Vezir-i Azam Wan’da “Beyaz Toros’ları” hatırlatmış Kürtlere.
Kürtler o Beyaz Toros’ları iyi tanır Tataroğlu.
O Beyaz Toros’larla nice can alındı; nica ocak söndü; nice çocuk yetim kaldı.
O Beyaz Toros’larla Vedat Aydın’lar alındı, hem de sayıları binleri bulan. Sonra kiminin işkenceden geçirilmiş ve ensesinden kurşunlanmış bedenleri köprü altlarında, yol kenarlarında, asit kuyularında, bodrum katlarında bulundu, nice zaman sonra. Bir de Beyaz Toros’larla alınıp “faili meçhule” gitti denen ve bir mezar taşı dahi olmayan binlerce insan.
Ölümle tehdidin diğer adıdır, Tataroğlu, Beyaz Toros’ları hatırlatmak, unutma!
Ölümden korksaydı sêpîde, darağacında kendi ayaklarıyla devirmezdi iskemleyi Sey Rızo!
Ölümden sakınsaydı meydan okumazdı Hüseyin İnan, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, darağacında!
Ölümden çekinseydi, bedenlerini çıra etmezdi Mazlum Doğan ve Dörtler, ardılları aydınlığa kavuşsun, karanlık egemen olmasın diye!
Ölümden korksaydı bu halk, ne Koçgiri’de, ne Piran ve Zilan’da, ne de Dersim’de başkaldırmaya yeltenir, celladın suratına tükürürdü, Tatartoğlu!
Para etmedi hiçbir zaman peşimize taktığınız kontralar, kellemize koyduğunuz ödüller! Derman olmadı dağ yollarını tutan korucu ve tırşıkçılar!
Ve aman dilemedi o yiğit insanlar ne Esat Oktay’larınızdan, ne de Jo’larınızdan!
Dinle Tataroğlu!
Senden öncekiler, Beton Mıstolar, İsmetê Kerler, Çiller ve Ağarlar çok kan döktüler, çok ocak söndürdüler, çok çocuk yetim bıraktılar. Canımızı yakan o büyüklerin, mezarlarımıza saldırma cesareti gösteremediler, hiçbir zaman! Sen ve siz, son yaptıklarınızla onları kat be kat aştınız Tataroğlu, barbarlıkta, vandallık ve düşmanlıkta!
Bu halk birçok şeyi belki sineye çeker, bağışlar ve hesabını başka bir mevsime bırakır. Ama bu halk katlettiğiniz insanların mezarına dokunulmasını, kutsallarının postal altında kirletilmesini unutmaz!
Bu halk birçok şeyi belki unutur Tataroğlu! Ama Ekin Wan’ın katledildikten sonra çıplak bir şekilde teşhir edilmesini asla unutmaz!
Beyaz Toros’larla tehdit ettiğin bu halk, katledildikten sonra yerlerde sürüklenen Hacı Birlik’in hesabını birgün mutlaka sorar!
Bu halk dün döktüğünüz kanla, darağacına çektiğiniz Şêx Said ve Seyid Rıza’nın ardından yakılan ağıtlarla politize oldu Tataroğlu, sakın unutma!
Bu halk Koçgiri ve Piran’ı, Zilan ve Dersim’i unutmadı Tataroğlu! Bu halk Halepçe’yi, çakal sürülerinin Enfal ve ganimet operasyonlarını asla unutmaz!
Bu halk Kobanê’nin, son bir yılda katlettiğiniz tüm insanların hesanını sorar!
Bu halk Amed, Suruç ve Ankara’da patlatılan bombaları hiçbir zaman unutmaz, Tataroğlu!
Gün gelir, tüm bunların hesabı sorulur!
Düne ilişkin elimizde kalan sözlü hatıralarla, sararmış birkaç resimdir, bir de ağıtlar! Ama bugüne ilişkin herşey kayıtlı, hem de saniye saniye, failleri de, kurbanları da!
Şayet o analar, neneler kundakdaki, beşikteki çocuk ve torunlarının kulaklarına çekilen acıları, yaşanan vahşeti fısıldamasalardı, bugün 35 yıldır aralıksız süren bu mücadelede olmazdı, Tataroğlu!
Beyaz Toros’larla tehdit ettiğin bu halk, döktüğünüz kanla, yaptığınız vahşetle birleşip kenetlendi. Müslümanı ve Alevisi, Êzidi ve Ateisti bir can, bir yürek oldu. Zulmünüz arttıkça, biz bilendik. Bizi ayırmaya çalıştıkça, biz kenetlendik.
Bunu geç Tataroğlu. Beyaz Toros’ları hatırlattığın yine de iyi oldu. Gel bir de Saraylardan, Sultanlardan bahsedelim, ne dersin?
O küçük kafanla İslam alemine Sultan olmak isteyen o zat- muhteremi bir batağa sürüklemen yine de iyi oldu. O konuyu çokça tartıştık; bu değil konu.
O önüne sıfat olarak “Neo” koyduğunuz Osmalı’yı bir kez daha oku, Tataroğlu! O Osmanlı ki, onlarca Sadrazam ve Vezir’i, Şehzade ve Serleşkeri Saray köşelerinde öbür dünyaya yolladı, hem de bazıları daha kundaktayken. Sultan oğlunu,kardeş kardeşi, ana yavrusunu boğazlamaktan çekinmedi.
Onlar eskidendi diyebilirsin belki, doğru. O başında bulunduğun TC ne yaptı mirasına sahip çıktığın Menderes’e? Peki ya Özal’a ne oldu, Tataroğlu? Ecevit eceliyle mi öldü küçük kafalı? Ya yere göğe sığdıramadığınız generallerinize ne oldu? Eşref Bitlis ve ötekileri? Sahi, Adnan Kahveci trafik kazasında mı öldü?
Ayrıca peşinden gittiğin Saray’daki Sultan’ın çapından ne haber Tataroğlu? O ki onlarca yıl peşinden gittiği, önünde secdeye durduğu Hoca’sını, partisi yasaklandıktan sonra arkadan hançerlemedi mi?
Ne güvencen var, Tataroğlu? Sen bilmezsin belki, biz hatırlatalım. Sahi o peşinden gittiğin zatın yanında kim kaldı, yol arkadaşlarından?
Sen bizi bırak Tataroğlu, kendine, kendi akibetine bak. Ders almak için Osmanlı’yı iyi oku! Ve ardından TC’nin yakın tarihini. Sonra da Sultan’ın yol arkadaşlarının akibetini!
Bize Beyaz Toros’ları hatırlatırken kendine ağıtlar yakıyorsun Tataroğulu, hem de yaşarken! Bize sıtmayı gösterip ölüme yatan sensin! Ol hikaye bu!