2 Temmuz 1993 yılında, Sivas’ta Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılan insanların çoğu, Madımak otelinde kalıyordu. Otel Polisin ve Askerin gözü önünde on binlerce Ülkücü ve Akıncının saldırısına uğradı. Saldırganlar oteli yaktı yüzlerce yaralı ve 33 kişi de hayatını kayıp etti. Tansu Çiller Başbakan, Erdal İnönü Başbakan yardımcısı. Otelin önünde bulunan saldırganların içinde bulunan Temel Karamollaoğlu yangından sonra “Gazanız mübarek olsun” deyip saldırganları kutluyordu. Başbakan Tansu Çiller “Çok şükür, Otel dışındaki halkımız bir zarar görmedi” diyordu. Oteldeki bazı insanlar Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’yü arıyor “Yardım edin bizi öldürecekler” diyorlar. İnönü de “korkmayın hiçbir şey olmaz, biz bütün tedbirleri almışız” diyor. Daha sonra İnönü en ön saflarda, Alevilerle cenaze törenine katılmıştı. Bu konuşmalar ve söylenenlere baktığımızda, olayların bir devlet organizasyonu olduğunu gösteriyor.
Olaylardan sonra bazı saldırganlar tutuklandı, ceza alanlar da oldu ama cezalar geri bozuldu. Sanıklardan Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş hala aranıyor. Olay CHP’nin iktidar ortaklığı döneminde 1993 yılında oldu, 10 yıl sonra Erdoğan Başbakan oldu, 20 yıl da onun döneminde devam etti, dava 30 yıl devam etti. Ankara birinci Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyordu. 14 Eylül 2023 tarihinde görülen davada, katliamın 30 yılı dolduğundan, Zaman aşımına uğradı, saldırganlar da İnönü ve Erdoğan sayesinde evine gitti.
Aranan üç kişinin olayların tertipçisi ve MİT görevlisi olduğu söyleniyor. 14 Eylül 2023 günü 8-9 CHP’li Milletvekili de davayı izlemeye gelmiş ve Erdoğan’ı suçluyorlar. Efendiler Madımak katliamı İnönü döneminde oldu ve on yıl siz üstünü kapattınız, MİT görevlilerini korudunuz. 20 yıldır da sizin Başbakan yaptığınız Erdoğan üstünü kapatıyor. Sonuçta 30 yılı doldurdunuz, zaman aşımına uğradı, ortalıkta suçlu kalmadı. Suçlu yine Aleviler oldu.
Çok sayıda Alevi de mahkemeyi izlemeye gelmiş. Bunların arasında birisi “Katil başı Temel Karamollaoğlu’dur” diyor ve büyük alkış alıyor. Daha dün Genel seçimler oldu, Aleviler CHP listelerinde Temel Karamollaoğlu’na 40 tane Milletvekili seçtiler. Ben de diyorum ki, asıl katiller, Temel Karamollaoğlu’na 40 Milletvekili seçenlerdir. Asıl katiller, Temel Karamollaoğlu’nun adamlarını listeye alan, Kılıçdaroğlu, çevresindeki Milletvekilleri ve onlara oy veren Alevilerdir. Asıl katil siyasal sistemin kendisidir, sistemin korucuları da destekçisidir.
1990 yılında, Türkiye’de Kürt var, yok tartışmaları sırasında HEP kuruldu. İnönü; Ahmet Türk ve Fehmi Işıklar’ı yanına aldı İzmir’e gitti. Burada Ahmet Türk, PKK’nin Türkiye sorumlusu, Hikmet Fidan’ı devreye soktu. Hikmet Fidan Erdal İnönü’yü telefonla APO ile görüştürdü. APO İnönü’ye söz verdi, Kürtler SHP’ye geri dönecek ve bir daha da ayrılmayacaklar, SHP’ye gelen Kürtler arasında da Alevi Kürtler olmayacak. Arif Sağ, Kenan Sönmez ve Mehmet Ali Eren Milletvekili listelerine alınmadı. Devlet aklının amacı Kürtler arasında Alevi-Sünni çelişkisi yaratmak. Seçimlerden sonra Alevi Kürtler de parti kurma çalışmaları başlattı. Devlet aklı devreye girdi, Madımak olayları, hemen arkasında PKK Sivas’ta bir köyü bastı çok sayıda insan öldürdü. SHP devreye girdi, kongrede parti kurmak isteyen Alevilerden, birkaç tanesini Parti meclisine aldılar. Devreye Meşhur Ali Haydar Veziroğlu’nu soktular. Veziroğlu’na İzmit körfezini doldurma ihalesini verdiler. Veziroğlu kazandığı paraların bir kısmı ile Alevi partisi kuracaktı, partiyi kurdu, bir süre sonra kapattı, ortalıktan kayıp oldu. Böylece de Devlet aklı Madımak’ta başlayarak, Veziroğlu’na geldi ve Alevilerin parti kurmasını engelledi.
Madımak Alevilerin Sivas’ta yaşadığı ilk katliam değil. Sivas’ta Alevi Kürtler, bağımsız bir devlet kurmak için, Osmanlıya karşı savaşıyorlardı. Osmanlı Paşası Mustafa Kemal çok sayıda subay arkadaşıyla, 1919 tarihinde Sarayın özel gemisi Bandırma ile Samsun’a oradan da Havza’ya geldi.
Havza toplantısında 1917 tarihinde Rus Çar’ının da desteğiyle kurulan Trabzon Cumhuriyeti ileri gelenleriyle görüştü ve birleşme konusunda anlaştılar. Sivas’ta 3,5 ay kaldı ama Alevi Kürtlerle anlaşamadı. 17 Aralık 1919 tarihinde Ankara’ya geldi, Trabzon Cumhuriyeti militanları, Lenin’in silah desteği ve Mustafa Kemal’in sağ kolu Nurettin Paşa (Sakallı) komutasında Sivas’a saldırdılar. İnsanlık dışı uygulamalarla, Sivas Kürt Alevilere karşı katliam yaptılar. Sultan Vahdettin de Dolma Bahçe Sarayında Paşalarının ayaklanmalara karşı yaptıkları katliamı izliyordu.
Mustafa Kemal 1923 tarihinde Cumhuriyeti kurdu,1925 tarihinde 677 Sayılı yasayı çıkardı. Buna göre Pirlik, Mürşitlik, Taliplik ve Cem Evleri yasaktır. Var olan bütün Alevi Dergahlarının kapısını Mühürledi. Mevlâna Dergahının mührünü 1926 yılında kendisi, Konya’ya gittiği zaman söktü attı, Hacı Bektaş Dergâhının mührünü de 1957 seçimlerinde, Menderes söktü attı. 1937-38 dersim katliamı, Alevileri bitirinceye kadar devam edecekti. Kankası Hitler 1939’da ikinci Dünya savaşını başlatınca, iç sorunlardan dolayı, Kemalistler de Alevi katliamını durdurdu. Yoksa bütün Alevileri bitirinceye kadar devam edecekti.
Mustafa Kemal’in hukukçusu ve temyiz hakkı bile olmayan, Şark İstiklal Mahkemelerini unutmayalım. Bu mahkemeler diledikleri yerde, diledikleri insana idam cezası verip, oracıkta sallandırıyorlardı. Mustafa Kemal’in Şark Islahat Planını unutmayalım. Bu plan çerçevesinde, Türküm, Müslümanım demeyenin başına neler geldiğini hatırlayalım. Bu planlarla Mustafa Kemal “Laik, Demokratik, Hukuk Devleti” oluşturdu. Bunların Alevilere karşı oluştuğunu unutmayalım.
Devlet aklı 1970’li yıllarda darbe hazırlığı yapıyordu ama, yine malzeme Alevilerdi. 1978 Tarihinde Maraş’ta, Ülkücüler ve Akıncılar Devrimcilere saldırıyoruz diye, Alevilere saldırdılar. Alevi iş yerleri ve evleri talan edildi ve yakıldı. Yüzlerce Alevi öldürüldü ve binlerce de yaralı vardı. Bunların hepsi devletin Polisi ve Askeri’nin gözü önünde oldu ama, ortalıkta suçlu yoktur. Daha sonra aynı olaylar Malatya ve daha birçok Alevilerin yoğun olduğu, şehirlerde yaşandı. Yine ortalıkta suçlu yok. Bu rezaletlerin hepsi, CHP hükümeti ve Başbakan Ecevit döneminde oldu.
Nihayet 1980 tarihinde, ordu darbe yaptı, yönetimi ele aldı. Aleviler çok şükür, Ülkücülerden ve Akıncılardan kurtulduk derken, ordu Alevi yerleşim yerlerine saldırdı. Baskı, Zulüm, İşkence ve tutuklamalar. Bugün insanlar hala o günlerin acılarını yaşıyor.
Mustafa Kemal kendi Cumhuriyetini kurduğu günden beri, Aleviler sadece devlete, uşak ve köle olma hakkını kullanırlar. Devleti yöneten üç Bakanlığın üst seviyesine bir tek Alevi olmamıştır. Dışişleri Bakanlığında, bir tek Alevi Büyük Elçi olmamıştır. İçişleri Bakanlığında, bir tek Alevi Emniyet Müdürü ve Vali olmamıştır. Savunma Bakanlığında, bir tek Alevi General olmamıştır. Bütün Aleviler bunu çok iyi bilir, kendi aralarında tartışırlar ama, korkudan dışarıda sesini çıkarmazlar.
Alevilik bir inançtır, Cem Evleri de onların ibadethanesidir. Mustafa Kemal’in çıkardığı 677 Sayılı yasa ile, 1925 tarihinden beri Alevilik yasaktır. Hiç kimse dernegini Alevi Cemevi olarak gösteremez ve folklorik elbiseler giyip semah dönemez. Onlar gitsin folklorik elbise giyip Cami’de ya da Kilisede yapsınlar da göreyim. Bu Aleviliğe karşı yapılacak en büyük terbiyesizliktir. Ben Müslümanım diyenler, Türkiye’de yeteri kadar Cami var, gidin Cami’de namazınızı kılın, Alevilerden uzak durun.
AİHM 2014 tarihli kararı “Din dersi Çocuk Hakları Sözleşmesine aykırıdır, derhal durdurulmalıdır”
AİHM 2016 Alevilikle ilgili kararı, “Alevilik bir İnançtır, Cem Evleri onların ibadethanesi, yasaklanamaz”
AİHM’sinin kararları, Türk Anayasasının 29’cu maddesine göre, kanun hükmündedir. Şimdiye kadar ne iktidar ne de muhalefet, konu ile ilgilenmedi. Duymamazlıktan geliyorlar. Hatta Madımak davasını izlemeye gelen CHP’li Milletvekilleri de ilgilenmedi. Alevi dernekleri, ne olur siz ilgilenin. Avrupa Konseyi AİHM kararlarını takip eden bir kurumdur. Alevi dernek yöneticileri, Aleviler kitlesel biçimde, Avrupa Konseyi’ne şikâyette bulunsunlar.
Başka Madımaklar yaşamak istemiyorsanız, Paşalar Cumhuriyetinin zulmüne dur deyin.
Alevilik inanç olarak kabul edilmediği sürece, Aleviler zulümden kurtulamazlar.
Eylül 2023