Müslümanlar İslam öncesi Arap yaşamına cahiliye dönemi der, bununla ilgili pek konuşmak istemezler. Araplar; Arap yarımadasının güneyinde, Hint Okyanusu boyunca uzanan, alçak dağlarla kaplı olan bölgede, avcılık ile karın doyuran, ilkel bir toplumdur. Kadınların hurma yapraklarıyla kapladığı Harem adıyla bilinen evleri vardı. Erkekler bu haremlerde kadınlarla çiftleşir, meyir denen ücretini öderdi. Kadının ilk doğurduğu kız yaşar ama, ondan sonra doğan kızlar hemen öldürülürdü. Doğan erkek çocuklar da ise, kadın iki yaşlı huzurunda, çocuğun babasının kim olduğunu söylerse, çocuk babasına teslim edilir, baba da çocuğa bakmak zorundadır. Erkek çocuklar babalarının yanında büyür, epeyce de kalabalık olabilirlerdi, buna da Kabile derlerdi. İslam öncesi doğan Araplarda, hiç birisinin babası kesin belli değildir, hepsinin babası doğuran kadının ikrarıyla belirlenmiştir.
Günümüzde Müslümanların kutsalı olan Kâbe, Hz. İbrahim bir gün Kervanı ile kese yoldan gidelim dedi, karısı Hacer hiç kimsenin olmadığı bir alanda, kumların üzerinde siyah bir taş buldu. Taşı merak eden kervanlar, onu görmek için buradan geçmeye başladı. Hz. İbrahim de bir korunak yaptı ve Hacer’in taşını koruma altına aldı. Bu korunağın üzerinde Allah adında bir kadın heykeli, Lat, Menat ve Zatr adında da üç tane kız heykeli vardı. Burası ilgi görmeye başlayınca, Hz. İbrahim’in oğlu İshak da çevresini yaptı, burayı yolcu hanı olarak kullanmaya başladı. Böylece de zamanla hanın çevresinde bu günkü Mekke Şehri oluştu. Hatta Habeşistan kıralı Han’ı ele geçirmek için, komutanı Ebrehe emir verdi, Fillerin sırtında çok sayı bir ordu ile buraya saldırdı. Araplarda bu Fil Vakası olarak geçer ve tarih olarak da anılır. Haçlı katliamlarından kaçan Yahudiler kaçtı, Medine denen bölgeye yerleştiler, burada hurma ağaçları yetiştirmeye başladılar, insanların ilgisini çekmeye başlayınca, bu günkü Medine şehri oluştu. Arapların İslam öncesi bıraktıkları tek eserleri, çölde geyik avlamak için yaptıkları, beriye benzer av tuzaklarıdır.
İNDİRİLMİŞ İSLAM: Hz. Muhammed 25 yaşındaydı, bugün Kâbe olan Handa, deve çobanlığı yapıyordu. 40 Yaşındaki dul Hatice ile evlendi ve 40 yaşındaki Hatice’de Muhammed’e beş çocuk doğurdu. Beşinci çocuğu Fatima’yı doğurduğunda, Hatice 55 yaşındaydı. Birinci kocası kimdir, hiç çocuk doğurmuyor ama, kırkından sonra 5 çocuk doğuruyor. Fatima doğduğu sene Hz. Muhammed 40 yaşındaydı, vahi geldi ve Fatima Muhammed’in uğurlu çocuğu sayılır.
632 yılında Ramazan ayı Kadir gecesi Muhammed, Nur Dağı’nda Hıra Mağarasında tefekkürde iken Cebrail adlı melek geldi, Muhammed’e oku dedi, Muhammed ben okuma bilmem dedi. 632 yılında 22 sene 2 ay 22 gün sonra son vahiy geldi Kur-anı Kerim 22 yılda tamamlandı. İşte indirilmiş İslam budur. Bütün Müslümanlar Kur-anı Kerimde belirtilen kurallara göre yaşamını sürdürürler.
Muhammed 610- 632 Peygamber 11 Eşli.
Ebu Bekir 632- 634 birinci Halife 4 Eşli ve 6 çocuk.
Ömer 634- 644 ikinci Halife 8 Eşli 11 çocuk.
Oman 644- 656 üçüncü Halife 8 eşli 16 çocuk.
Ali 656- 661 dördüncü Halife 9 eşli 35 çocuk.
Halifelik 90 yıl Emeviler, 877 yıl Abbasiler ve 286 yıl da Osmanlılar yaptı.
Dördüncü Halife Ali’nin ölümünden sonra, oğlu Hasan Halife oldu ama 6 ay sonra, rakibi Muaviye ile Halife’nin Baç (haraç) payı olan %4’lük ganimetten, yıllık 3000 dirhem gümüş pay almakla anlaştı, Hilafeti Muaviye’ye bıraktı, çıktı Mekke’ye gitti. Eski Halife Hasan öldüğünde sarayında tam 300 Cariyesi vardı. Bu çekişmelerden sonra, İslam parçalandı Mezheplere bölündü ama, yine de sosyal yaşamı Belirleyici Kur-anı Kerim oldu. Paşalar Osmanlıya karşı darbe yapıp yönetimi ele geçirdikten hemen sonra, Mustafa Kemal 1924 yılında Hilafeti yasakladı, Halifeyi ailesiyle sürgüne gönderdi. İslam ülkeleri günümüzde, bunun sıkıntısını yaşıyor.
İslam’a göre Din kurumu olmaz, cemaatte bilen birisi ezan okur, bilen birisi kalkar namaz kıldırır. Şayet birisi sürekli bu işi yapması gerekirse, cemaati onun ihtiyaçlarını karşılar. İslam’da kadının yeri, kadın evinin hanımı, kocasının eşi ve çocuklarının anasıdır. Dışarı çıkmak mecburiyetinde kalırsa, tepeden tırnağa Burka denen siyah bir örtü ile örtünür, gözlerini de peçe ile kapatır, dışarı çıkar. Kadın; birinci derecede kocasının akrabalarının dışında, erkeklere görünmez. Kadın toplumsal hiçbir aktiviteye katılmaz. İslam’da erkek dört kadınla nikah yapabilir, fazlasını cariye olarak evinde koruma altına alır. Kadının boşama hakkı yoktur ama, erkek dilediği zaman karısına üç kere sen boşsun der, kadını boşayabilir. İşte İslam’da kadının yeri.
UYDURULMUŞ İSLAM: Osmanlı ordusu, Balkanlardan devşirme Hristiyan çocuklardan oluşuyordu. Ailesini ve geldiği yeri bile bilmeyen bu küçük çocuklar, Osmanlı garnizonlarında, Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusu terbiyesiyle, özel eğitimle yetiştirilir. Bunlara özellikle adam öldürme sanatı öğretilirdi. Bunların çoğu, Padişah’ın emriyle Padişah’ın gözü önünde, kardeşlerini ve çocuklarını öldürmüşlerdir. Saray Hareminde Padişah’a ait 5-6 yüz kadın bulunurdu. Afrika’dan getirdikleri iriyarı zenci gençleri kısırlaştırır, Haremde bekçi yaparlardı. Padişah ölünce, yerine geçen oğluna Harem miras kalırdı. Saray; Paşalar için bir yetiştirme yurdu gibiydi.
Birinci Dünya Savaşında Cephede sıkışan Paşalar kaçtı İstanbul’a geldi. Daha sonra İngilizlerin de yardımıyla Ankara’da bir araya geldi, 1923 yılında Osmanlıya karşı darbe yaptı, kendilerine işgal edilmemiş topraklarda, Cumhuriyet diye bir yönetim oluşturdular. İlk iş 1924 tarihinde Hilafeti kaldırıp, Halifeyi sürgüne gönderdiler. Kendilerine göre daha ziyade İslam’a benzer bir din oluşturdular. Türk Dil Kurumu tarafından 1945 yılında basılan sözlükte, “Kemalizm Türklerin Dinidir” diyor. Eğer Kemalizm Türklerin Dini ise, Peygamberleri de Mustafa Kemal’dir. İslam’a benzetmeye çalıştıkları bu inancın, İslam’a benzer yanları var ama, İslam’la hiçbir alakası yoktur.
Uydurma bir Dindir, Mustafa Kemal’in kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam’a aykırıdır. İslam’da böyle bir dini kurum olmaz. Her cemaat kendi din adamını kendisi finanse eder. Halbuki Kemalist dinde, üçüncü büyük bütçe diyanete ayrılır, Camilerde görevli yüzbinlerce devlet memuru maaşını, her türlü kazancın içerisinde olduğu bütçeden alır. Mustafa Kemal İmam Hatip okullarını açarken “Dini bilgisi ve milli bekası yüksek insanlar yetiştireceğiz” diyordu. Türk, Müslüman olmayanın devlet kadrolarında hatta devlette yeri yoktur. Mustafa Kemal’in Adalet Bakanı “Burası Türklerin ülkesidir, Türk olmayanın köle ve hizmetçi olma hakkı vardır” diyordu.
Kemalist Dinde, kadının mahrem yeri boynu ve saçlarıdır. Bir kadın, Türk bant denen bir mendil ile saçını ve boynunu kapatırsa, en çok tercih edilen, devlet görevlisidir. Mesela; Kadın Müftü, Emniyet Müdürü, Vali, Subay, General, Büyük Elçi, Doktor velhasıl her şey olabilir. Hatta on binlerce gayri Müslüm erkeğin gözü önünde, her türlü spora, hatta yüzme yarışmalarına bile bile katılabilir. Kısaca Kemalist dinde kadın erkeğin yaptığı her işi yapabilir. Yeter ki mahrem yeri, boynunu ve saçlarını Türk bant ile kapatsın ama, bezende kapatmadan bu işleri yapıyorlar. Bunun İslam’la uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Bu Osmanlı Paşalarının uydurduğu, Kemalist dinin kendisidir. Lütfen; kendi inancınıza saygı bekliyorsunuz ama, biraz da İslam’a karşı saygılı olun. Hiç kimse İslam’ı kendi inancına, örtü olarak kullanamaz.
Osmanlı imparatorluğunun dağılmasıyla, Halifelik yasaklanmış ve İslam başsız kalmıştı. Osmanlı işgalinden kurtulan, Müslüman topluluklar ulus devlet olmaya başladılar. Bunlar Halifesiz kalan İslam’ı kendi ulusal çıkarlarına örtü yapmaya çalıştılar. Günümüzde İslam dünyasının yaşadığı sıkıntıların sebebi de budur. Paşalar Cumhuriyeti de bunlardan biridir.
Eğer M. Kemal din sahibiyse, ilahi gücün sahibi Lord Curzon, vahileri ileten de General Harington’dur.
Türkiye’nin toplumsal temel sorunu, topluma dayatılan, Uydurma Kemalist Dindir.
Eylül 2023