Ortadoğu’daki karışıklıklar, Türkiye’nin uykularını kaçırdı, yarım yamalak uyku ile rüya görmeye başladı. Rüya tabircileri de ben buna Allah derim diye, rüyayı tabir ediyorlar. Uyanın beyler uyanın, ABD’nin Suriye’den çekilmesi demek, Ortadoğu’dan çekiliyor demektir. ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesi demek, dünyadan çekilmesi demek. Tabircinizi değiştirin, rüyanızı yeniden yorumlasın.
Ortadoğu kaynıyor, kazanın altını da İran Humeynizimi ile Türkiye FETÖ’izmi tutuşturdular. İran ve Türkiye Müslüman ülkeleri paylaştılar, buralarda Şeriatçı örgütler yetiştirdiler. Bu oyunlar sadece diğer Müslüman ülkeleri değil, batı ülkelerini de rahatsız etmeye başladı. İran ve Türkiye, Rusya önderliğinde Astana’da bir araya geliyorlar, sorun çözmek değil, yaktıkları ateşi seyir ediyorlar. Rusya’nın Ukrayna ile zaten başı belada, İran ve Türkiye’yi de başına bela etmek istemez. Her an kendi en ufak çıkarına, her ikisini de satabilir.
ABD Ortadoğu’dan çekilmez, Ortadoğu’da onlarca yeni Afganistan’ın oluşmasını istemediği için çekilmez. Ayrıca bu Şeriatçı devletler arasında, ABD’nin bir numaralı müttefiki İsrail hiç istemez. Hangi Arap ülkesi ister? Dünyanın üçüncü büyük nüfusuna sahip ve dünyanın üç büyük ekonomisinden biri olan AB hiç istemez. Kürtler asla istemez. Türkiye rüya görmüş ama, falcısı da yanlış yorumlamış. Ortadoğu kaynarken, ABD bırakıp gitmez, eskisinden daha köklü bir şekilde, Ortadoğu’ya yerleşip kalacak. Bölgedeki dostları için, Ortadoğu’nun huzuru için, yeni bir harita ve yeni siyasi yapılanma olacak, başka türlü huzur olmaz. İran ve Türkiye’nin huzursuzluğunun sebebi de yüz yıldır Kürtlere karşı ortaklaşa uyguladıkları, inkar ve imha politikasıdır.
Siyaset ve haber kurumları, FETÖ’nün ABD’nin adamı olduğunu söylüyorlar. Falcılar da bilerek yanlış tabir ediyorlar. FETÖ’cü örgütlenme, CHP’nin akıl hocası Kasım Gülek tarafından, İnönü Gürsel Cuntasıyla başladı. FETÖ 21 Mart 1999 tarihinde ABD’ye gidene kadar devam etti, hala da devam ediyor. Türkiye’de FETÖ’cü olmayan devlet kurumu kalmadı. Erdoğan 15 Temmuz 2015 uydurma darbe öncesi, ellerini havaya kaldırarak, “Dön gayri bitsin bu hasretlik” diye FETÖ’ye yalvarıyordu. Darbe sonrası “Verin onu sallandırayım” diye ABD’ye yalvarıyor. Şimdi de FETÖ ABD’nin adamıdır diyor. Bu ne lahana, bu ne turşu?
Evet FETÖ’izm Türkiye’nin iki temel sorunundan birisidir. 25 Yıldır önemli bir kadrosuyla, ABD’de yaşıyor, Türkiye’yi yönetiyor. FETÖ ile ilgili ABD’nin bilmediği gizli hiçbir sır kalmadı. Türk siyasetçi ve haber kurumları, FETÖ ile ilgili diledikleri kadar yalan söyleyebilirler. FETÖ bugün Türkiye’ye dönse, ona saldıranlar önünde kıyam edip, hoş geldin Hoca Efendi deyip, elini öpmek için sıraya girecekler. Özellikle FETÖ sayesinde devlet kurumlarını ele geçirmiş Tekke şeyhleri, FETÖ’nün elini öpmek için ön saflarda yer almaya çalışacaklar. FETÖ’izm Türkiye’nin sağalmaz yarasının merhemidir. Yara da siyasetin alnında, herkesin görebileceği bir yerde.
Paşalar Cumhuriyeti, Anadolu’yu Kemalist dine uyarlamak için, FETÖ’yü kullandı. Tekke Şeyhleri ve şubeleri FETÖ’ye bağlı çalıştılar, hedeflerine de yaklaştılar diyebiliriz. Mesela 1974 Kıbrıs savaşında, Karadeniz Pontus Türkleri, Askeri Şubelerinin önünde kuyruklar oluşturdular, Kıbrıs Rumlarına karşı savaşmak için gönüllü askere yazıldılar. Bunlar FETÖ’izmin başarısıdır. Bunların çoğunun dedesi Türkçe bile bilmiyordu, Rumca konuşuyordu.
APO’izm Türtkiye’nin ikinci temel sorunudur. Türkiye için FETÖ’izmden daha önemlidir, çünkü işin ucundan Türkleşmesi gereken 30 milyon Kürt var. Son zamanlarda, Siyaset ve haber kurumları PKK’nin de ABD’nin örgütü olduğunu bağırarak, “bunu başımıza ABD bela etti” diyorlar. Bu nedenle dilleri döndüğü kadar da ABD’ye hakaret ediyorlar. Söyleyenler kendileri de söyledikleri yalanlara inanmıyor ama, insanların önemli bir kesimini de bu yalanlara inandırıyorlar. Şişko yalanlara inananlar, uyduranların kazdıkları yalanın çukuruna düştükleri zaman anlayacaklar.
En çok bağıranlardan biri de Devlet Bahçeli’dir. 1999’da APO’ya idam kararı verilip, dosya Meclise geldiğinde, Bahçeli’nin Başbakan Yardımcısı olduğu hükümet, devreye girdi ceza yasasında idam kararını kaldırdı. Yani APO’yu idamdan kurtaranlardan biri de Bahçelidir. APO 19 yıl Şam Devlet mahallesinde oturdu, Türkiye’ye karşı savaş yönetti. Türkiye bir gün APO’yu Şam’dan istemeyi akıl etmedi. PKK kongresini Kandil’de açık havada yaptı. TSK’nın Helikopteri, APO’nun avukatı Mahmut Şakar’ı götürdü kongre alanına indirdi, Şakar APO’nun mesajını okudu ve helikopterine bindi geldi. APO’nun gerilla komutanı kardeşi Osman, Türk haber kurumlarında programlara çıkıyordu. Acaba ABD’mi bizim APO’yu asmayın dokunmayın dedi de Türkiye dokunmadı? Şam’da Türkiye Askeri Ataşesi ve APO’ nun komşusu, Kürşat Atılgan daha sonra MHP’den Adana Milletvekili oldu. Demek ki Bahçeli ta..! O zaman APO’nun ABD’nin adamı olduğunu biliyormuş.
Esat’ın Şam’dan kovduğu PKK, 1992 yazında, güney Kürdistan’da Peşmergeye karşı savaş başlattı. Binlerce PKK’li öldü. Türk ordusu da savaş alanına girdi, PKK’nin yönetici kadrosunun hepsini yakaladı. Ankara bunları istemedi, Türk Ordusu da bunları, Talabani’ye teslim etti. Peşmerge çatışmayı durdurdu, sağ kalan PKK’lileri yöneticileriyle birlikte, götürdü Talabani’nin eski kampına yerleştirdi. Daha sonra da İran’ın da izniyle, geldi Kandil vadisine yerleştiler. PKK’nin başkent Kandil sahasının az bir kısmı Irak toprakları, büyük çoğunluğu ise İran topraklarıdır. Çünkü İran-Irak sınırını kandil çayı belirler.
On yıl kadar önce, Kuzey Kürdistan’da, Türk Ordusu PKK’den koruyamıyorum diye, Kürt Köylerini yakıp yıkıyordu. Şehirlerde PKK’li komutanlar özel korumalarıyla dolaşıyordu. Jandarma ve Polis karakoldan dışarı çıkmıyordu. Hâkim ve Savcılar evlerinde oturup keyfine bakıyordu. Çünkü bu görevleri PKK’li komutanlar yapıyordu. Aynı insanlar ortaya çıkmış, PKK ABD’nin örgütüdür diyorlar. Beyler acaba neden, o zaman söylemiyordunuz? Yalan ile şad olan, ahırı berbat olur. Bu Türkiye için de PKK için de geçerli bir sözdür.
PKK Kuzey Kürdistan’dan çekildi, Türkiye PKK’yi gerekçe gösterip savaş alanını, Güney Kürdistan’a taşıdı, 500-600 Kürt köyünü boşalttı. Türkiye’nin asıl hedefi, İran ve Irak ile Erbil’de buluşmaktı. Böylece Kürdistanı işgal etmiş dört devlet, Kürt belasından kurtulacaklardı. Ne diyordu Cemil Bayık “Doğulu Kürtler, eğer Haşdi Şabiye saldırırlarsa, bizi karşılarında bulurlar” Baş komutan Cemil Bayık’ın da işgalci dört devletin de rüyaları karanlık gecede kaldı. Görüldüğü gibi ABD hêdî hêdî Mollaların defterini dürmeye başladı. Bakalım Mollaların koruması altında olan Baş komutan Cemil Bayık ne yapacak?
APO üç yıldır ortalıkta görünmüyor, yaşıyor mu, yaşamıyor mu bilen yoktur. APO Şam’daki evini terk ederken, Atina’ya tatile gitmedi, CİA kaçırdı götürdü. 3,5 ay sonra bir sabah vakti getirdi, Kahire hava alanında MİT görevlilerine teslim etti. APO ile ilgili, ABD’nin bilmediği bir şey kalmadı.
FETÖ 25 yıldır bütün dostlarıyla, ABD’nin elinde. ABD’nin FETÖ ile ilgili ve Türkiye ile ilgili bilmediği hiçbir şey kalmadı. Günümüzde hala; her hareket anında, ABD’ye yetişiyor.
Siyaset ve haber kurumları, FETÖ ve APO ile ilgili söylediklerini, ABD susmuş not alıyor.
FEÖ’de sizin malınız, APO’da sizin malınız, malınıza sahip çıkın.
Şubat 2024