Erdoğan; Lenin’in Yoldaş İmparatorluğundan, Türkiye’ye iltica etmiş, Gürcü kökenli bir göçmen çocuğudur. İstanbul Kasımpaşa’da bir gecekondu semtinde büyümüş, tahsili İmam Hatip’i yatılı okumuş. 30 yaşında RP İstanbul İl Başkanı, 40 yaşında RP’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oluyor. Hayatında belediyecilikle ilgili ne bir yazısı ne de bir konuşması olmuş. Bir gün Milli Marşın yazarı Mehmet Akif’in bir şiirini okuduğu için, mahkeme ona ceza vererek hapse attı. Oradan çıktı AKP’yi kurdu, altı ay sonra, Türkiye erken seçime gitti, partisi büyük bir çoğunlukla parlamentoya girerken, kendisi hapis cezası aldığı için, milletvekili bile olamadı. CHP’nin itirazıyla Yüksek Seçim Kurulu Siirt seçimlerini iptal etti, CHP Anayasa’nın ilgili maddesini değiştirdi, Erdoğan Siirt Milletvekili ve Türkiye’nin Başbakan’ı oldu. Kasımpaşa’daki gecekondusundan çıkıp gelen Erdoğan, beş yıl İstanbul’u, yirmi yıldır da Türkiye’yi yönetiyor. Erdoğan bu becerisiyle en uzun süre Türkiye’yi yöneten liderdir.
Derin devlet; Erdoğan’ı getirdiği zeybek oyunuyla, Karadeniz Pontus Türkmen Boyundan gelen, İstanbul Belediye Başkan’ı İmamoğlu’nu yeni görevlere hazırlıyor. Önce devletin kendisinin yarattığı suni bir ekonomik kriz. İnsanlar başka hiçbir sorunları yokmuş gibi, seçime giderken sadece ekonomik kriz, domates hıyar fiyatlarını ve gelecek olan güçlendirilmiş parlamenter sistemi tartışıyor. Türkiye 200 binden fazla paralı askerle, dört devlete saldırmış işgal etmiş ve savaştığını unuttular. Paralı askerlerin yarısı cihatçı örgüt militanı, diğer yarısı da uzatmalı devşirme Türklerden oluşuyor. “Erdoğan devrilirse, domates hıyar fiyatları ucuzlayacak, Güçlendirilmiş Parlamenter sistem oluşursa, Türkiye’nin hiçbir sorunu kalmayacak” diyorlar. Burası Türkiye, neden olmasın ki?
Savaşların getirdiği siyasi ve ekonomik sorunlar, başka şeyler söylüyor. 2013 yılında kişi başı milli gelir, 12 582 ABD dolarıydı. O zaman Erdoğan “milli gelir 2023 yılında 25 000 dolar olacak” diyordu. Bilim insanları 2022 yılında kişi başına milli gelir, 8 500 dolar olacağını söylüyorlar. Ebette ki bunun sebebi savaş ekonomisi ve Türk lirasının değer kayıp etmesidir.
Kişi başı ortalama milli gelir, 8 500 dolar olurken, doğu batı arasındaki fark daha da büyüyor. Mesela; illere göre milli gelir, Kocaeli 17 089 dolar, İstanbul 15 666 dolar, Tekirdağ 14 787 dolar. Buna karşılık; Ağrı 3 489 dolar, Van 3 850 dolar ve Urfa 3 888 dolar. Yani kişi başı milli gelir, doğudan 3 000 dolardan başlıyor, Türkiye’nin en batı ucunda 17 000 dolara kadar çıkıyor. Yani fark beş kattan daha fazla. Bu rezaleti görmemek için insanın kör değil, aptal olması gerekiyor. Devşirme Türklerin yaşadığı bölgede milli gelir, Kürtlerin yaşadığı bölgenin tam beş katı. Helal olsun Türkiye adaletiyle gurur duyanlara. “Kör mü Kürtler rahat dursunlar” diyen sesleri duyuyorum.
Türk Siyasetçiler ve bilim insanlarının anlattığına göre, FETÖ ve PKK, Amerika’nın Türkiye’ye karşı örgütlediği örgütlerdir. Şimdi buna İŞİD’i de eklediler. Kısaca siyaset ve siyasi bilimcilere göre, FETÖ, PKK ve İŞİD ABD’nin Türkiye’ye karşı örgütlediği ve desteklediği örgütlerdir. Yalan olur da ayakları havada yalan olmaz, beyler dikkat edin yere düşer geri kalkamazsınız.
FETÖ hareketi; Saidi Kurdi öldükten sonra, 27 Mayıs İnönü Gürsel Cuntası, Kasım Gülek’i bu konuda görevlendirdi. Kasım Gülek gitti, sadece üç yıl kuran kursunda okuma yazma öğrenmiş, 21 yaşındaki Fethullah Gülen’i buldu, kısa bir özel eğitim sürecinden sonra onu Hoca Efendi yaptı, Mustafa Kemal’in oluşturduğu bütün tarikatları da, Fethullah Gülen’e bağladı. Planlı programlı uzun çalışmalar sonucu, Fethullah oldu Hoca Efendi. FETÖ devletin planlı çalışmalarıyla Türkiye’de yönetime hâkim olacak duruma geldi. Müslüman ülkelerde hızla örgütlenirken, AB ülkelerinde FETÖ’ya bağlı 6000 ‘den fazla cami açıldı, imamlarını da Diyanet atıyor. Müslüman ülkelerde hızla örgütlendi ve camiler açtı. Camilerin din adamlarını, Diyanet atıyor ve maaşlarını da ödüyordu. Her Tarikat devletin denetiminde, FETÖ’nün bir şubesi gibi çalışıyor. ABD önce anti komünist bir hareket olarak destekledi ama, daha sonra Türkiye’nin Osman abi projesini tehlike olarak görünce, Hoca Efendiyi aldı götürdü ve geri vermedi.
Türkiye FETÖ’ den dolayı batıdan gelecek olan siyasi tehlikeyi görünce, 2016 tarihinde bir darbe oyunu ile çok sayıda insanı FETÖ’cü diye tutukladı. Böylece Türkiye’de FETÖ’cü kalmadı imajını yaratmaya çalıştı. Bir zamanlar “dön gayri bitsin bu hasretlik” diyen Erdoğan, şimdi anti FETÖ’cü oldu. Bir zamanlar kendisini Hoca Efendi’nin kulu olarak gören ve şahsen tanıdığım birçok insan, şimdi anti FETÖ’cü. Burası Türkiye sakın olmaz demeyin. Türkiye biz bir tek FETÖ’cü bırakmayacağız dese de artık ABD’yi inandıramıyor. Türkiye sadece sopayı sağ elinden sol eline alıp, bildiği kavgaya devam ediyor. Hiçbir güç FETÖ hareketini Türkiye’den temizleyemez!
Siyaset ve siyasi bilimciler PKK’nin bir ABD örgütü olduğunu ve APO’nun da ABD’nin adamı olduğunu söylüyorlar. Bazı insanlar işine geldiği için buna inanabilir ama, Türkiye’de enayi olmayan çok sayıda insan var. 12 Eylül Kenan Evren Cuntası yönetime el koyunca, APO bazı adamlarıyla geçti Suriye’ye gitti. Hafız Esad APO’ yu aldı Şam devlet mahallesinde bir daireye yerleştirdi. Türkiye Şam askeri Ataşesi, daha sonra MHP’de Milletvekili olan, Kürşat Atılgan da aynı Apartmanda APO’nun komşusuydu. APO yıllarca Şam’da karargâhı da Beka Vadisi’nde, Türkiye’ye karşı savaştı ama Türkiye bir gün resmi bir belgeyle APO’yu Suriye’den istemedi. Hiçbir gün bundan rahatsız olduklarını dile getirmedikleri gibi, özel uçaklarla Esad’ın sünnet düğününe gidiyorlardı. APO şimdi de ABD’nin adamı oldu. İnanacak bulursanız, yalan söylemeye devam.
Dört aydır İran fokur fokur kaynıyor. Rejim büyük bir telaş içerisinde gidici. PJAK lideri Siyamend Moeyini, “biz devlet güçleriyle koordinasyona hazırız” diyor. Yani PKK’nin yan kuruluşu PJAK lideri eğer Kürtler İran güçlerine saldırırsa, biz İran güçlerinden yana, savaşa katılmaya hazırız diyor. Bu görüş bile tek başına PJAK’ın PKK’nin kimden yana olduğunu gösteriyor.
PKK Merkez Komitesi Üyesi Helin Ümit, “ABD Rojava’da Kürdistan gibi bir yapı kurulmasını istedi, PKK bunu engelledi” diyor. Türkiye de aynı nedenle, Batı Kürdistanı işgal etmedi mi? Demek ki Türkiye inkâr etse de PKK Türkiye’nin emir ve komutasında, istediğini yaptırıyor. Batı Kürdistan’a ve Güney Kürdistan’a PKK’nin davetiyle girmiştir. Zaten her şey ayan ve beyan PKK’yi gerekçe göstererek 40 yıldır Kürtlere karşı savaşıyor.
TSK 2-3 yıldır PKK’yi gerekçe olarak gösterip, güneyde 500’den gazla Kürt köyünü boşalttı, çok sayıda sivili öldürdü. Üç yıldır TSK tanklarla, uçaklarla Güney Kürdistan’ı bombalıyor ama, yanlışlıkla da olsa bir mermi, Başkent Kandil vadisine düşmedi. Bunu görmeyen ne kördür ne de sağır, enayidir. Türkiye uydurma yalanlarıyla artık zeybek oyununu bile oynayamaz durumda.
Kürtler önümüzdeki seçimde, derin devlet yeni bir yönetim kadrosu hazırlıyor. Her ne kadar başkanlık için, Pontus Türkmenlerinden İmamoğlu’nu hazırlıyor görünse de bana göre İmamoğlu’nu CHP Genel Başkanlığına hazırlıyorlar. Derin devletin son oyunuyla, Pontus Türkmen boyundan, eski ırkçı ülkücü İmamoğlu, zeybek oyunuyla, bütün Kemalistlerin gönlünü fethetti.
Benim Kürtlere tavsiyem, oyunlara bakıp umutlanmayın, size sadece oyuncuların terini silmek düşer. Seçimde oyunuzu muhalefete verin, başkanlık seçiminde de Erdoğan’a verin. Böylece Meclis çoğunluğu muhalefette, Başkan’da Erdoğan olacak. Sizde evinizde oturun, olacakları izleyin, bıyık altında gülün, keyfinize bakın. Çünkü sizin için gelecek olan yönetim var olandan hiç de iyi olmayacak. Hep onlar mı sizinle alay edecek, birde siz onlarla alay edin.
HDP zaten Kürtleri çantada keklik görüyor. HDP’li Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki “6 ay sonra seçilmiş belediye başkanlarımızı davulla, zurnayla, halaylarla görevine iade edeceğiz” diyor. Beyefendi belediye başkanları görevden alındığı zaman, birkaç milletvekili HDP’den istifa etseydi, üç ay içerisinde Meclis seçime gitmek mecburiyetinde kalacaktı. Yasa diyor ki boşalan milletvekilleri için meclis seçime giderken, boşalan belediye başkanları için de seçim yapmak mecburiyetindedir. Devleti desteklemeye biraz ara verseydiniz, Kürtler kendileri davulla, zurnayla, halaylarla kendi başkanlarını kendileri göreve getirseydi.
Yeter Kürt milletiyle dalga geçmeyin, siz devletin emir ve komutasında çalışıyorsunuz. Belediye seçimlerinden kısa bir süre önce, desteklediğiniz yeni yönetim, belediye başkanlarını görevine iade edip, Kürtlerin gönlünü çalmış olacak. HDP de marifet kendindedir diye, kendisiyle gurur duyacak, Kürtleri de kandırmış olacak.
Derin devlet Erdoğan’ı getirdiği yöntemle, İmamoğlu’nu da CHP’ye başkan olarak hazırlıyor.
Kürtler; Erdoğan size ne verdiyse, İmamoğlu da fazlasını verecek, kendinizi aldatmayın.
Aralık 2022