
Sistemin büyük çabalarla oluşturduğu, Cumhur Cephesi sorunların altında çok yoruldu, yıprandı artık yönetimi değiştirmenin zamanı geldi. Sistem şaşkın, büyük bir gayretle, milliyetçi cephe adıyla yeni bir siyasi ve yönetici kadrosu hazırlıyor ama Milliyetçi Cephe de kırk yamalı bohçaya benziyor. Az kullanılmış malzemeden yeni bir yönetim kadrosu mu, yoksa eskilerle yola devam mı? Dünyadaki siyasi gelişmelerden dolayı, sistem karar vermekte zorlanıyor. Yeni oyunun baş artistleri belli, karakter rolündeki en önemli artist de Selahattin Demirtaş ve partisi olacak. Selahattin Demirtaş, hapisten sesleniyor “AKP-MHP bloğunu tarihin çöplüğüne gömeceğiz” diyor. Acaba CHP’nin kıçına yama olup mu gömecekler? Zaten Evren cuntasından beri, bir süre ülkeyi yöneten partiler, işi bitti mi çöplüğe atılıyor. Hani; SHP-DP-MSP-DSP-ANAP-DY partileri nerede, CHP’yi de çöplükten aldı getirdiler. Sen zahmet etme Demirtaş, onlar kendiliğinden çöplük oluyorlar. Çünkü Paşalar Cumhuriyeti’nde siyasetçi olmaz, hizmetçi olur. Seçim oyununda artist kadrosu hazır, oyun hazır, sadece sistemin isteği ve Erdoğan’ın düğmeye basıp baskın seçimi ilan etmesi kaldı.
31 Mart 2019’da yerel seçimler yapıldı. Daha başkan adayları belirlenmeden, ocak ayının sonunda, Ahmet Türk, Kılıçdaroğlu ile gizli bir görüşme yaptı ama basının gözünden kaçmadı. Sistemin isteğiyle, Milliyetçi Cephenin temelleri o görüşmede atıldı. Belediye seçimlerinde, HDP batı illerinde aday göstermeyip, CHP adaylarını destekleyecekti. HDP gayet uslu bir eda ile yerel seçimlerde görevini yerine getirdi. Siyasi birlik genel seçimlerde de devam edecek. Her şey sistemin kurguladığı, HDP’nin hayal ettiği gibi oluyor.
Ahmet Türk bu konularda usta bir oyuncudur. 1991 Seçimlerinde Erdal İnönü’yü aldı İzmir’e götürdü, Hikmet Fidan aracılığıyla, İnönü’yü Şam’daki APO ile görüştürdü. “HEP seçimlerde SHP’ye katılacak, seçilen Milletvekilleri SHP’den ayrılmayacak, HEP de kapatılacak”, sözünü APO’dan aldı. 1991 Seçimlerinde HEP kökenli 19 kişi SHP listelerinde milletvekili seçildi. Demirel-İnönü hükümeti kuruldu, seçilen HEP’liler de yeni hükümette yerini aldılar. HEP kurulan hükümetin içerisindeyken, zulüm arşa dayandı. Kürt köylerini yakmalar, tutuklamalar, işkence, zulüm devam etti.
2 Mart 1994’te yani üç sene sonra, bir gurup milletvekilinin dokunulmazlığı kaldırıldı. Bunlar 16 Mart 1994’te DGM mahkemesince tutuklandı, Ankara Merkez Kapalı Cezaevine kondu. Bir kısmı da yurt dışına kaçtı. Davanın bir numaralı sanığı Ahmet Türk, iki ay sonra ilk mahkemede tahliye oldu, Bazıları da 10 yıldan fazla hapis yattı. Ahmet Türk Belediye Başkanı iken de hapse atıldı, Sırrı Süreyya arkadaşı Devlet Bahçeli’yi devreye soktu, Ahmet ikinci günü tahliye oldu. Ahmet Türk, bu konularda becerikli, siyasi bir şahsiyettir.
1991 HEP’in kuruluşundan beri, aynı çizgide en az on parti kuruldu. Partiler kapatıldı, yenileri açıldı, Kürt Milleti her açılan yeni partilere büyük bir gurur ve heyecanla oyunu verdi. 24 Haziran 2018 genel seçimlerinde, HDP’den 67 kişi milletvekili seçildi. 2019 Belediye seçimlerinde 65 Belediye Başkanı seçildi. Şu anda HDP’de sadece 6 Belediye Başkanı kaldı, 59 başkan görevden alındı, yerine kayyumlar atandı. HDP gelişmelere seyirci kaldı. Bu da yetmedi, 1994 tarihindeki oyun yeniden sahnelenmeye başlandı. Oyun aynı, sahne aynı, sadece oyuncular değişti. Acaba HDP gidip CHP’nin kıçına yama olursa, Kürtlere karşı oynanan bu oyun duracak mı?
HDP kökenli eski-yeni, çok sayıda milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi ve yönetici tutuklandı ve yargılanıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir komedi, halkın gözü önünde oynanmamıştır. Cumhur cephesi oyunu oynuyor, Milli Cephe dilini yutmuş seyir ediyor. Bunlar sistemin ortakları, birlikte sistemin koruyucuları, artık bunu görmek gerekiyor.
Erdoğan; 14 Ağustos 2001 tarihinde AKP’yi kurdu, 8 Mart 2003 tarihinde yapılan genel seçimde, AKP toplam 550 milletvekilinden, 365’ni kazandı. Partisi büyük bir çoğunlukla iktidara geldi ama yasal engellerden dolayı Erdoğan milletvekili bile olamadı. CHP devreye girdi, Siirt seçimlerini iptal ettirdi. Anayasa’nın ilgili maddesi değiştirilerek, 8 Mart 2003’te yenilenen Siirt seçimlerinde, Siirtliler enişteleri Erdoğan’ı milletvekili seçtiler. Erdoğan da 15 Mart 2003 tarihinde hükümeti kurdu. O zaman CHP büyük arzu ve istekle, Erdoğan’ı başbakan yapmak isterken, Bahçeli’nin MHP’si de şiddetle karşı çıkıyordu. Bugün Bahçeli, Erdoğan’ın önüne göğsünü siper etmiş, CHP kurşun sıkmaya çalışıyor. Hepsi de yalan söylüyor, sizi kandırıyorlar, sakın inanmayın.
Meral Akşener; 1995-1997 yılları arasında İçişleri Bakanlığı yaptı. Yakılan 4200 Kürt köyünün, binden fazlası Akşener’in döneminde, TSK tarafından yerle bir edildi. Akşener hanımefendi çevresindeki köyleri yıkarken, APO’nun Türkiye’deki dört eğitim kampını görmüyordu. 28 Şubat sürecinde askerler “Söyleyin o kadına, gelirsek bakanlığın önünde avanesiyle beraber yağlı kazığa oturturuz” diye haber gönderdikleri iddia edildi. Daha sonra Akşener de iddiaları doğruladı. Demirtaş; Kürt köylerini yıktı ama PKK kamplarını yıkmadığı için Akşener’e teşekkür etmek için kahvaltıya gitmek istiyor. Aslında kahvaltı bahane, çünkü her ikisinin de geçmişinde, siyasi paralellik var, Demirtaş geçmişi yad etmek istiyor.
Ahmet Davutoğlu Ağustos 2014’ten, Mayıs 2016 yılına kadar başbakanlık yaptı. Hendek oyununun baş oyuncusu, Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde Kobani olayları, Hendek olayları gibi önemli oyunlar oynandı. Hendekler gerekçe gösterilerek, onlarca Kürt şehrinde, önce sokağa çıkma yasağı ilan edip, sonra orduya saldırı emirini veren Davutoğlu’dur. Kürtler hiçbir dönemde böyle bir felaketi yaşamadı. Askerlerin tecavüzüne uğrayan Kürt kadınlarının çıplak resimleri internette yayınlanıyordu. Saldırıda binlerce insan öldü, bir o kadarı da enkaz altında kaldı. Aylarca süren bombalama sırasında, insanlar aç susuz evlerinde çıkamadılar. Diğer taraftan Davutoğlu, “bu Cuma Namazını Şam-Emevi Camisinde kılacağız” diyordu ama kısmet olmadı. Hendek oyununun hazırlıklarından, Davutoğlu’nun da Demirtaş’ında haberi vardı. Birisi Başbakan, diğeri Diyarbakırlı, Diyarbakır-Sur’ un altında, yüzlerce metre tünel kazılıyor, tünelciler enkazı nereye ve nasıl döktüler, bunların haberlerinin olmaması, mümkün değil. Başbakan Davutoğlu önce sokağa çıkma yasağı ilan etti, arama bile yapmadan, saldırıya geçti, saldırılar aylarca sürdü. Demirtaş, Akşener’deki kahvaltıdan sonra, Davutoğlu’na kahve içmeye gitse fena olmaz.
Görüldüğü gibi Milli Cephenin ortaklarının yaptıklarına baktığımızda, birinin diğerinden daha kirli bir siyasi dünyalarının olduğunu görürüz. Bunlar bir araya gelseler, yaptıkları yapacaklarının garantisi olacaktır. HDP 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde aday göstermedi, CHP’nin adaylarını destekledi, dolayısıyla seçilenler, HDP’nin de başkanları sayılıyor. Batı illerinde HDP’nin desteklediği başkanlar görev başında, acaba Kürtler için ne değişti? CHP listelerinde HDP’nin seçtiği belediye başkanları ne kadar değişiklik yaptıysa, Milli Cephenin kıçına yamanarak oluşturulacak iktidar da o kadar değişiklik yapacaktır. Siz gidin CHP’nin kıçına yama olun, ne yapacaksanız yapın ama Kürt milletinin duygularıyla oyun oynamayın. Demirtaş Milli Cephe kutlamalarında, Kılıçdaroğlu ile de bir çay içmeyi, ihmal etmez sanıyorum. Çünkü 4 Kasım 2016’da Kılıçdaroğlu’nun çıkışı ile bütün dokunulmazlıklar kaldırıldı, Demirtaş tutuklandı ve hala cezaevinde.
HDP saldırı altında, on binlerce HDP’li hapishanede, HDP Milli Cepheye yama olmak için, insanları oyalamak ve saldırılardan paye çıkarmaya çalışıyor. Gelişmeler karşısında HDP karşı atak yapmadı, çünkü sistem buna izin vermedi. Eğer HDP isteseydi, en az 30 ilde milletvekili araseçimleri ve görevden alınan belediye başkanları için seçimler yapılmak zorunda kalınırdı. Araseçimler saldırılar karşısında, önemli bir kalkan olurdu ama HDP sistemin talimatlarına uyarak, bunu yapmadı. Çünkü sistem kaos yaratarak, HDP’yi CHP’ye yamamaya çalışıyor. Türk solunun da isteğiyle, HDP buna dünden razı.
HDP Türkiye’nin en büyük partisi, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, Kürt oylarından başka, o da çantada keklik. Seçimler ne zaman yapılırsa, yapılsın, HDP önemli bir siyasi dengedir. Seçimlerden sonra, Cumhur cephesi ya da Milli Cephe HDP ile hükümeti kurmak isteyeceklerdir. İşte o zaman HDP istek listesini, ortak olmak isteyenin önüne serebilir. Yahut ta “Milli-Cumhur” hükümeti kurulur, HDP güçlü bir muhalefet olur. Ama HDP bunu istemiyor, sistemin verdiği görevi yapacak. HDP gider CHP’nin kıçına yama olursa, düştüğü bataklıktan kurtulacağını düşünmesin.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da “HDP’yi bölmeye çalışıyorlar” diyor. Kılıçdaroğlu kıçının yamasını kayıp etme korkusu içerisinde. HDP Türk solu ile bütünleştiği günden beri, CHP’nin oyun alanından uzaklaşamıyor, aynı sahada oynuyorlar. Kürt Milletinin taleplerinden de uzaklaşıyor, bu da HDP’nin bölüneceğinin bariz işaretidir. Kılıçdaroğlu; korkunun ecele faydası yoktur.
Kılıçdaroğlu, Davutoğlu, Karamollaoğlu, Akşener, Babacan ve Demirtaş birleşip Milli Cepheyi oluşturacak ve Türkiye’yi içerisine düştüğü çıkmazdan kurtaracaklar. Türkleri Erdoğan’dan kurtarıp, yukarda saydığım, kahramanlara teslim edecekler. Bunlar Erdoğan’dan farklı olarak ne yapacaklar? Kürt Milletini bu saçmalığa inandırmak, hiç de kolay olmayacak. Kürtler oyunu görüyor, kendilerinin aleyhine olacak oyuna alet olmayacaklardır.
Zilan, Piran, Dersim ve düzinelerce Kürt katliamını yapan CHP değil mi, bay Kılıçdaroğlu ve bay Demirtaş.
Kasım 2020