Kürdistan bizim anamız, anadan umut kesilmez. Kürdistan en çok, en büyük savaşların olduğu bir yer. Elbette ki dünyanın en verimli toprakları ve insanlık medeniyetinin ilk yeşerdiği yerdir. Bu nedenle de bütün insanlar Kürdistan’da yaşama arzusu, savaş alanına dönüştürmüştür. İlk tek tanrılı din Zerdüşt’ün ana yurdu Kürdistan’dır. Bunu örnek alıp ortaya çıkan, diğer semavi dinlerin ortaya çıktığı ve dinler arası savaş alanı olmuştur. Her şeye rağmen, Kürdistan’da savaş enkazı altında çıkmış 50 milyondan fazla kürdün yaşadığı ve Kürtçeyi konuştuğu ama bir türlü uluslaşamadığı gerçek de ortada. Savaşların nedeni verimli toprakları ve yeraltı zenginlikleri olmuştur. Özellikle 2017 yılında Güney Kürdistan’da yapılan referandum sayesinde, bütün dünya devletleri mazlum Kürtlerin haklı olduğunu gördü ve Kürtlerin yanında yerini aldı. Bu dayanışma içerisinde bütün Kürtler de birleşip analarına (Kürdistan) sahip çıkma zamanı gelmiştir.
Ben daha önce yanlış yapan Kürtlere çok kızıyordum ama, son Paris olayından sonra, artık kızmıyorum. 23 Aralık Cuma günü, 69 yaşındaki manyak bir Fransız, Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezine silahlı saldırıda bulunuyor. Saldırıda üç Kürt ölüyor ve üç de yaralı var. Bunun üzerine, çoğunluğu TSK’nın köylerini yaktığı Kuzey Kürdistanlı mülteci Kürtlerden oluşan bir grup, olayı protesto etmek için sağa sola saldırıyor, olayla alakası olmayan, sıradan Fransızlara çok büyük maddi zarar veriyorlar. Halbuki saldırgan oracıkta yakalanıyor ve adaletin elinde. Ben olaya karışan Kürtlerin neyi protesto ettiklerini bilmeden, olaya karıştıkları için, onlara kızmıyorum. Onlar Başkent Ankara ve Başkent Kandil’in kışkırtmasıyla olaya katıldılar. Ankara hemen ayağa kalktı, ey Fransızlar; alın işte size Kürtler demeye başladı. Başkent Kandil de „biz yaparız” diye nara atmaya başladı. Sadece Kürt olduğu için, ana vatanından kaçmış, Fransa’ya sığınmış yaşamaya çalışan Kürtler, bu hareketin Kürdistan’a zarar vereceğini bilselerdi, asla bu olaya katılmazlardı.
Ben olayın ikinci günü, gazeteci olan Fransız bir arkadaşım var, onu aradım. Bu olaylar Fransız halkını nasıl etkiledi, onu çok merak ediyorum dedim. O da, “arkadaş sen hiç merak etme, hiçbir olay Fransız halkının Kürdistan’ı desteklemeye engel olamaz” dedi. Kürtler yaşadıkları zulümden dolayı çok duygusal bir toplum, bu nedenle de çabuk provokasyona geliyorlar, bunu bütün Fransızlar artık biliyor dedi, böylece de ben rahatladım.
28 Aralık Çarşamba günü İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, iki saatten fazla süren bir basın açıklaması yaptı. İnsanlık siyasi tarihinde en uzun süren, basın açıklamasıydı. Ben oturdum açıklamayı sonuna kadar izledim. İstanbul Belediyesine bazı Kürtleri, çöpçü ve temizlikçi olarak işe almışlar. Süleyman Soylu “bunların kardeşleri dağda, siz teröristleri işe aldınız” diye, bunları işe alanları eleştiriyordu. Süleyman Soylu; milletvekili bir Kürt Bayanı, dağdaki nişanlısıyla çekilen resmini gerekçe gösterip, milletvekilliğini kaldırdı, şimdi hapiste. FETÖ’nün yeğenini, Afrika’da yakaladı getirdi, şimdi hapiste. APO’nun 18 yaşını dolduran yeğenleri, sırayla milletvekili oluyor. Şu anda APO’nun yeğeni milletvekili olarak Süleyman Soylu ile aynı çatı altında birlikte çalışıyorlar ve birlikte Türk adaletinin kanunlarını yapıyorlar ama, Soylu bunu görmüyor. Soylu eşitlik ve adalet kelimelerini ağzından düşürmüyordu. Acaba Soylu ‘nün emrinde çalışan, kaç Kürt vali, kaç emniyet müdürü var? Üç beş Kürt, İstanbul belediyesinde çöpçü olarak işe alındı diye, Soylu çok kızmış. İşte Kürtlerin AB ülkelerinde protesto etmesi gereken, Soylunun bu davranışıdır.
Altı ay sonra Türkiye’de genel seçimler var. Muhalif olan 6 parti birleşmiş, başkanlık sistemini ve Erdoğan’ı devirmeye çalışıyorlar. Kürtlerin partisi olduğunu iddia eden HDP de bunlara katılmak için can atıyor. Eski İç İşleri Bakanı Davutoğlu, 2015-16 yıllarında, önce memurlarına süresiz izin verdi ve bölgeyi terk etmelerini istedi. Arkasında sokağa çıkma yasağı ilan etti, Kürtleri evine kilitledi ve tanklarla, uçaklarla saldırdı, Kürt şehirlerini yerle bir etti. Enkazın altında kalanları bırak, askerin tecavüzüne uğramış Kürt kızının çıplak bedeni internette sergilendi. Kürtler eğer protesto edecekseniz, Davutoğlu ile ortak olmak için can atan HDP’yi protesto edin.
Aylar oldu İran’da halk Molla rejimine karşı ayaklanmış, yüzlerce protestocu öldürüldü ve binlercesi tutuklandı. Hatta protestolara katıldı diye insanlar idam ediliyor. Başkent Kandil’de PKK ve KCK başkanları, eğer İran’da Kürtler Molla Rejimine saldırırsa, biz İran Mollalarından yana olmaya ve Kürtlere karşı savaşmaya hazırız diyorlar. Kürtler eğer protesto edecekseniz, Molla Rejiminden yana olacağını söyleyen, Başkent Kandil’deki PKK ve KCK başkanlarını protesto edin. İran’daki Molla rejimiyle bir olup, Doğu Kürdistan’a saldıracakları için.
Kürtler zulüm altında yaşadıkları için çok duygusal oluyorlar. Çabuk provokasyona gelip, çabuk unutuyorlar. PKK lideri Abdullah Öcalan, 12 Eylül darbesinden sonra gitti Şam’a yerleşti. Şam devlet mahallesinde, APO ve Türkiye’nin Şam Askeri Ataşesi Kürşat Atılgan altlı üstlü komşu olarak bir binada oturuyorlardı. Kürşat Atılgan daha sonra geldi MHP’den Milletvekili oldu, APO’da aynı mahallede yüzme havuzlu bir villaya taşındı. Askeri karargâhı da Beka vadisindeydi. PKK 40 yıldır Türkiye’ye karşı savaşıyor. Türkiye bir tek gün rahatsızlığını dile getirmediği gibi, bir ara sınırdaki mayın tarlalarını temizleyip, tarım alanı yapmak istediler. Kuzey Kürdistan’da PKK, TSK arasında savaş bütün hızıyla devam ediyor, Kürt köyleri yakılıp yıkılıyor, yaylaya çıkma yasakları, gece köylerde dışarı çıkma yasakları var. Türkiye Kürdistan’ı Kürtlerden temizlemek istiyordu. PKK’nin sayesinde başarılı da oldu. Türkiye bir gün resmi bir belge ile Öcalan’ı Suriye’den istemedi. Suriye’de yaşayan Kürtler nüfusa bile kayıtlı değildi. Bu rezalet PKK’nin umurunda bile değildi. Kürtler; eğer bir şeyi protesto edecekseniz, gelin PKK’nin bu rezaletini protesto edin.
Türkiye 2-3 yıldır, PKK’yi gerekçe göstererek, Güney Kürdistan’ı işgal etmiş, her gün tanklarla uçaklarla bombalıyor. Türkiye’nin işgal ettiği alanda, 500-600 Kürt köyü boşaldı, 2 milyondan fazla Kürt yerini yurdunu terk etti. Çok sayıda Kürt öldürüldü. Şimdiye kadar yanlışlıkla da olsa bir bomba Başkent Kandil’e düşmedi. Protesto edilmesi gereken en büyük rezalet işte budur.
PKK Molla rejimi ile birleşip, Doğu Kürdistan’a saldıracağını söylüyor ama, Türkiye ile birleşip Güney Kürdistan’a ve Batı Kürdistan’a saldırdığını, açıkça söyleyemiyor. Kürtlere soruyorum, Esad APO ortaklığını unutmuş, PKK hangi yüzle, Batı Kürdistan’da dolaşıyor? Aslında oraya ortağı Türkiye’yi davet ediyor. Türkiye de irticacı militanlardan paralı bir ordu oluşturdu, PKK’yi gerekçe gösterip, Güney Kürdistan’ı işgal etti. Aynı yöntemle Türkiye, Güney Kürdistan’ı da işgal etti.
Şam devlet mahallesindeki yüzme havuzlu villasında oturan APO, oradan kalkıp Atina’ya tatile gitmedi. CİA çaldı götürdü, Türkiye’nin iki gün sonra haberi oldu. Apo üç aydan fazla CİA’nın elinde kaldı. CİA’ya hangi bilgileri verdiğini herkes tahmin ediyor. Batının PKK ile ilgili bilmediği bir şey kalmadı. Hep söylediğimi tekrarlamak istiyorum, ABD büyük devlettir, söylemez yapar.
Sömürge, emperyalizm, emekçi ve özgürlük, bunlar bir statüsü olan milletler için geçerli sözler. Kürdistan işgal altında, Kürt yoktur, bunu beynimizin derinliklerine yazıp yolumuza devam edelim. Kürt Milleti; işgalcilerin derin sularında boğulmak üzere, bütün dünya milletleri birleşmiş, bir ucunu ellerinde tuttukları ipin, bir ucunu da Kürtlere atmış, Kürtler size atılan ipin ucundan ve birbirinizin elinden tutun, onlar sizi sürükleyip Bağımsız Birleşik Kürdistan’a çıkaracaklar.
Dünya var olduğu günden beri, iki millet kavgasız birbirinden ayrılmamıştır, tarihte bir kere oldu. Biz akşam yattık, sabahleyin kalktığımızda, bir de ne görelim, Çekler ve Slovaklar birbirinden ayrılmış iki devlet olmuşlar. Bu dünyada ilk ve tektir. İşgalcilerin kavgasız Kürdistan’dan çekileceğini beklemek, biraz saflık olur. Kürtler buna da hazır olmalıdırlar.
Sivas Madımak olayını unutup, Temel Karamollaoğlu’nun bulundu yere oy veren bir Alevi ile, Başbakan Davutoğlu’nun bulunduğu yere oy verecek bir Kürt’ün birbirinden hiç farkı yoktur.
Süleyman Soylu, hala APO’nun mal varlığını açıklamadı, umarım yeni yılda açıklar.
2022-2023