İki aydır İsrail Hamas savaşı, Türkiye PKK savaşı da tam 480 aydır devam ediyor. Bir PKK yetkilisinin yaptığı açıklamaya göre, bu savaşta tam 50 binden fazla PKK’li ölmüş. Ölen sivillerin de sayısını kimse bilmiyor. 4 binden fazla Kürt köyü, TSK tarafından bombalandı ve yerle bir edildi. En az 3 bin kadar Şafi-i Camisi, 4 bin civarında okul, lojman ve sağlık ocakları da TSK tarafından bombalandı ve yerle bir edildi. Devletin zulmünden 2 milyondan fazla Kürt insanı yerini yurdunu terk etti. Onlar nerede nasıl yaşar, bilen yoktur.
Türkiye 2016 yılında, kendi eğittiği donattığı, Suriye Milli Ordusu adını verdiği, cihatçı militanları yanına aldı, PKK’yi gerekçe gösterip, Suriye’deki Kürtlere saldırdı, savaş hala devam ediyor. Türk Ordusu saldırıya geçmeden önce, siyasetçiler, yazarlar, aydınlar ve erkekli kadınlı sanatçılar, artistler orduya moral vermek için sınıra yığıldı, Orduya saldırı emrini Erdoğan verdi. Aynı güruh bugünde, İsrail saldırısını kınıyor. Aferin size..! Savaşta ölen ve zulümden dolayı yerini yurdunu terk edenlerin sayısı belli değil. Zulüm hala bütün hızı ile devam ediyor. Şimdi kırmızı bültenle aradığı Salih Müslüm’ü, bir zamanlar Ankara’ya davet edip, yollarına kırmızı halı döşeyip karşıladılar. Aynen Türkiye’de yaptıkları gibi, Suriye’de de hangi Kürt’ü öldürseler, PKK’li öldürdüklerini söylüyorlar.
Üç yıldan beri yine PKK’yi gerekçe gösteren Türkiye, Kuzey Irak’ı işgal etmiş, ‘teröristlere karşı savaşıyorum’ diyor. Burada da 600 civarında Kürt köyü bombalandı, yakıldı yıkıldı. Sağ kalanlar zulüm karşısında, evini yurdunu terk etti kaçtı gittiler. Şimdi bu insanlar, nerede barınır nasıl yaşar bilen yoktur. Üç yıldır TSK Kürt köylerini bombalıyor, ne hikmetse, yanlışlıkla da olsa, hemen yanı başındaki Kandil vadisine, bir bomba düşmedi.
PKK Suriye’den kovulduktan sonra, 1992 yılında Peşmerge PKK çatışması oldu. Çatışma sırasında, Türk güçleri PKK’nin bütün yöneticilerini yakaladı ama, hiçbirini de Ankara istemedi, hepsini serbest bıraktı. O çatışmadan sonra, PKK Kandile yerleştirildi ve Kandil’i başkent yaptı. Kandil’in yerleşim alanının büyük kesimi, İran topraklarındadır. Humeyniciler İran’ı ele geçirdi, Şah Rıza kaçtı gitti. Kasımlo liderliğinde Doğu Kürdistan, Humeynicilere karşı direndi, Kürdistan’a sokmadılar. PKK hemen Humeynicilerden yana oldu, Kasımlo güçlerine saldırdı. Kasımlo’da Kürtler arası savaş olmasın diye bölgeyi terk etti. İran’da geçen yıl iç çatışmalar yaşarken, Cemil Bayık “Eğer Kürtler Haşdi Şabi güçlerine saldırırlarsa, bizi karşılarında görürler” diye bir açıklama yaptı. Türkiye İran ile Kürtlere karşı ortak mücadele yürütüyorlar. İran’ın Haşdi Şabi’si ne ise, Türkiye’nin de PKK’si odur. Tek farkı, Türkiye PKK’yi gerekçe gösterip, Kürtlere saldırıyor ama, İran bunu yapmıyor. İran sınırları dahilinde 30 milyondan fazla Azeri, zulüm altında yaşıyor. Kuzey Azerbaycan Türkler için soydaş ama, Güney Azerbaycan soydaş değil, tanımıyorlar bile.
Türkiye’de; Siyasetçiler, basın ve okumuş kesim, kendi yaptıklarını hatırlamıyorlar ama, İsrail’e verip veriştiriyorlar. Türkiye’nin ne kadar mazlum olduğunu, her zaman zulme karşı olduklarını söyleyip duruyorlar. Diğer taraftan, Türkiye’de siyaset başka, ticaret başka, İsrail’e her gün 7-8 gemi dolusu mal ihraç ediyor. Ukrayna NATO’ya üye olmak istediği için, Rusya’nın saldırısına uğradı. İki yıldır savaş devam ediyor. Orada da şehirler yıkılıyor, kadınlar ve çocuklar ölüyor ama, Türkiye Rusya ile ticari ve siyasi ilişkileri zirve yaptı.
Büyük Ortadoğu savaşı başladı ve devam edecek. Burada en çok huzursuz olan, İran ve Türkiye. İsrail’de savaş başlar başlamaz, bütün partiler birleşti, savaş kabinesi oluşturdular. Türkiye’de bütün partiler birleşti, ortak bir muhalefet kabinesi oluşturdular. Bu da Türkiye’nin huzursuzluğunu gösteriyor. Türkçede bir söz vardır, “Etme komşuna gelir başına” Türkiye de başına geleceklerden korkuyor.
Başkent Kandil; dut yutmuş bülbüle döndü, sesi çıkmıyor. Ortadoğu’da devletler de Cihatçı Örgütler de saflarını belirlediler ama Türkiye’yi demokratikleştirmek için, 40 yıldır dağlarda savaşan PKK sessizliğini koruyor. Kandil yöneticileri ne yaparsa yapsın, çizilen dairenin ortasında Haşdi Şabi’ye korumacılık yapan PKK de var. Bakalım PKK kendisine gösterilen yolda mı gidecek, yoksa kendisine yeni bir rotamı belirleyecek?
Birinci Dünya savaşında, Osmanlı; devletin anahtarını Müttefik güçlere teslim etti, onlar da Osmanlı coğrafyasını diledikleri gibi parselledi ve devletler kurdular Ama, ikinci dünya savaşında ne kadar yanlış yaptıklarını gördüler. İsrail Hamas savaşı, Ortadoğu haritasını yeniden belirleyecek savaşın başlangıcıdır. Hangi Ürdünlü, Filistinli, Lübnanlı velhasıl bölgedeki diğer toplumlar, Osmanlıya karşı bağımsızlık için savaştılar. Sonunda Müttefik Güçler bunların hepsini devlet sahibi yaptı. Ortadoğu’da devletleşemeyen, iki kadim Ortadoğu toplumu var, Yahudiler ve Kürtler. Şimdi devletleşme sırası Yahudilerde ve Kürtlerde.
Bağımsız Birleşik Kürdistan oluşmadan, hiç kimseye huzur yoktur. Yüz yıldır herkes bunu yaşadı ve gördü. Kürdistan Ortadoğu’nun kadim toplumu ve dünya medeniyetinin merkezidir. Bütün semavi dinler savaşlarını, Mezopotamya’nın verimli toprakları için yaptılar. Dolayısıyla Kürdistan üç bin yıldır, savaş alanıdır. Özellikle İslam Arabistan çöllerinden, Mezopotamya’nın verimli topraklarına taşındıktan sonra, diğer toplumlar da İslam kardeşliği örtüsü altında, Kürtlere saldırdılar.
Ürdün, ırak ve Suriye’de Arap yoktur ama, buralarda Müttefik Güçler, Arap devletlerini kurdular. Kral Yakup’un üç bin yıl önce kurduğu, İsrail devletini yok saydılar. Anadolu’da çok az Türk olmamasına rağmen, buraya da bir Türk devleti kurdular. Kürdistanı da Araplar, Farslar ve Türkler arasında pay yaptılar. Bunlar da kendi aralarında birleşti, Kürt varlığını inkâr etti ve birlikte Kürtlere karşı zulüm yaptılar. Müttefik Güçler, sırtını döndü gittiler ama, yüz yıl sonra, yaptıkları hatayı gördü geri döndüler. Çünkü; kadim İsrail’in ve Kadim Kürdistan’ın tarihten silinemeyeceğini gördüler.
Kürtleri birlikte çekiştiren dört işgalci devlet, Kürtlerin kafasını biraz karıştırdı ama, kadim Kürt kültürünü ve yaşam biçimini, Kürtlerin kafasından silip atamadılar. Orta Asya’dan geyiklerine binip, gelip Anadolu’da devlet olsalar da var olan Kürt medeniyetini ve yaşam biçimini, silip atamazlardı. Arap yarımadasının güney ucunda ilkel bir yaşam sürdüren, Araplar da Mezopotamya Kültürünü ve yaşam biçimini silip atamadılar. Farslar da bölgenin yerlisi olsa da kendi sınırları içerisinde, azınlıkta kalan bir toplum olarak, diğer milletlerin üstesinden gelemediler. Bunlar Ortadoğu’yu karıştıran sorunların başından gelse de İran’daki Humeynizim ve Türkiye’deki Fetoizimin de sorun oldular, batı dünyası da bunu görmeye başladı.
Öyleyse; Ortadoğu haritası ve siyasal yapısı yeniden belirlenerek, Ortadoğu’yu huzura kavuşturmak mümkün olacak. İran siyasiler, ağzını açmadan konuşsalar da büyük bir korku yaşadıkları belli oluyor. Türkiye vitesten atmış saldırılarına devam ediyor. Türkiye’de siyasetin daha tedbirli davranması, Türkiye’nin en büyük dostu olacaktır. Türkiye’nin uzun süre savaşacak ordusu var ama, uzun savaşa dayanacak, ekonomik gücü yoktur. Çünkü acıkan insan, önce karnını doyuracak ekmek için savaşır.
Türkiye’de petrol yok, gaz yok, yeteri kadar ekmek de yoktur. Göbekten AB’ye bağlı ekonomik yaşamını sürdürüyor. AB ile çelişirse, ekonomik iflasını da ilan etmesi gerekiyor.
Ortadoğu’ya yayılacak İsrail-Hamas savaşında, umarım bütün taraflar makul davranır, masanın üzerinde silah değil, akıl görev başında olur ve kan akışını önler.
Kasım 2023