Tarih 4 Eylül 2008
General İlker Başbuğ Diyarbakır’da.
Ne halktan bir tepki, ne de DTP’nin protestosu.
Geziden gayet hoşnut kalan General Başbuğ, Diyarbakır’ın Sivil Toplum Örgütleriyle biraraya geliyor ve ülkenin tek otoritesi edasıyla hemen her konuda düşünce belirtiyor.
General Başbuğ’un gezisine yönelik DTP’nin tek itirazı, STÖ’lerle yapılan toplantıya TTB, Baro ve İHD’den temsilcilerin davet edilmemmiş olması…
Tarih 5 Eylül 2008.
General Başbuğ bu kez Van’da.
Şehir olabildiğince sakin.
Halk sokaklarda General Başbuğ ve Kuvvet Komutanları‘na sevgi gösterisinde bulunuyor.
Halkın kendisine gösterdiği ilgiden gayet hoşnut olan General Başbuğ, halkın arasına girerek, onlarla kolkola yürüyor.
Türk basını bu tabloyu „gözyaşartıcı manzara“ olarak manşetlere taşırken, Özgür Gündem Gazetesi 5 Eylül 2008 tairhli baskısında bu ziyaretin amacını; „Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, yurtiçi ilk gezisini Bölge’deki savaşta etkin sorumluluğu olan 2. Ordu Komutanlığı’na yaptı. Bu ziyaret savaşta ısrarlı olunacağı anlamı taşırken, Başbuğ, ‚2. Ordu Komutanlığımız, bölücü terör örgütüyle mücadelede en önemli yerde ve en önemli göreve sahip birliklerimizden birisi. Dolayısıyla yurtiçi ilk ziyaretimizi Malatya’ya, 2. Ordu Komutanlığımıza yapmanın uygun olacağını değerlendirdik“ ifadelerini kullandı…“ diye yazıyor.
Generallerin Kürdistan’a yaptıkları seferin Van ayağına da DTP sessiz kalmayı tercih ediyor.
****
Tarih 20 Ekim 2008,
Başbakan Erdoğan Diyarbakır’da.
Erdoğan’ın Diyarbakır’a yapacağı gezi programının açıklanmasıyla DTP kızıl kıyameti koparıyor.
Günlerce süren çalışma sonucu Diyarbakır halkı kepenklerini indirerek Erdoğan’ı karşılıyor. Erdoğan’da Başbuğ gibi bölgenin STÖ’leriyle biraraya geliyor. Bu kez davetli olmalarına rağmen TTB, Baro ve İHD temsilcileri toplantıyı protesto ederek katılmıyorlar.
General Başbuğ’un gezisine tepkisini, Başbuğ’un Diyarbakır STÖ’leriye yaptığı toplantıya bu üç kurumun temsilcilerini davet etmemiş olmasıyla sınırlı tutan DTP, Erdoğan’ın davetine rağmen katılmayan bu üç kurumun tavrını diğerlerine örnek gösteriyor.
Ne tuhaf değil mi…
Tarih 28 Ekim 2008. Erdoğan bu kez Dersim’de. Erdoğan’ın ziyareti DTP’nin gövde gösterisine dönüştü. Halk sokaklara döküldü. Erdoğan için asılan pankartlar birer birer indirildi. Gösterilen tepkiler nedeniyle Dersim gezisini kısa tutan Erdoğan, helikopterle şehirden ayrıldı.
Tarih 1 Kasım 2008.
Başbakan Erdoğan bu kez Van’da.
Erdoğan’ı taşıyan uçak daha iniş yapmadan Van’da olaylar başladı. Gazetelerin yazdıklarına göre Erdoğan’ın Van’a gelişini protesto etmek için Demokratik Toplum Partisi (DTP) İl Teşkilatı önünde toplanan kalabalıktan bir grup, Küçük Camii civarında polise taş ve molotfkokteylle saldırmış. Göstericiler Sıhke Caddesi üzerinde park halinde bulunan 5 otomobil ile bir itfaiye aracını ateşe vermiş. Olaylar hala devam ediyor…
Kuşkusuz DTP’nin Erdoğan’ı protesto etmesine bir itirazım yok, etmeleri de gerekir. Hatta Başbuğ’a gösterdikleri hoşgörüyü Erdoğan‘a göstermeleri de değil niyetim…
Ancak siyasi bir parti olarak, Kürt sorunu konusunda adım atmayan sivil bir Başbakan’a tepki gösteren, onun bölgeye gelişini protesto eden DTP’nin General Başbuğ’a gösterdikleri hoşgörüyü anlamakta zorluk çekiyorum.
Kaldi ki, eğer Erdoğan Kürt sorunu konusunda asgari düzeyde de olsa adım atamıyorsa, mecliste bulunan DTP’lilerle görüşemiyorsa bu, DTP’liler meclistedir diye, meclisi boykot eden Başbuğ ve arkadaşlarının „derin politikalarının“ bir sonucudur.
Bu nedenle DTP’nin General Başbuğ ile Başbakan Erdoğan’ın Kürdistan seferlerine karşı sergiledikleri farklı ve birbiriyle çelişen politikasını siyasetten açıklamak oldukça zor.
Niyetlerine gelince, görünen o ki Türk Devleti için tercihleri, Apo-letli bir başbakandan yana…
1 Kasım 2008