Rus lider Putin, 24 Şubat’ta Ukrayna’ya saldırdı. Rusya 2014 yılında da Ukrayna’ya saldırdı, başarılı da oldu. Kırım’ı ve doğu Ukrayna da istediği yerleri işgal etti. Ancak o dönemdeki Ukrayna yöneticileriyle gizli bir anlaşma vardı gibi görünüyor. Savaşın başlamasıyla Ukrayna başkanı Viktor Yanukoviç avenesiyle birlikte, Rusya’ya kaçtı. Rusya’nın saldırısına uğruyor, ülkesini terk edip Rusya’ya kaçıyor. Bu dünya savaş tarihinde bir ilktir.
Bu sefer böyle olmadı, Ukrayna yönetimi, ABD ve AB hazırlıklıydı, Putin faka bastı. Savaş 24 Şubat’tan beri bütün hızı ile devam ediyor, Ukrayna direniyor. Batı Putin’e karşı ekonomik savaş ilan etti, Ukrayna’ya gereken yardımları veriyor. Savaş uzadı, birinci haftadan sonra, savaş Putin’in aleyhine dönüştü, onun için de savaş ne kadar uzun sürerse, Putin’in kaybı o kadar büyük olacaktır. Batı; savaşın uzaması için elinden geleni yapacaktır.
Acaba Ukrayna, Rusya’ya ne yapmıştı da saldırıya uğradı? Rusya çekilse bile, Ukrayna 50 günde oluşan savaş tahribatını, 50 yılda yenileyemez. Ölenler gitti, kalan çocuklar hayatı boyunca, savaşın ruhunda yarattıklarıyla birlikte yaşayacak. Bazı iğrenç yaratıklar, “Ukrayna Nazi’dir” diyor. Ne yapalım Ukrayna halkı 70 yıl Lenin ideolojisinin egemenliği altında, onun terbiyesiyle yaşadı. İnsanlıktan nasibini almamış bu yaratıklara sormak lazım, o savaş sakatı çocuklarda mı Nazi’dir?
Türkiye savaşta tarafsızlığını ilan etti ama buna kargalar güler. Eğer Ayı dayıya saldırmış boğuşuyorlarsa, ben ne ayıdan yanayım ne de dayıdan yanayım diyorsan, ayıdan yanasın demektir. Çünkü karışmadığın zaman, ayının dayıyı boğacağını biliyorsun. Görünen; Putin tacını tahtını kayıp etmemek için, yakında uzlaşmaya gidebilir ama, batı istemiyor. Türkiye Güney Kürdistan’da, Güneybatı Kürdistan’da, ayrılıkçı Kürtlere karşı savaşıyorum diyor. Putin Ukrayna’daki ayrılıkçı yönetimlere yardımcı olduğunu söylüyor. Türkiye; gitmiş Rusya Ukrayna savaşında aracı olmak istiyor. Buna kargalar bile gülmez, bari ben güleyim.
Bütün gözler Ukrayna’da ama, Kürdistan unutulmadı. İran ve Türkiye kâbus görmeye başladı. Irak ve Suriye diye bir devlet kalmadı, Irak’ın son hali ortada. İran dışarıya yansıtmasa bile, oturduğu yerden ayağa kalkacak takati kalmadı. Türkiye’de hızla yükselen hayat pahalılığı, Ukrayna sorunu ile birlikte, biraz sendelemeye başladı ama, yakında eski hızına kavuşur.
Astana ortakları iflasın eşiğinde. Putin, Türkiye ve İran’dan vazgeçer ama, tacını tahtını kayıp etmek istemez. Türkiye bunu görüyor büyük bir telaş ve heyecanla, eski dostlarıyla uzlaşmaya çalışıyor. Boş bir çaba, artık Türkiye’ye inan güvenen kalmadı. PKK’nin bile artık Türkiye’ye bir yararı olmayacak. Kısa sürede Afrini işgal etti, bölgeyi nasıl Araplaştırdığını, bütün dünya görüyor. İran zaten bir ayağı ve bir kanadı kırık leylek gibi yerlerde sürünüyor. Putin düştüğü bataklıktan ayağa kalkabilirse, tacını tahtını korumaya çalışacaktır. Ukrayna’dan sonra savaş tekrar Ortadoğu’ya dönecek, yakında Humeynizm ve FETÖ’izm ortadan kalkacak, batı, İslam dünyası, Ortadoğu bunu istiyor.
Türkiye 40 yıldır APO’sunu gerekçe göstererek, Kürtlere karşı savaşıyor. Peki iki yıldır APO nerede? APO’yu Kahire Hava Alanında ABD’den teslim aldı Türkiye’ye getirdiler, İmralı adasına yerleştirdiler, Başbakan Yardımcısı Bahçelinin girişimleri sonucu, Anayasayı değiştirip idamdan kurtardılar, yalnız canı sıkıldığı için yanına birkaç mahkûm verdiler. Başkent Kandil ile rahat ilişki kurabilmek için, telefonun dışında, emrine bir de askeri helikopter tahsis ettiler. İki yıldır ne APO ne de diğer mahkumlar, kimseyle görüştürülmüyor. Derin devlet, özünü değiştirmeden Türkiye için yeni bir siyasi format hazırlıyor, belli ki PKK’yi de yeni siyasi formata uydurmaya çalışıyorlar, meşguliyetten dolayı görüş yasağı var. Velhasıl APO devlet ilişkileri, Türkiye’ye bir yararı kalmadı.
Mustafa Karasu, “Bağımsız Kürdistan talebimiz yoktur” diye bağırıyor. Cemil Bayık, “Çözüm yeri Meclistir” diye bağırıyor. Peki bunu söyleyenlerin Kandil’de ne işi var? Ne işi olacak canım, Haşdi Şabi ile birleşmiş, Güney Kürdistan’a karşı savaşıyorlar. Güneybatı Kürdistanı Ankara hükümetine teslim etmeye çalışıyorlar. Görüldüğü gibi başkent Kandil ile başkent Ankara anlaşmışlar. Cemil Bayık’ın Kandilde ne işi var, gelsin Milli Cephe hükümetinde, Milli savunma Bakanı olsun. Mustafa Karasu’da gelsin Kültür Bakanı olsun.
APO’nun emriyle oluşan ova siyaseti, Kürt köylerini yakıp yıkan eski İç İşleri Bakanı Meral Akşener’le, Kürt şehirlerini yakıp yıkan, eski Başbakan Davutoğlu’yla, partisindeki Kürt Milletvekillerini Hapishaneye dolduran CHP ile birlikte, Ahmet Türk’ün parmak işaretiyle yoluna devam ediyor. Kürt Milleti de bunların peşine takılmış Kemalizm’in misafirhanesine gidiyor. Elbette kervanın içerisinde, Madımak otelinin önünde “Yak ulan” diye bağıran, Karamollaoğlu da var. Karamollaoğlu Madımak’ı yaktırdı, 35 Alevi yandı. Hemen arkasında PKK Başbağlar köyünde 34 Müslümanı öldürdü. Böylece Alevi İslam çelişkisi hızlandı. Şimdi de devlet bunları bir araya getirip, Alevileri ve Müslümanları hükümet çatısı altında toplayıp, birlikte devleti yönetecekler. Birisi demiyor ki alan razı veren razı sana ulan..!
Geçtiğimiz günlerde, İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli bir Polis, Hakkari’de özel arabasında 52,5 kilo patlayıcıyla yakalandı. İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, patlatıcıyı güneyden getiriyormuş diye açıklama yaptı. Pisliğinin üzerini kapatan kediler gibi, böylece kendi pisliğinin üzerini kapattı. Soylu’nun açıklamasına bakılırsa, bu polis Cemil Bayık’ın patlayıcısını İstanbul’a eylem için getiriyormuş. Belli ki görevli polis, yanlışlıkla yakalanmış. Bir dönem Askeri helikopterler, Başkent Kandil ile Başkent Ankara arasında mekik dokuyordu. Mahmut Şakar APO’nun bildirilerini taşıyordu. İnsanlar artık bu tür şeylere alıştı. APO’yu helikopterle götürüp getirseniz bile, yine kimse sesini çıkarmaz, bundan bir hikmet vardır diyecekler.
MHP Maraş Milletvekili Fahrettin Oğuz Tor, APO’nun malvarlığı ile ilgili Süleyman Soylu’ya bir soru önergesi vermişti. Soylu hala o soru önergesine cevap vermedi, APO’nun malvarlığının üzerine oturuyor, insanlardan gizlemeye çalışıyor. Bir mafya babası, biz her ay Ankara’ya bir çanta dolusu para gönderiyorduk diyordu. Süleyman Soylu hala bu paranın da kime geldiğini açıklamadı. Acaba Soylu insanlardan neyi gizlemeye çalışıyor? APO devletin adamı olduğunu zaten artık herkes biliyor, gizlenen başka ne olabilir ki? Ahmet Türk; Soylu cevap vermiyorsa, Türk cevap versin.
Önümüzdeki süreçte Kürdistan daha da hareketlenecek. İŞİD istediği zaman Haşdi Şabi oluyor, PKK Haşdi Şabi iş birliği, tarihi bir geçmişe sahip. İran önce Erbil’e füze yağdırıyor, sonra ağır toplarıyla Erbil’i ziyaret ediyor. Türkiye PKK’sini gerekçe gösterip, Güney Kürdistan’a saldırdı, yüzlerce köyü yerle bir etti. Hemen yanı başındaki Başkent Kandil huzur içerisinde, Türk uçakları Başkent Kandil’in üzerinden geçemez, geçsinler de görsünler…
Kürt Milleti Bağımsız Birleşik Kürdistan’a doğru gitmek istiyor ama, meseleye şaşı bakıyor. Arguvan’da bir köylü bir yol ayrımında sabanla çift sürüyor. Yol ayrımına gelen bir yolcu, dayı Çavuş köyüne hangi yol gider diye soruyor. Çiftçi parmağını uzatıyor, deeeha o karşıdaki köy çavuş köyüdür diyor. Yolcu da dayı ben şaşırdım, parmağının gösterdiği istikamete mi gideyim, yoksa gözünün baktığı istikamete mi? Çiftçi de oğlum parmağımın gösterdiği istikamete gidersen, doğru Çavuş’a gidersin, gözümün baktığı istikamete gidersen, Atma’nın Kürtlerine gidersin, onlar da seni külbastı yapar yerler diyor. (Atma benim Aşiretimdir) Kürtler size yalvarıyorum, meseleye şaşı bakıp, devşirme Türklere külbastı olmayın.
Ukrayna’dan sonra, Kürdistan daha da hareketlenecek gibi görünüyor. İşgalciler yalpa yapmaya başladılar ama, gitmek istedikleri yer, Kürtleri inkâr ve imha durağıdır. Yalpalamayla Kürtleri ve dostlarını yanıltmaya çalışıyorlar. Kürtlerin görevi tek yolda bir araya gelip, dostlarına kucak açmaktır. Bu yol doğruca Bağımsız Birleşik Kürdistan’a gider.
HDP altılı siyasi şirketin manivelası, APO’dan emir almadan tuvalete bile gitmez, gerisi yalan. APO da geçmişte olduğu gibi, Kemalistlerle anlaşmış Kürt Milletini Kemalistlerin misafirhanesine götürmeye çalışıyor. Unutmayın eskiden olduğu gibi, siz orada sadece misafirsiniz, ev sahibi değil. Kürtler APO’nun talimatı olmazsa, hanginiz bu altı ortaktan birisine oy verirdiniz? Eğer iş birliği için verecekseniz, demek ki yanlış yapıyorsunuz, iyi düşünün.
Tapınma çaresizliğin çaresidir.
APO’ya tapan Kürt Milletini çok iyi anlıyorum.
Nisan 2022