Sahte bilinçle donatılmış insanın, kendisine faydası olmaz. Türkiye’de son zamanlarda görülen, toplumsal karmaşanın da sebebi budur. Yüz yıldır, çocuk evde annesi ve babasıyla, Rumca, Arapça, Ermenice, Kürtçe yahut ta herhangi bir dili konuşur. Sabahleyin okula gelir, “Türküm doğruyum…! Varlığım Türk varlığına armağan olsun” yeminini yapar ve derse başlar. Bu çocuğun sağlıklı bir ruhi donanıma sahip olması mümkün değil.
Yüz yıldır ülke bu mantıkla yönetiliyor. Son yöneticilere ve yönetmek isteyenlere bakalım. Erdoğan Gürcü, Kılıçdaroğlu Kürt, Bahçeli Ermeni, Akşener Çeçen ve Sancar Arap. Bunlar yerli ve milli olma yarışındalar. Yarışı kazanıp ülkeyi yönetmek istiyorlar. İnsanlar da bunların peşinden koşuyor, inşallah benimki kazanır. Bu anlayışla, bu bilinçle donatılmış bir toplum oluşturmak mümkün değil. Ancak toplumu, bunalıma sürükler.
Müslüman bir kadın, Türkbant’la saçlarını ve boynunu kapatmış, sadece faiz ticareti yapan bankada çalışıyor, maaşını da aynı kazançtan alıyor. Müslüman bir kadın, albay rütbeli askeri elbiselerini giyinmiş, Türkbant’la saçlarını ve boynunu kapatmış, erkek askerlere savaş dersleri veriyor. Müslüman bir kadın, müftü koltuğuna oturmuş, Cami Hocalarına ders veriyor. Müslüman bir erkek, Rakı Fabrikasında çalışıyor, maaşını alıp cebine koyuyor, Cuma namazına yetişmek üzere, koşarak Cami’ye gidiyor.
Alevi bir insan; gusül yok, abdest yok, namaz yok velhasıl İslami hiçbir vecibeyi yerine getirmez. Hayatında bir kere bile Cami’ye girmemiştir ama ağzını açtı mı, en iyi Müslüman olduğunu iddia ediyor. 1400 yıl önce öldürülen Halife Ali’nin oğlu Hüseyin’in sözü geçti mi, mazlum Hüseyin der, hüngür hüngür ağlamaya başlar. 1400 yıldır intikam almak için, öldürenleri arar. Devlet eliyle zengin olmuş, 13 bin üyeli MUSİAD içerisinde bir tek alevi yoktur. Vali, Emniyet Müdürü ve General bir tek Alevi yoktur. Bunlar asla onu ilgilendirmez, mazlum Hüseyin’in intikamının peşindedir.
20 yaşındaki asker oğlu çatışmada ölmüş, evi ve mahallesi bayraklarla donatılmış, bayrağa sarılı tabut içerisinde, ayrıcalıklı ve bayraklarla donatılmış bir mezarlığa defin ediliyor. Baba ağlamaz, “vatan sağ olsun, iki oğlum daha var, vatana feda olsun” der. O iki oğlu da üniversiteyi bitirmiş, işsiz dolaşanlardan. Ana ağlamaz, “Bayrak sağ olsun” der. Hiçbir yöneticinin oğlu, böyle bir ölümle asla karşılaşmaz.
Uzun boylu, sarı saçlı yeşil gözlü, Pontus Rum kökenli, Ortodoks Hristiyan bir Karadenizli, atalarının Asena isimli kancık kurdun peşine takılıp, Türkmenistan’dan gelip Karadeniz’e yerleştiklerini söyler. Kendi evinde annesiyle, ninesiyle Rumca konuşuyor ama o da yerli ve milli yarışına katılanlardandır.
On binlerce insan, devletin imkanlarıyla okumuş, devletin üst kademelerinde görev yapmış, şu anda FETÖ’cü olmakla suçlanıp, hapishanelerde gün sayıyor. On binlerce Kürt APO’cu olmakla suçlanıp, hapishanelerde gün sayıyor. FETÖ’yü büyüten besleyen, devletin kendisidir. M. Kemal’in ve Albay İsmet’in sağ kolu ve CHP’nin üçüncü adamı, Kasım Gülek FETÖ’nün velisidir. APO’nun Suriye’ye gidip, Şam’a yerleşmesine, göz yuman devletin kendisidir. APO uzun süre Esad’ın koruması altında yaşadı. Türkiye kırmızı bültenle arama ihtiyacı duymadı ve APO’yu bir tek sefer resmi bir belge ile Suriye’den istemedi. İnsanlar FETÖ’cülük, APO’culuk yapmakla suçlanıp, hapishanelere dolduruldu. Köyler, Şehirler yakıldı yıkıldı, insanlar öldü, kimsenin umurunda değil. FETÖ’cu ve APO’cu olmak, hain sayıldığı için, insanlar yerli ve milli görünmek mecburiyetindedir.
Gelişen iletişim araçları, insanları kapalı toplum olmaktan çıkardı. İnsanlar çok kısa sürede, dünya ile ilişki kurup, bilgilenebiliyorlar. Artık sahte bilgilerle insanları oyalamak hiç de kolay değil. Zaman her an sahtekarların aleyhine gelişiyor. Bu nedenle derin devlet yeni bir oyun, hazırlığı içerisinde. Dün Türkiye’de Kürt yoktur diyen cümle zevat, “Kürtler bizim kardeşimizdir” diyor. Güvenin en etkili zehir olduğunu, Kürtler unutmamalıdır.
Bir insan, tanımadığı bir insanı planlayarak öldürüyorsa, o insanın yalnız değildir, arkasında önemli bir suç şebekesi vardır. Onur Gencer adında 27 yaşındaki bir insan, 32 iş yerinin de bulunduğu, kapıda nöbetçi polislerin bulunduğu, bir handaki, HDP İzmir il binasına saat 11’de silahlı saldırıda bulunuyor. Saldırıda Deniz Poyraz adında, hiç tanımadığı tek başına olan kızı öldürüyor. Olaydan sonraki gelişmelere bakıldığında, Onur Gencer’in arkasındaki suç şebekesi, devletin kendisidir. Aslında Deniz’in ölümü ne ilktir ne de son olacak. Siyaset ve basın topyekûn bir arada, olaya karşı çıkıyor ama konuşurken dilleri birbirine dolaşıyor. Olayla ilgili Onur Gencer adında bir kişi yakalandı, emniyet müdürlüğünde sorgusu yapıldı, 18 saat sonra savcılığa çıkarıldı. Diğer iki kişiyi de nasıl ki Deve Kuşu yavrularını yağmurdan korumak için kanatlarının altına alır, devlette diğer ikisini korumak için kanatlarının altına aldı. 18 saatte ilişkileri tespit edip, sanığı savcılığa çıkardığı için, bu rekorla İzmir emniyeti ödülü hak etmiştir.
Olaydan çok önce ilan edilmiş 40 kişilik Parti Meclisi toplantısı olacağı, fakat toplantıdan kısa süre önce toplantının ertelendiği söyleniyor. Aslında en ilginç olanı da burası. Genel Merkez İzmir’de toplantı yapacak, kısa süre önce iptal edilmiş olsa bile, partinin saat 11’de partililerle dolu olması gerekirken, Deniz Poyraz tek başına partide. Toplantı kararını alan kim, toplantı neden iptal edildi, iptal ettiren kim, HDP’nin bunu araştırması gerekiyor.
Taraflardan hiç kimse, katilin ailesiyle ilgili kamuoyunu bilgilendirme ihtiyacı duymadı. Ancak eldeki bilgilere göre, Katil Sağlık Bakanlığına bağlı, Kemalpaşa Devlet Hastahanesi’nde hemşire olarak çalışıyor. İş arkadaşlarına göre, çoğunlukla başka yerlere görevli gönderilmiş. Hastahanenin sorumluları, onun konu ile ilgili eğitimi var mı, bunu kimin tavsiyesi ile işe aldı ve sık, sık nereye göreve gönderdiğini, açıklamak zorundalar. Niye başkası değil de hep Onur Gencer gönderiliyor.
Katilin silah ruhsatı var. Mesleği hemşire olan katil bu ruhsatı, kimin aracığıyla ve nasıl aldı? İzmir Emniyet Müdürü bunu, kamuoyuna açıklamak mecburiyetindedir. Katilin elinde başka silahlarla çekilmiş, çok sayıda resimleri var. Bir katliam silahı ile 21 Şubat 2020 tarihinde Suriye-Menbic’de çekilmiş resimleri var. Çalıştığı Hastahanenin yetkilileri, hemşiresini sağlık görevlisi mi, yoksa katliam yapmak için mi Menbic’e gönderdi? Başka daha nerelere gönderdi, yetkililer bunu kamuoyuna açıklamak zorundadır. Ayrıca katilin yanında iki arkadaşı daha olduğu söyleniyor. İzmir Emniyet Müdürü bunları alıp sorgulamadan, aceleyle onları nereye görevli gönderdi?
Onu Partiye getiren taksi şoförüne göre, bu adamı duraktaki taksiler, sık sık Manisa-Balçova Termal Otel’e götürüyorlarmış. Bir hemşirenin böylesi bir lüksü finanse etmesi mümkün değil. Ayrıca bu Otel İzmir Valiliğinin mülkiyetinde. İzmir Valisi, otelinde hangi koşullarda hemşiresini misafir olarak ağırlıyordu? İzmir Valisi bunu kamuoyuna açıklamak mecburiyetindedir.
Partide 40 kişilik toplantı ve bunun meraklı izleyicileri ile dolu olması gerekirken, hasta annesinin yerine o gün işe gelen, Deniz Poyraz partide tek başına. Bunun bir tesadüf olduğuna inanmak için insanın aptal olması gerekiyor. 32 iş yerinin bulunduğu handa, silahlı üç kişi tarıyor, 30 mermi izi var, katil ‘ben tek başıma idim, 10 mermim vardı hepsini boşalttım, daha fazla insan olsaydı da hepsini öldürecektim’ diyor. Emniyet Müdürü 18 saat içerisinde, katil ile ilgili bütün bilgileri buluyor, ifadesini alıyor ve savcılığa gönderiyor. Demek ki İzmir Emniyet Müdürlüğü bu katili önceden çok iyi tanıyor ve ilişkilerini biliyormuş.
Olayın gelişimine bakıldığında, amaç büyük bir katliam değil, bir mesaj vermek istiyorlar. Siyasilerin ve basın mensuplarının da açıklamalarına bakıldığında, insan bu mesajı okuyor. Ben yukarıda, siyasilerin ve diğer insanların nasıl bir bilgi ile donatıldığını, açıklamaya çalıştım. Hepsini toparlarsak, derin devlet Kürtler için yeni bir oyun hazırlığı içerisinde. En büyük destekçisi de milli ittifakın ortaklarından HDP olacak, bunu hep birlikte göreceğiz.
AB ile ilişkiler buzlukta, dünyanın en büyük araba üreticisi VW Türkiye’ye yatırım yapmaktan vazgeçti. ABD ile ilişkiler, Kedinin pençesinde, son görüşmelerin de bir faydası olmadı. Arap ülkeleriyle ilişkiler, hiçbir zaman düzelmeyecek. Rusya ile aldatıcı bir görüntü var. Türkiye bu yalnızlıkla daha fazla ileriye gidemez. Yönetim değişikliğine giderek, zevatı kurtarmaya çalışıyor. İzmir oyununu başka yerlerde de izleyeceğiz. Amaç HDP’yi CHP’ye monte edip Kürtlerden nasıl kurtulacağız. Buna HDP de dünden razı.
Kürtlerin zalimi kim olursa olsun, mazlum Kürtler için hiçbir şey değişmeyecektir.
Haziran 2021