MHP lideri Devlet Bahçeli’nin grup toplantısındaki konuşmasını izledim. Durmadan Hacı Bektaş ismini ve diğer Alevi büyüklerinin isimlerini tekrarlıyordu. Hatta Bahçeli Hacı Bektaş’ta bir Cem evi yapmak için arazi bile satın almış. Bahçeli’nin kendisi aslen Siverek Ermenilerinden ve ana tarafından, Ahmet Türk ile akrabadır ama, şu anda da Türk ırkçılığının lideridir.
Bahçeli hatırlamak istemiyor, herkesi de unuttu sanıyor. 1978 CHP iktidarda, Ecevit Başbakan. Irkçı (ülkücü) Türkler Maraş’ta Polisin ve Askerin denetiminde, Alevi-Kürtlere saldırdılar. Asker ve Polis seyirci oldu, olaylar bir hafta sürdü, Irkçı Türkler yüzlerce Alevi Kürt iş yerlerini talan etti ve yaktılar. Yüzlerce Alevi Kürt kadın ve çocuğu öldürdüler. Olaylarda bir tek kişi gözaltına bile alınmadı. Daha sonra, Malatya, Elâzığ, Erzincan ve daha birçok şehirde aynı olayalar oldu. Bahçeli Irkçıların Kürt Alevilere karşı yaptıkları bu katliamları unutmuş görünüyor. Bahçeli ne yaparsa yapsın, Kürt Alevilerin, Maraş olaylarında biçtikleri nefreti, yüreklerinde saklıyorlar.
21 Dönem MHP Milletvekili ve Meclis İdare amiri Ahmet Çakar, AKİT TV’de konuşuyordu. Çakar “Türkiye’de Kürt halkının varlığından bahsetmek namussuzluk ve şerefsizliktir” diyordu. Bu adam 2012 yılında yapılan MHP kongresinde, genel başkan adayı idi. Benim bu adama bir tek sözüm var, DNA testi yaptırsın, ondan sonra konuşsun. Yahut da aynada dikkatlice yüzüne baksın, kimin namussuz ve şerefsiz olduğunu görecektir. Yüzü başka, sözü başka bu tür insanların konuşmaları ancak, nefret biçer.
FETÖ davasından hapiste olan 450 Hâkim ve Savcı’yı, Danıştay göreve iade kararı verdi ve hepsini tahliye etti. Buna en çok da Erdoğan kızdı. Bir zamanlar “Dön gayri bitsin bu hasretlik” diye FETÖ’ye yalvaran Erdoğan’dır. Bu hâkim ve Savcılardan bir tanesi böyle bir şey söylemedi. Aslında FETÖ ile ilgili, söylediklerinden dolayı, tutuklanması gereken, Erdoğan’ın kendisidir. FETÖ davasından tutuklu bulunan 40 bin civarında insan da serbest kalmalı.
27 Mayıs İnönü-Gürsel Cuntası, CHP’nin akıl hocası Kasım Gülek’e görev verdiler. Kasım Gülek uzun süre bu önemli görevi yapabilecek birini aradı, sonunda FETÖ’yü buldu. Özel bir eğitimden geçtikten sonra, Mustafa Kemal’in emriyle kurulan bütün Tarikatları FETÖ’ye bağladı, Türkiye’yi Kemalist dine dönüştürmek için, uydurulmuş İslamlaşma süreci başladı. Zavallı FETÖ babası cami imamı, annesi ev hanımı, imam olan babasından sadece okuma yazma öğrenmiş sıradan bir insan. Tarikatlar aracılığıyla, Türkiye baştan başa emrinde. 160 ülkede, 2 binden fazla okulu vardı. FETÖ bu hale gelene kadar, devleti yönetenler uyumuyorlardı koruyorlardı. Yönetenler ne yaparsa yapsın, FETÖ’nün gölgesinde Kemalist Din örgütleniyordu. Zavallı FETÖ örgütlendiği devletlerin çoğunun var olduğunu ve nerede olduğunu bile bilmez. Bir zamanlar Hoca Efendi demeyenler dayak yerken, şimdi de Hoca Efendi diyen yandaşları hapishanelerde ömür tüketiyor.
Devletin Din İşleri Genel Müdürü Ali Erbaş, elinde boyu kadar bir kılıç, Minberde Ayasofya kilisesini camiye dönüştürme konuşmasını yapıyordu. Ali efendi bu görüntüsüyle, tam da Kemalist Din adamı olduğu görüntüsü veriyordu. İbadethanede elinde kılıç olan görüntü normal bir din adamı görüntüsü değildi. Acaba bir gün bir Haham, elinde bir Teleskop Mescid-i Aksa’daki Cami-ül Aksa’yı, Sinagog’a dönüştürme konuşması yapsa, Devletin Din İşleri Genel Müdürü Ali Erbaş Efendi ne yapar? İşte o zaman Ayasofya Kilisesinde elindeki kılıcını çekip, Kudüs’e yürümelidir. Ali Erbaş Efendi elinde kılıç, Ayasofya Kilisesinde, öfke ekiyordu, cübbesinin ceplerine nefret dolduruyordu. Ali efendi İsrail’i eleştiren, Vatikan’daki Papa’ya bak başındaki sarıktan utan.
CHP Genel Başkan’ı ikinci Selanikli Özgür Özel, 17 Şubat Cumartesi günü, Ankara Yenimahalle Pir Sultan Abdal Cem evi açılışını yapıyordu. Hem açılış hem de seçim propagandası, doyasıya Alevilerle ilgili bir konuşma yaptı. Epeyce de etrafına Alevi toplanmış, elleri patlarcasına alkışlıyor bağırıyorlardı. İlk defa ben Yapay Zekanın ne demek olduğunu orada gördüm.
Efendiler; birinci Selanikli Mustafa Kemal, 1925 tarihinde 677 Sayılı yasa ile “Dedelik, Pirlik, Mürşitlik, Taliplik ve Cem evini yasaklayan yasayı çıkardı. Bütün Alevi Dergahlarının kapısına mühür vurdu, buna Mevlâna Dergâhı ve Hacı Bektaş Dergâhı da dahil. Günümüzde hala Aleviler, Alevi olduğunu söylemeye korkarlar. Cem evleriyle ilgili yasak hala devam ediyor.
Kendilerini devrimci sanan aşırı Kemalistler, metropollerde işçi sınıfı adına ortaya çıktı, Alevi köylerine sığındı, gizlice cemini yapan dedelere de sömürücü olarak saldırdılar. Dedeleri Alevi köylerine ve mahallelerine sokmadılar, zaten devletin islediği de buydu. Geçmişte devlet sahte devrimcileri gerekçe göstererek, Maraş, Malatya ve daha birçok yerde, devletin polisi ve askerinin de desteğiyle, Irkçı Türkler Alevi Kürtlere saldırdı, vicdansızca katliamlar ve talanlar yaptılar. Ortalıkta bir tek devrimci yoktu, hepsi arazi oldu. İkinci Selanikli Özgür Özel beyefendi biliyorsun, o zaman da CHP iktidardaydı. Aman İbrahim sen de çok aptalmışsın, zaten Aleviliği CHP yasaklamıştı, bırak kalanları da Irkçı Türkler yok etsin.
Türkiye’de 1200 yıllarından kalma, Malatya Arapkir Onar köyünde, bir tek Cem evi ayakta duruyor. Güneyde katliamdan kaçan Aleviler, gelmiş Ermeni köylerinin arasına gizlenmiş ve Ermeniler tarafından korunmuş, köyden de biraz kenarda, ormanın içerisine, kendilerine bir Cem evi yapmışlar. Birinci Selanikli Mustafa Kemal 1925 tarihinde Aleviliği yasakladı, Mevlâna ve Hacıbektaş dergahlarının kapısına mühür vurdu, ayakta kalan bütün Cem evlerini de yıktı, Onar köyü gizli bir yerde olduğu için görememişler, hala sağlam duruyor
Türkiye’de 58 ilde toplam 1586 devrimci derneği, Cem evi olarak söyleniyor. Türkiye’de 20 Milyon civarında Alevi yaşıyor, Arapkir Onar Köyünde, bir Cem evi var. Bunun dışında bir tek Cem evi yoktur, var diyenler ve açılışlara katılanlar, Aleviliğe karşı en büyük terbiyesizliği yapıyorlar. Çünkü onlar da Aleviliğin hala yasak olduğunu, çok iyi biliyorlar. Cem evi Alevilerin ibadethanesidir. Hiç kimse derneğini ve vakfını Cem evi diye adlandıramaz, bu Aleviliğe karşı terbiyesizliktir. Semah Alevi ibadetinin bir parçasıdır, derneklerde şarap içip semah dönen dönekler, Aleviliğe karşı terbiyesizlik yapıyorlar. Eğer sıkı ise, onlar gitsin derneğine Cami desin, otursun şarabını içsin namazlarını kılsınlar da göreyim. Camiler devletin koruması altında, Cem evlerine devlette karşı. Cem evlerini kötülemek aşağılamak, devletin de işine geliyor.
İkinci Selanikli Özgür Özel ve etrafında toplanan ne olduğunu bilmeyen insanlar, on yıl önce AİHM aldığı bir karar var. Buna göre “Alevilik bir inançtır, Cem evleri de onların ibadethanesidir, yasaklanamaz” diyor. Bu karar Türk Anayasasının 29 maddesine göre de kanun hükmündedir. Başta İkinci Selanikli Özgür Özel, ağzını dudaklarını kapatmış, Alevilerin bu sorunu ve elde ettikleri yasal haklarıyla ilgi, sesini çıkarmıyor. Utanmadan Alevi oyları için gelmiş, Ankara Yeni Mahallede devrimcilerin derneğini, Cem evi diye açılışını yapıyor. Bir siyasetçi, yaptıklarından biraz da utanç duymalı. Çevresinde onu alkışlayan eskimiş devrimcilerden ne yüz var ne de utanç. Cem evlerinin yeniden ibadethane olarak açılmasını devlet istemiyor, engel olanlara da destek veriyor.
AİHM hemen ondan sonra ikinci bir kararı daha var. “Din Dersi mecburiyeti, çocuk hakları sözleşmesine aykırıdır, derhal durdurulmalıdır” diyor. İkinci Selanikli Özgür Özel ve partisi CHP bu konuda da dilini yutmuş konuşmuyor. Onu alkışlayan devrimciler de kulaklarını kapatıyor, duymak istemiyorlar. Derneklerini Cem evi diye törenle açtıranlar, Aleviliğe biraz saygılı olun, önce AİHM mahkemesinin, kararlarının uygulanmasını isteyin. Eğer sizde zerre kadar insanlık var ise.
Efendiler; Türkiye’de 20 Milyon kadar da Şafi-i Müslüman yaşıyor. Devletin Din İşleri Genel Müdürü Ali Erbaş, bütün Şafi-i Camilerini, Kemalist Dinin Sünni mezhebi Camilerine dönüştürdü. 20 Milyon Şafi-i Müslüman için sadece Diyarbakır’da yarım Şafi-i Camisi kaldı. İkinci Selanikli Özgür Özel ve Cem evi açılışına katılan devrimci arkadaşları, bu rezaleti hiç görmüyorlar. Çünkü kendileri de rezil de onun için görmüyorlar. Utanmadan hala insanlardan oy istiyorlar.
Her türlü kazancın ve hatta Kerhane kadınlarının ödediği vergilerin de içerisinde olduğu bütçeden, üçüncü büyük pay, Kemalist Din için ayrılır. Diyanette 211,0 bin memur bu paradan maaşını alır. Alevilik 1925 tarihinden beri yasak olmasına rağmen, devlet devrimci derneklerinde görev yapan MİT görevlilerinin maaşlarını, elektrik, su ve gaz paralarını ödemek için de bütçeden uydurma Cem evlerine de epeyce büyük bir pay ayırdı.
Ben Müslümanım diyen Aleviler, Türkiye’de yeteri kadar Cami var, gidin orada namazınızı kılın.
Alevilik bir inançtır, İslam’la alakası yoktur, Alevi ibadethanesi olan Cem evlerine saygılı olun.
Şubat 2024