızların sosyal hayatta rol almasına ve devlette çalışmasına kesinlikle karşı çıkıyorlar.
– Dindarlığın siyasal ve sosyal alandaki görüntülerinden memnun değiller. Sözgelimi, AK Parti’nin yükselişi, imam-hatip okullarına talebin artması gibi gelişmelerden kaygı duyuyorlar…“
Buna rağmen birileri tarafından Kürtlerin de Gezi Parkı direnişçileriyle kolkola girmesi ve onlarla birlikte sokaklara dökülmesi isteniyor…
Peki ne için?
RTE’nin iktidarına son vermek için…
Ne karşılığında?
Kemalizmi yeniden diriltmek için…
Hedefe varıldığında direnişe çağırdıkları Kürtlerin payına ne düşecek?
Red ve inkar…
Son on yılda elde edilen kazanımların tuz buz olması…
Hangi saikle?
Demokrasi ve Çevrecilik adına…
Buna kimi Kürtler, „hakların kardeşliği“, „sosyalizim“ ya da „devrim ve demokrasi“ adına, bir kez daha kanarak sizinle kolkola girebilir.
Ancak yaşadıklarından ders çıkaran, kendilerine yapılan zülme yıllarca seyirci kalışınızı unutmayan Kürtler, bu kez „yemezler yoldaşlar“ diyorlar…
Eğer yeniden inkar edileceklerse, sizin demokrasi dediğiniz rejimde, sizler gibi Mustafa Kemal’in askeri olacaklarsa, devrim de yapsanız, sizinle asla birarada olmazlar.
Sizinle kolkola girmeleri için onlara RTE’den daha fazlasını taahüt etmeniz lgerekir…
Mesela RTE’nin tek-tekleri olan;
Tek Millet
Tek Devlet
Tek Bayrak’tan vazgeçecek misiniz?
Ortak Devlet,
İki Millet
İki Bayrak
İki Resmi Dil gibi, ortak bir gelecek diyebilecek misiniz?
Eğer tek-tek yerine biz ve siz diyebiliyorsanız…
Çağrınız başımız ve gözümüz üstüne…
RTE’nin de gerisindeyseniz…
Bizden size güle, güle….
14.06.2013