14 Mayıs’ta Türkiye’de yönetim kadrosu değişikliği var. Vatandaşın haberi bile olmadan, yönetim kadrosunda kimlerin görev alacağını, genel başkanlar çoktan belirlediler, listelerini de YSK’ya verdiler. Vatandaş da kadroda kimlerin olduğunu bilmeden tanımadan, genel başkanlara oy verecekler, böylece yeni yönetim kadrosu belirlenmiş olacak. Çünkü Türkiye demokratik bir ülkedir…!
Ülkücüler, Akıncılar, Devrimciler ve Apocular birleşmiş, CHP’nin öncülüğünde 12 parti ile birlikte Erdoğan’ı devirip yönetimi ele geçirmeye çalışıyorlar. Kemalist ideoloji nelere kadirdir? Bir zamanlar gençliği birbirine bırakıp, birbirini öldürenler, şimdi bir araya gelmiş, birlikte Türkiye’yi Erdoğan’ dan kurtaracaklarını söylüyorlar. Akıl hırsızları vatandaştan da akıl bırakmadıkları için, vatandaş da bu yalanlara inanıyor. Erdoğan bir devrilse de vatandaş kurtulsa! Bugün soğanın tanesi 3 lira, 2001 yılında soğanın tanesi 100 bin lira olmuştu, vatandaş da ah Erdoğan gelse de soğan ucuzlasa da kurtulsak diye dua ediyordu.
Sonuçta vatandaşın duası kabul oldu, Erdoğan 14 Ağustos 2001 yılında parti kurdu, 3 Kasım 2002 yılında Türkiye erken seçime gitti, Erdoğan’ın kurduğu AKP 550 Milletvekilinin 363’nü kazandı, fakat Erdoğan milletvekili olamadı. Erdoğan; İstiklal marşının yazarı Mehmet Akif Ersoy’un bir şiirini okuduğu için, hapis cezası almıştı. CHP devreye girdi, Siirt seçim sonuçlarına itiraz etti, YSK Siirt seçimlerini iptal etti ve seçimlerin, 3 Mart 2003 yılında tekrarlanmasını istedi. Erdoğan’ın cezası bitmiş ama seçimlere katılamıyordu, Anayasal engel vardı. CHP tekrar devreye girdi, Anayasa’nın ilgili maddesini değiştirdi. Siirt seçimleri yenilendi, CHP Erdoğan’ı Milletvekili yaptı, Başbakan yaptı, Devlet Başkanı oldu, 20 yıldır ülkeyi yönetiyor. Bugün aynı CHP çevresine 12 Parti toplamış, zerre kadar haya duymadan vatandaşa sesleniyor, oyunuzu verin, Erdoğan’ı devirelim diyor ve Kemalizm’in 12 Havarisi de CHP Erdoğan’ı devirmesi için destek veriyor. İnşallah devirirler de soğan ucuzlar.
HDP etrafına aşırı Kemalistleri (sol) toplamış, Kürt oylarıyla bunları Milletvekili yapmak istiyor. Bir asırdır var olan Paşalar Cumhuriyeti, Kürtlerin varlığını bile kabul etmedi. Bir asırdır Kürtlere karşı uyguladığı soykırım hala devam ediyor. İdam ettikleri Kürt büyüklerinin etini kemiklerini yedi kayıp ettiler. Acaba Paşalar Cumhuriyeti Kürtlere karşı soykırım uygularken, kendilerini hem Marksist hem de Leninist sanan bu efendiler neredeydi? Osmanlı Paşası Mustafa Kemal onlar için anti Emperyalisttir, onlar da onun oluşturduğu siyasi düzende, Kürtlere karşı duruyorlardı. Kemalist sol hiçbir zaman, Kürtlerin insani taleplerini kabul etmedi. Bunların arasında çok sayıda Kürt de vardı ama, onlar da meseleye şaşı bakıyordu. PKK devletin bir yan kuruluşu, HDP de onun uzantısıdır. Bunlar Kemalist siyasetle birleşip, Paşalar Cumhuriyetini demokratikleştirmeye çalışıyor ve ülkeyi saplandığı bataklıktan kurtarmaya çalışıyorlar.
Paşalar Cumhuriyetinde 10 milyon civarında mülteci var, bunların önemli bir kesimi, irticacı örgütlerin militanı, diğerlerini de batıya karşı kullanmak için barındırıyor. Batıya; beni destekleyin, yoksa bu mültecileri size gönderirim ha..! Deyip tehdit ediyor. Brüksel Parlamentosu ayırdığı özel bir bütçe ile sınırlarını koruma altına aldı, mülteciler de devşirme Türklerin başına bela olarak kaldı. Hayat pahalılığının başlıca sebeplerinden biri de mültecilerdir. Tarım üretiminde artış olmadan, mevcut üretim, on Milyondan fazla, mülteciyi de beslemek mecburiyetinde kalıyor. Fiyat artışının önemli sebeplerinden bir de budur.
Paşalar Cumhuriyeti dış siyasette tek başına kalmış ve şaşkınlık içerisinde. Paşalar Cumhuriyetini yalnız bırakan birkaç olaya şöyle bir göz atalım. Öncelikle Mustafa Kemal’in başlattığı, “Tek devlet, tek millet, tek din” siyaseti, aynen devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan; 29 Ocak 2009 tarihinde Gazze ve Ortadoğu panelinde, İsrail Cumhurbaşkanına (One Minut) deyip, “Siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” sözlerini, İsrail asla unutmayacaktır. 1 Mart tezkeresi, Saddam’a kuzeyden saldırmak için giden, ABD ordusunu, Silopi’den geri çevirdi, getirdi İskenderun körfezine döktü. Kuzey Kıbrıs, Suriye ve Irak’ın işgali. AİHM aldığı kararlara uymaması. Özellikle Aleviliği serbest bırakma, din dersi mecburiyetiyle ilgili aldığı kararlar. Şafii Camilerini, Hanefi Camilerine dönüştürmesi, gibi daha birçok uygulama AB’yi çok huzursuz ediyor. Bu nedenle de AB Türkiye ile ilişkilerini 2022 yılında askıya aldı. Türkiye; ABD, AB ve Arap Birliği ülkelerinde çok uzakta, bir yerlerde korku içerisinde bekliyor.
Ekonomik olarak da Türkiye, hiç de iç açıcı bir yerde değil. 2016 yılında İran asıllı Türk iş adamı, Reza Zarrab Halkbank aracılığıyla kara para aklama suçundan, ABD’de tutuklandı ve 130 yıl hapis cezası aldı. Daha sonra verdiği bilgiler sonucu serbest bırakıldı, şimdi Miami’de yaşıyor. Daha sonra Halkbank Genel Müdürü de bir süre, ABD’de hapis yattı. Narkotik dağıtım merkezinin Türkiye olduğunu basında okuyoruz. Güven ortamı olmadığı için, yabancı yatırımcılar artık yatırım yapmıyor. Türkiye ekonomik güvenirliğini kayıp etmiş durumda.
Paşalar İngiliz General Harington’un desteği ile Osmanlıya karşı darbe yapıp yönetimi ele geçirdiler 1923 Tarihinde temelini attıkları siyaset aynen devam ediyor. CHP’nin başa getirdiği Erdoğan sadece bir devlet görevlisi olarak görevini yapıyor. Yönetimi devir almak isteyen, Kemalizm’in on iki havarisi de Erdoğan’dan farklı düşünmüyor. Sade görevi devir almaya çalışıyorlar. On iki havariler, yukarda bir kısmını saydığım, sorunları ağzına bile almıyor. Dün Türkiye’de Kürt yoktur diyen, Kürtleri Meclisten dışarı atan CHP, bugün de Kürt sorununu çözeceğini söylüyor. Buna inanmak için, insanın omuzlarının üzerinde boş bir kafanın olması gerek. On iki havarilerin lideri Kılıçdaroğlu bütün sorunları çözeceğim diyor ama, nasıl çözeceğini söylemiyor.
Kılıçdaroğlu’nun Kürt ve Alevi olduğu söyleniyor ama, Kılıçdaroğlu Kürt ve Alevi değildir. Eğer olsaydı asla bulunduğu yerde olmazdı. II Mahmud döneminde Alevi Dergâhlarına ve Alevilere karşı acımasız bir katliam uyguladılar. Katliamdan kaçıp, dağlarda gizlenen Aleviler de dağlarda yaşamaya çalıştı. Daha sonra; Nakşibendi Şeyh’i Halid’in Tekkesinde özel yetiştirilmiş hocaların eline birer görev belgesi (Şecere) vererek Alevileri Müslümanlaştırmak için hocalara dedelik yaptırdılar. Kılıçdaroğlu’nun dedesi de Konya Akşehir’deki Nakşibendi Şeyhi Halid’in Tekkesinde özel yetiştirilmiş Akşehir’den Dersime Ballıca köyüne görevli gönderilmiş hocalardan biridir. Devşirme Türkler 1937-38 yıllarında Dersim’e karşı soykırım uyguladı, Dersimde kimseyi bırakmadı, sağ kalanları da sürgüne gönderdi. Dersim Kasabı olarak bilinen, Dersim Valisi Abdullah Alpdoğan, sadece okuma yazma bilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun babası Kamer efendiyi de Ağrı Patnos’a Tapu Müdür’ü olarak görevlendirdi. Hikmet-i Huda’dandır..!
Kemalist 12 havariden (partiden) beklentisi olan Kürtler, siz eliniz havada daha çok beklersiniz. 1991 seçimlerinde, siyaset komisyoncusu Ahmet Türk APO ile anlaşarak, Kürtleri götürdü CHP’ye sattı. Daha sonra CHP listelerinde Milletvekillerinin başına nelerin geldiği, hala zihinlerde tazeliğini koruyor. HDP’nin CHP için destekleyip seçtiği Ankara ve İstanbul Belediye Başkanları, Meral Akşener’in adamları olduğu ortaya çıktı. Aynı Ahmet Türk yine aracı oldu HDP’yi götürdü, CHP’nin yırtık kıçına yama yaptı. HDP aşırı Kemalistleri de Milletvekili yapmak için yanına aldı, yoluna devam ediyor. Yakında göreceğiz, Türkiye’deki toplam oyu bir milletvekili bile çıkaramayacak aşırı Kemalistler, Kürtlerin oyu ile HDP sayesinde, 40-50 kişi Milletvekili olacak. Kürtlerin bunlardan hiçbir beklentisi olmasın, Kurttan kaçarken, Ayının kucağına düştüler.
Kürtler söz konusu olduğunda, hiçbirinin diğerinden farkı yoktur. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, FETO’nun yeğenini Afrika’da yakaladı getirdi, şu anda Türkiye’de hapishanede. Aynı Süleyman Soylu, Şu anda Meclis’te APO’nun yeğeniyle, Türkiye’yi yönetiyor. Süleyman Soylu hala APO’nun mal varlığını açıklamadı. Umarım gelecek olan İçişleri Bakanı açıklar.
Ahmet Türk; bildiği halde susuyor, her ay İstanbul’dan Ankara’ya gelen çanta dolusu paranın kime geldiğini açıklamadı. Umarım yeni yönetim geldiğinde, Ahmet Türk bunu açıklayacaktır.
Kürtler; oyunuzun çok değerli olduğunu bilin. Kendinize de E… kime vereyim diye de sormayın. Elinizi vicdanınıza koyun evinizde oturun. Böylece de kendinize daha az zarar vermiş olursunuz.
Devşirme Türkler Kıbrıs’taki soydaşları için, hangi insani hakları istiyorlarsa, vatandaşı Kürtler için de aynı insani hakları hak görmelidir. Kürtler bu taleplerinden asla vazgeçmemelidir.
Seçim ortada, kim kazanırsa kazansın, elindeki kabağı Kürtlerin başından patlatacak.
Nisan 2023