
Fetullah Gülen fakir bir köylü çocuğudur. Cami’de verilen Kuran kurslarına üç yıl gitmiş, okuma yazma öğrenmiş. Hayatındaki bütün tahsili bundan ibaret, başka hiçbir tahsili yoktur. Fakat topluma, ilahi güçlerle donatılmış, ilahi bir insan olarak tanıtıldı. Bir dönem insanlar besmele çekmeden, Hoca Efendi demeye bile korkuyorlardı. 15 Temmuz 2016 darbesinden sonra, Hoca Efendi olan şanı değişti, terörist FETÖ ve ABD’nin adamı oldu.
1933 yıllarında Berlin ve Hamburg Üniversitelerinde görevli olan, Mustafa Kemal ve Hitler ilişkilerini organize eden, daha sonra da İnönü’nün sağ kolu ve devletin en güvendiği CHP’nin Genel Sekreteri Kasım Gülek, Fetullah Güleni çok önceden keşfetmişti. Türkiye’de her meşhur insanda olduğu gibi, Fetullah Gülen’in de birçok doğum tarihi var. Gülek, 10 Kasım 1959 tarihinde Edirne Müftüsü olarak atamak ister ama 17 yaşında ve askerliğini yapmadığı için atayamaz. Allah Fetullah Gülen’e yürü ya kulum demiş, askerlik engeli olmasa 17 yaşında müftü olacak.
Gülen, 10 Kasım 1961 tarihinde, Ankara Mamak’taki askeri birliğine 6 gün geç teslim olmasına rağmen, hiçbir sorun yaşamaz. Burada Gülen’e telsizci olarak istihbarat görevi verilir, böylece ordu içerisindeki bütün konuşmaları dinleyebilme olanağına kavuşur. Asker olduğu için, imkânsız olmasına rağmen, aynı zamanda Camilerde vaaz verir. Askerde 34 gün erken terhis olur. Askerden döner dönmez, Kuran kursu öğretmeni ve fahri imam olarak göreve başlar. Devlet Gülen’e yürü ya vatandaşım demiş.
27 Mayıs 1960 darbesiyle, İnönü-Gürsel Cuntası yönetimi ele geçirince, CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek tekrar devreye girer, yol arkadaşı Gülen’in elinden tutup götürür, MİT Müsteşarı General Fuat Doğu ile tanıştırır. Üçü birlikte Fuat Doğu’nun makam arabasına binip İstanbul’a giderler. İstanbul’da Vehbi Koç’un evinde misafir olurlar. Konuştukları devlet sırrı, dışarıya yansımaz.
Bu arada Cemal Tural da devreye girer. Hangi Cemal Tural olacak, hani darbe yaptıkları gece, Urfa mezarlığında yatan Said-i Nursi’nin 68 günlük cenazesini çıkarıp, kel kartallar gibi başına üşüşüp yarı çürümüş etini yediren, kemiklerini de çalıp götüren, darbenin ikinci adamı General Cemal Tural. Kasım Gülek’le birlikte Nur tarikatını oluşturup, başına da Fetullah Gülen’i getirirler. Zaman içerisinde, Türkiye’de var olan yüzlerce Tarikatı ve Cemaati de Gülen’in başkanlığındaki, Nurcular tarikatına bağlarlar. Böylece Diyanet tamamen Gülen’in emir ve komutasında çalışmaya, İslam da tek elden yönetilmeye, siyasette huzura kavuştu.
1950’de kurulan Komünizmle Mücadele Derneği 27 Mayıs darbesiyle birlikte kapatıldı. Kurucuları, Fethi Tevetoğlu, İlhan Darendelioğlu, Nur cemaatinin kurucusu Bekir Berk, Recai Kutan, Fetullah Gülen, Cemal Gürsel, Adnan Menderes, Celal Bayar, Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi isimler de vardı. Dernek 1963 tarihinde yeniden açıldı, Fetullah Gülen Erzurum şubesi yöneticileri arasındadır. CİA devreye giriyor, Rusya’ya karşı olduğu için, maddi ve manevi derneğin bütün ihtiyaçlarını karşılamaya başlıyor.
Fetullah Gülen, Kasım Gülek aracılığı ile 1969 tarihinde, Masonlarla ilişki kuruyor. Aynı yıl Mason locasından taltif madalyası alıyor. Hemen arkasından devlet büyükleri de devreye girerek, Bürüksel Üniversitesinde Fetullah Gülen Kürsüsü açılıyor. Böylece Gülen’in Avrupa’da örgütlenmesinin kapıları da açılıyor. Cami vaazlarında Süleyman Demirel ve İhsan Sabri Çağlayangil gibi devlet büyükleri de dinleyiciler arasındadır. Vaazlar ve dinleyicileri, gazetelerde başlık haber oluyor.
12 Eylül darbesiyle, Kenan Evren ve arkadaşları yönetimi ele geçirince, Fetullah Gülen 12 Eylül gecesi 45 günlük bir rapor alıyor ve ortalıktan kayıp oluyor. Darbeciler tarafından aranmasına rağmen 6 yıl boyunca yakalanmadı. Diyanet’ten de her ay gidip, maaşını almaya devam etti. Ocak 1986 yılında Burdur-İsparta yolunda 14 arkadaşı ile yakalandı ama aranmasına rağmen serbest bırakıldı. Aynı dönemde Kenan Evren Şafii Camilerini kapatıyor, Alevi köylerine jandarma zoru ile Cami yaptırıyordu. Kasım Gülek’in dolayısıyla Devletin koruması altındaki, Fetullah Gülen’ine yaklaşamıyordu.
Gülen 170 ülkede binlerce okul, şirket ve yayınevi açtı. Kültür ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın organizasyonu ve mali desteği ile Gülen okulları için Türkçe olimpiyatları düzenliyordu. Devlet büyükleri açılışları büyük törenlerle yapıyorlardı. Dışardan gelen öğrenciler evlere dağıtılıyor ve haftalarca misafir kalıyorlardı. Çocukları misafir alan evler, genellikle Gülen yandaşları ve yönetime yakın olanlardı. Amaç çocuklarla kaynaşıp, ileriye hazırlamaktı.
Türkiye’de abi ve abla evleri açılmış ve gayet lüks döşenmiş dairelerdi. Abla evlerinin başında ablaların ablası MİT çalışanı Şule Hanım vardı. Kimsesiz, fakir ve zeki çocuklar tespit edilir, bu evlerde özel eğitime tabi tutulurdu. Öğretmenler herkesi yeteneklerine göre belirler, Üniversitelere ve iş yerlerine yönlendirirdi. Abi ve Abla evleri, devlet yönetimine kadrolar hazırlardı. O çocukların önemli bir kısmı teröristlikle suçlanıp, şu anda hapisteler. Şule Hanım öldükten sonra, Erdoğan’ları tanıştırıp evlenmelerine vesile olduğunu, gazetelerde okuduk.
Bürüksel Üniversitesinde Gülen Kürsüsü açıldıktan sonra, AB ülkelerinde hızla örgütlenmeye başladı. Örgütlenme işini Diyanet üstlendi ve AB ülkelerine Diyanet kadrosundan imamlar atandı. AB ülkelerine giden ilk İslami kesim de Türk işçilerdir. Daha sonra gelen Müslümanlar bunların çevresinde bir araya geldiler. Şu anda AB ülkelerinde 26 Milyon Müslümanın yaşadığı söyleniyor. Almanya’da 2750, Fransa’da 2500 ibadethane var. Bütün AB ülkelerinde Fetullah Gülen öncülüğünde on binlerce ibadethane ve 6 binden fazla Cami var. Bu çevrelerden gidip İŞİD’e katılan on binlerce militan olduğu tespit edilmiş. Manzara şu anda AB’nin korkulu rüyası.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın 29 Haziran 1994’te yapılan tanıtım toplantısına, Fetullah Gülen, sırdaşı CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek ile birlikte katıldı. Burası çok önemli, çünkü Türkiye’yi aydınlatan güneşi buradan doğuyor. Bütün devşirme aydınlar bu vakfın üyesi. Burası Gülen’in en önemli merkezlerinden birisi. Onun için elbette ki sırdaşı ve devletin çekici gücü, Kasım Gülek ile birlikte katılacak.
Fetullah Gülen hak etmediği halde, cebinde sahte yeşil pasaport ile 21 Mart 1999 günü ABD’ye uçtu. THY uçağının hala isim listesine ulaşılamıyor. Gülen’i ABD’ye götüren THY uçağının pilotu Necmi Ekici anlatıyor. ‘Uçağın 35 koltuğu olan Businiss Clas bölümünde, sadece iki yolcu vardı, Gülen 1-A nolu koltukta yolculuk yaptı. Yanındaki uzun boylu genç de 2-C nolu koltukta yolculuk yaptı.’
Pilot bunları TBMM darbe girişimi araştırma komisyonuna anlatıyor.
2 Haziran 2011 tarihinde Atatürk Hava Alanında ABD’ye giden bir yolcunun valizinde, Fetullah Gülen adına hazırlanmış hususi pasaport ve Topkapı Müzesindeki Yavuz’un Hilafet kaftanı çıktı. Bu basına küçük bir haber olarak yansıdı ve kapatıldı. O tarihte Topkapı Müzesinin Müdürü Yusuf Benli idi.
1990 yılında yoldaş imparatorluğu dağılınca, batının Komünizmle mücadele diye bir sorunu kalmadı. Komünizmle mücadele için var olan legal veya illegal, bütün kurumlarını kapattı. Türkiye’nin Fetullah Gülen örtüsü altında yürüttüğü Türk-İslam Sentezi çalışmalarına hız verdi. Hemen 1990 yılında MÜSİAD’ı kurdu. MÜSİAD’ın 12 bin civarında üyesi var, binlercesi de üye olmak için sıra bekliyor. Bu kuruma üye olmak için Müslüman olma şartı aranıyor. MÜSİAD Türk-İslam Sentezinin lokomotif gücüdür. İçişleri, Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları başta olmak üzere, devletin bütün kadroları, FETÖ’nün Abi ve Abla evlerinden yetişenlerden oluşuyor. Özellikle siyaset tamamen Türk-İslam Sentezcilerinden oluşuyor.
FETÖ davasında tutuklanan 100 binden fazla insan var. Bunların arasında 4500 hakim, 138 general, 17 vali ve daha üst kadrolardan bir çok insan var. Bunların arasında bir tek Kürt Şafii ve bir tek Kürt Alevi yoktur. Bakın hele şu zalim ABD’ye nasıl da seçici davranmış, oluşturduğu FETÖ kadrosuna hiç Kürt almamış. ABD’nin Türk-İslam Sentezcisi olduğuna inanmayan öyle olsun.
Devşirme Türk siyasetçiler, sütten çıkmış şimşir kaşık gibidir. Türkiye’de ne kadar pis işler oluyorsa, onu mutlaka dış güçlerin işi olarak gösterirler. İnan, inanabilirsen, FETTÖ de dış güçlerin işidir.
Peki; Fetullah Gülen’e yeşil pasaport veren, pasaport dairesi müdürü nerede? THY uçağında, 35 kişilik Businiss Clas’ı kim Gülene ayırdı ve yanındaki uzun boylu adam nerede? Gülen’e hususi pasaport ve Yavuz’un Topkapı Müzesindeki Hilafet Kaftanını götüren adam ve müzenin müdürü Yusuf Benli nerede? MÜSİAD, Diyanet ve siyasete neden kimse dokunmuyor?
Fetullah Gülen ABD’nin adamı imiş, siz gidin onu Trump’ın külahına anlatın.
Eylül 2020
İbrahim Aksoy