Paşalar Cumhuriyeti kurulduğu günden beri, seçimler görücü usulü yapılır. Hani eskiden görücü usulü evlilikler vardiya, oğlanın anası kızı beğenir, el becerisine bakar, alır hamama götürür, ondan sonra oğluna, oğlum çok güzel, çok becerikli, tam bana göre bir gelin der. Gider nişan yapar, daha sonra düğün olur ama, evlenen oğlan ile kıza ancak gerdek gecesinde tanışma kısmet olurdu. Türkiye’de de seçimler aynı usullerle yapılıyor. Geçmişte açık oylama, gizli sayım vardı. Şimdiki usul de ondan daha berbat. İnsanlar kimi seçtiklerini bilmez, tanımazlar. Ancak seçilen daha sonra ortaya çıkınca, seçen de hayretle A..! bu benim seçtiğim adammış der.
Bir yıl önce genel seçimler vardı, seçmenler kendi vekillerini seçtiler, hiç kimse kimi vekil seçtiğini bilmez tanımaz. Seçmen de gerdek gecesinde tanışan çiftler gibi, daha sonra tv de gördüğünde, bak bak işte bizim Milletvekilimiz bu, çevresine gösterir. Bu yöntemle seçilenlerin ne devlete ne de millete hiçbir hayrı olmaz. Nasıl ki görücü usulü evlenen kız, kaynanaya hizmetçi geliyorsa, görücü usulü seçilen adam da, gider Genel Başkanına hizmetçi olur. Hiç kimsenin başka bir beklentisi olmasın. Ülkenin içerisinde bulunduğu rezaletin, önemli sebebi de budur. İnsanlar kendi adayını seçemiyor, Genel Başkan’ın adayına oy veriyor, o da Genel Başkan’a hizmetçi oluyor.
31 Mart 2024 Tarihinde yerel seçimler var. Genel Başkanlar sahneye çıkıyor, eeey vatandaşlar benim Başkan adayım ve meclis üyelerim işte bunlar deyip, yanındakinin kolunu havaya kaldırıyor. Arkadaş eğitimlidir, belediyeciliğin ustasıdır, vatanını ve milletini seven ve asla rüşvet yemeyen bir arkadaştır, tam size göre bir başkandır. Oradaki vatandaş da yaşa bravo diye alkışlar. Garip olan vatandaşın hiçbiri bu adamı ne tanır ne de görmüştür, çünkü Karslı Siirt’te, Muşlu Ağrıdan aday gösterilir, vatandaş başkanın adayı için gider oyunu kullanır. Çok şükür Atatürk dönemindeki gibi açık oylama, gizli sayım değil, şimdi oylar gizli kullanılıyor, açıkta sayıyor. Çünkü “Türkiye Laik, demokratik, bir hukuk devletidir” seçilenler de ülkeyi yönetecekler.
Türkiye’de 135 siyasi parti var, 31 Mart 2024’te yapılacak belediye seçimlerine, sadece 36 parti seçimlere katılacak. Bu bile Türkiye’nin ne kadar demokratik bir ülke olduğunun açık örneğidir. Bu kadar çok parti, bu kadar çok parti ile seçimlere katılan, dünyada başka bir ülke yoktur. Bu da Türkiye’nin nasıl bir hukuk devleti olduğunun açık örneğidir. Başkanlar seçimden üç ay önce pazarlık yapmaya başladılar. Ben şurada seni desteklerim, sen de burada beni destekle diye, pazarlıklar kırıla gidiyor. Pazarlıklarda Başkanların siyasi görüşü, ideolojik yapısı, dünyaya bakışı, hiç önemli değil. Herkes yerli ve milli, bu da yetiyor. Halbuki hepsi yerli de milli olan yoktur.
Her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de en çok zorlanan, DEM partisi. Şu anda Parlamentoda 57 Milletvekili, üç tane de Belediye Başkanı var. Halbuki DEM partisine 2019 seçimlerinde Kürtler 63 belediye başkanı seçtiler, şu anda sadece 3 tane Belediye Başkanı var. Diğer 60 Belediye Başkanı, bir o kadar da Eş Başkan ya hapiste ya da sürgünde. Devlet yerlerine kendi adamlarını “Kayyum” atadı, Kürdistan’daki belediyeleri, devletin atadığı Belediye Başkanları yönetiyor. Türkiye bir hukuk devletidir, hiç kimseyi başkansız bırakmaz.
Peki bir zamanlar, Kürtler bu partinin çatısı altında, 80 Milletvekili ve 102’de Belediye Başkanı seçtiler. Evet o Belediye Başkanlarını da devlet görevden aldı, yerine Kayyum atadı ama, 80 Milletvekili 57’e 102 Belediye Başkan’ı 63’e düştü, onlar da ya hapiste ya da sürgünde. Kurulduğu günden beri, Kürt varlığını inkâr eden CHP’den kopanlar bu günkü DEM partisini oluşturdular ama ne CHP bunları bıraktı ne de bunlar CHP’den vazgeçti. Hala CHP bunları içerisine almak için, çeşitli oyunlar oynuyor. Elbette ki DEM içerisinde de, CHP halayına katılıp oynayanlar çok.
Bunların başında Ahmet Türk diye bir beyefendi var. Başından beri bu adam CHP’den kopan Kürtleri yeniden CHP’ye yama yapmaya çalışıyor. Çünkü Kürtlerin ayrı partileşmesi, devletin işine gelmiyordu. Erdal İnönü; Hasan Cemal ve Cengiz Çandar’ı aracı buldu, Ahmet Türk ile görüştü, 91 Seçimlerinde birlikte gözden uzaklaşıp, İzmir’e gittiler. İzmir’de PKK’nin Türkiye sorumlusu, Hikmet Fidan Erdal İnönü’yü Şam’daki APO ile görüştürdü. APO da Erdal İnönü’ye gelecekler ama geri dönmeyecekler senin partinde kalacaklar sözünü verdi. Milletvekili olmak isteyen Kürtler, Ahmet Türk’ün peşine takıldı gitti İnönü’nün partisinde Milletvekili oldular. Seçimden kısa bir süre sonra, İnönü’nün işi bitince, bunların hepsinin dokunulmazlığını kaldırdı partiden kovdu, Meclis bahçesine attı, yakalananlar tutuklandı, bazıları 10 yıldan fazla hapis yattı. Oyunun baş rol oyuncusu Ahmet Türk’tür, hala aynı oyunu oynamaya devam ediyor.
1919 Belediye seçimlerinde, büyük şehirlerde, CHP’nin adaylarını desteklediler. İzmir’de Kenan Evrenin Baş Savcısının oğlu Tunç Soyer’i Belediye Başkanı seçtiler. Ankara’da eski ülkücü Mansur Yavaş’ı CHP’ye Belediye Başkanı seçtiler. İstanbul’da Karadeniz Pontus Türklerinden Irkçı Ekrem İmamoğlu’nu destekledi ve seçtiler. Daha birçok yerde ırkçıları CHP listelerinde Başkan seçtiler. Acaba Kürtlerin seçtiği 60 Belediye Başkanı’nı görevden alıp Hapse atarken, yerine Kayyum atarken DEM’in seçtiği başkanlar ne yaptı? Eminim hepsi çirdik çalıp oynadılar. Kürt köyleri yakılıp yıkılırken, eminim hepsi Ataları gibi, rakı sofraları kurup kutladılar. Alın size Ahmet Türk’ün marifeti.
2023 Genel seçimlerinde, Kürt oylarıyla 57 Milletvekili seçildi. Bunların 40’dan fazlası, devşirme Türklerden oluşuyor. Bu oyunda da Ahmet Türk’ün parmağı var. Geçmişte İnönü-Türk arasında arabuluculuk yapan, İnönü’nün güvendiği ve sağ kolu olan, Meclisteki MİT görevlisi İki gazeteci vardı. Türk ikisini de Kürt oylarıyla milletvekili yapmak istedi. Hasan Cemal İstanbul’da seçimi kayıp etti, Cengiz Çandar Diyarbakır liste birde, Kürtlerin Milletvekili oldu. DEM içerisinde Milletvekili olan devşirme Türkler, Dersim yerel seçiminde birleşti, kendi adayını çıkardılar. Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, “böylemi olacaktı” deyip sitem ediyor.
Peki Sırrı Bey; nasıl olacaktı? Hanı sen Vedat Aydın’ın cenaze töreninde, Diyarbakır hastahanesinde milletvekillerini burada öldüreceklermiş haberini alınca, arkadaşlarına haber bile vermeden, gizlice hastahanenin çöp kamyonunda, Zübeyir Aydar ile birlikte çöplerin altına gizlendin, şoför sizi götürdü Siverek yolu üzerindeki çöplüğe döktü geldi. Demek ki böyle oluyor. Hani sen kankan meşhur Yeşil ve bir MİT görevlisiyle 13 Nisan 1998 tarihinde gittin Duhok’da kardeşin Şemdin Sakık’ı ve yeğenin Arif Sakık’ı getirdin devlete teslim ettin ya, demek ki oluyor. Onlar hala hapiste ama sen ondan beri devletin baş tacısın, dilediğin yerde Belediye Başkanı, dilediğin yerde milletvekilisin. Demek ki oluyor!
CHP geçmişte “Kürt yoktur” diye bağırıp, feryat ettiğine pişman oldu. CHP’nin feryadı, Kürtlerin ayrı örgütlenmesine yaradı. Başkent Kandil’in de yardımıyla, Kürtleri yeniden CHP saflarına nasıl çekecekler hesapları yapılıyor. Onun için Milletvekili seçimlerinde, çok sayıda aşırı Kemalist’i milletvekili yaptılar. Başkent Kandil’in önemli şahsiyetlerinden Mustafa Karasu iş birliği yapın diye bağırıyor. Bayan Demirtaş’ın ben İstanbul’dan adayım demesi ve geri çekilmesi bir oyundu. Bayan Demirtaş eğer Belediye başkanı olmak istiyorsa, gider Diyarbakır’dan aday olurdu.
Ortadoğu’daki gelişmelerden dolayı, devlet bir ikilem içerisinde kaldı. Önceki hesapta; İstanbul ve Ankara’yı AKP kazansın, böylece CHP’de İkinci; Selanikli Genel Başkan da, ben seçimleri kayıp ettim istifa ediyorum diyecek, CHP’de kongreye gidecekti. Devletin asıl düşündüğü başkan adayı, Karadeniz Pontus Türklerinden ırkçı Ekrem İmamoğlu da CHP’de Genel Başkan olacaktı. DEM’de kararını alıp, İmamoğlu’nun partisine katılacaktı. Devlet hala bu projesinin arkasında.
Mustafa Karasu’nun açıklamalarına bakılırsa, Türkiye’nin PKK’si, ABD saldırısı altında olan, İran Haşdi Şabi’sinden daha zor durumda ve şaşkınlar. Ortadoğu’daki gelişmeler, Haşdi Şabi PKK ortaklığı, Türkiye’nin başına karabasan gibi çöktü, ABD bir gün de PKK’ye saldırırsa, Türkiye ne yapacak, PKK ne yapacak? Ortadoğu savaşında ABD Güney Kürdistan’ı koruma amacıyla savaşmaya kalkışırsa, PKK’ye karşımı yoksa, Türkiye’ye karşımı savaşacak? Yoksa her ikisi de birleşip, ABD’ye karşımı savaşacaklar? Bu senaryo değil, görünmese de var olan bir gerçek.
Kürtlerin dostları her gün biraz daha fazlalaşıyor, bölgeye gelip Kürtlerle bütünleşiyor. Kürtler de güzel bir silkinip, bunları görme zamanı gelmiştir. Yüz yıl önce Paşalar Cumhuriyetini kuran Selanikli, Kürtler için neyse, yüzüncü yılda da CHP’nin başına geçip, ipleri eline geçiren ikinci Selanikli de odur. Kürtler sakın ne buna ne de yerine gelecek Pontus Türküne güvenmeyin. Çevrenizde hızla artan dostlarınıza güvenin.
2019 seçimlerinde CHP için Kürtlerin seçtiği Belediye Başkanları, Kürtlerin 60 Belediye Başkanına mal olduğu halde, seyir eden ve CHP için seçtiğiniz Belediye Başkanları da mutlu oldu. Sakın hatayı yeniden tekrarlamayın ve Kürt düşmanlarını mutlu etmeyin. Koçkiri, Piran, Zilan ve Dersim katliamlarında, CHP ne ise hala odur değişmedi. İstanbul’da Ankara’da seçtiklerinin yerinde Kayyum yoktur ama, Kürdistan’da seçtiklerinin hepsinin yerinde devletin adamı Kayyum var.
Hata yapmak insana mahsustur ama, tekrarlamak hiç de insani değildir.
Şubat 2024