Benim babam senin babanı döver…
Benim annem senin annenden daha güzeldir, üstelik annenden daha güzel yemek de yapar…
Benim abim senin abini bir vuruşta yere serer…
Benim gittiğim okul, bölgenin en iyi okuludur…
Benim kız arkadaşım okulun en güzel kızı dır…
Bizim köpeğimiz, sizin köpeğinizden daha cesurdur, yakaladığını parçalar…
***
Benim örgütüm, en güçlü örgüttür. Çünkü devrim ancak bizim tespitlerimizle ve gücümüzle gerçekleşebilir…
Benim liderim, sadece örgütün değil, o aynı zamanda ulusun da lideridir…
Benim halkım dünyanın en eski halkıdır…
Benim ülkem dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır…
***
Benim dinim en doğru dindir…
Benim tarikatım en güçlü ve en itikaatlı tarikatıdır…
Benim aşiretim bölgenin en silahşör aşiretidir…
Benim milletim dünyanın en savaşkan milletidir…
Benim milletimin bir bireyi dünyaya bedeldir…
Benim ülkemin yönetim biçimi, dünyanın en adil ve eşitlikçi yönetim biçimidir…
***
Hangimiz bu hikayelerle büyümedik…
Hangimiz bu hikayelerle kendi cüceliğimizi örtbas etmedik…
Hangimiz bu bu alışkanlıklarımızın arkasına saklanarak, başkalarının başarılarını küçümsemedik…
Hangimiz, kendimizden olmayanları aşağılamadık…
Hangimiz, daha küçüklüğümüzden bilinçaltımıza yerleşen bu saçma sapan hurafelerden kurtulmak için çaba sarf ettik…
***
Hangimiz, başkalarının dile getirdikleri doğruları sahiplenerek, onlara hakettikleri gibi davrandık…
Hangimiz başkalarının düşüncelerine saygı göstererek, onların da kendilerine özgü düşüncelerinin olabileceğini düşündük…
Hangimiz, kafalarımızdaki doğruların tek doğru olamayabileceğini bir an bile olsa kafamızdan geçirdik…
Hiç birimiz…
İşte bu nedenle ne doğru bir seçici ne de doğru bir yönetici olabiliyoruz…
Ne doğru bir baba, ne de doğru bir anne olabiliyoruz…
Ne doğru bir işçi, ne de doğru bir işadamı olabiliyoruz…
Yaptığımız her şeyi, yüzümüze, gözümüze bulaştırıyor, bunu gizlemek için kendi dışımızdaki her kesi süçlü ilan edip, tüm hatalarımızın sonuçlarını onlara yüklüyoruz…
Tüm bunları, doğru bildiğimiz için yapıyor ve kimsenin de hesap soramayacağını biliyoruz.
Çünkü hepimiz aynı hamurla yoğrulmuş, aynı sudan içmişiz…
Aynı kaynaklardan beslenmişiz…
Bu nedenle makus talihimizi birtürlü değiştiremiyoruz…
Ve ortada bir suçlu varsa, o da yazık ki biz ya da bizleriz…
12 Mayıs 2008