
İslam dininde Kurban Bayramı diye bir bayram yoktur. Hac ziyareti sevinci ve mutluluğu yaşanır. İslam’ın tek kaynağı Kuran’dır. Kuran’ın hiçbir ayetinde Kurban Bayramı festivali yer almaz. Kuran’da anlatılan İslam ile Kemalistlerin gelenekselleşmiş Dini birbirinden çok farklıdır, alakası yoktur.
İslam’ın tek kaynağı Kuran’dır, hadisler İslam’da kabul görünce, ortaya mezhepler çıktı. Hiçbir mezhep sahibi kitap yazmadı, İslam’ın içerisine nifak sokuyorlar gerekçesiyle, hepsi Müslümanlar tarafından öldürüldü. Hadisler her ne kadar, birilerine atfen söylense de, hepsi rivayettir. Herkesin kendi ihtiyaçlarına göre hadisler ürettikleri gerçeğini unutmamak gerekiyor. Mezhepçi İslamcıların, Mezhepçilik, ırkçılık gibi bazı sözleri İslam’da haramdır. “Tek devlet”, “Tek millet”, “Tek bayrak”, “Tek dil”,
Yine “Yerli ve milli” sözlerini ağza almak, İslam’da haramdır. Dünya İslam’ın evidir, Irkçı ve Mezhepçi İslam devleti, olamaz. Asalet, yücelme ve öğünme milliyetçiliğin harcıdır. Milliyetçilik İslam’da haramdır, bütün Müslümanlar kardeştir. İslam’da tek temsilci Halifedir, dini kurum olamaz. Diyanetin memuru Cami hocası Minarenin Şerefesine Türk bayrağı asıyor ve başlıyor ezan okumaya. Lütfen İslam’a saygısızlık yapmayın. Orası Din İşleri Genel Müdürlüğü bayrak direği değil, Cami’nin Minaresidir. Madem onu yaptın, Allah’ın adını ağzına alma.
İslam’da Kurban Bayramı diye, hayvanları kesmek ve bunu kutlamak da yoktur. Genel Müdür Ali Erbaş kurbanın ibadet olduğunu söylüyor. Acaba onun söylediklerini Müslümanlar hangi ayette okuyabilirler? Bunları söyleye, söyleye Kurban kesmeyi gelenekselleştirdiniz. Ancak insanlar kesme geleneğine uyuyor ama kesip dağıtmıyor. Kavurma yapıp buzdolabına dolduruyor ve aylarca o kavurmayı afiyetle yiyorlar.
İslam kendi sosyal toplumunu, inmiş Kutsal Kitabı Kuran’a göre oluşturmuştur. Kuran’daki her söz Allah’ın emridir, kimse değiştirmeye kalkışamaz. Kuran’a uyarsan iyi bir Müslümansın, uymasan da günah işlemiş olursun. Kemalistler 18 Kasım 1922 tarihinde Abdülmecit efendiyi işlerine geldiği için Halife seçtiler. 3 Mart 1924 tarihinde de işlerine gelmediği için Halifeliği kaldırdılar. Halife Abdülmecit efendiyi de sürgüne gönderdiler. Böylece “Kemalist Din” Türklerin yeni Din’i oldu. Halifeliğin kaldırıldığı gün, 3 Mart 1924 tarihinde İslam ile hiçbir alakası olmayan, “Diyanet İşleri Başkanlığı” kuruldu. Kemalist Din, siyasetin emir ve komutasında tanrı adına görev yapıyor.
Din İşleri Genel Müdürlüğünün görevi, İslam’ı gelenekselleştirip siyasetin emir ve komutası altına almaktır. İslam’da böyle bir kurum yoktur, olamaz, bu sadece Kemalist Din’in oluşturduğu bir kurumdur. Çalışanları devlet memurudur, maaşlarının içerisinde, alkol paraları, banka faizleri, şans oyunları ve hatta genelev çalışanlarının ödediği vergilerden oluşan, Anayasal bütçeden alırlar. İslam’a göre din adamı olarak, bunların arkasından namaz kılınmaz. Diyanet; dini bir yapı olarak nitelendirilemez, İslam adına fetva verme yetkisi de yoktur.
Devletin Din İşleri Genel Müdürü Ali Erbaş, haram paradan maaşını aldığı yetmiyor, yaklaşan Kavurma Bayramı ile ilgili fetva da veriyor. Diyanet bu yılda ısmarlama kurban kesmeye devam edecek, içerde ve dışarıda fiyatlar belirliyor ve bununda İslami bir ibadet olduğunu söylüyor. Ali Erbaş Efendi, Kurban Bayramı ve Kurban kesme, Kuranı Kerimin hangi ayeti İslami görev olarak emir ediyor? Ismarlama kurban kesmeyi Kuran’ın hangi ayetinden okudun? Mevlut okutmayı Kuran’ın hangi ayeti yazıyor? Ayıptır be…!
Ismarlama Kurban kesme oyunu, Türkiye’de 1993 yılında başladı. Müslüman hiçbir ülkede böylesi saçma bir oyun yoktur. Efendim; “Gurbetçi vatandaşlar, Din Hizmetleri müşavirlikleri ve Din Hizmetleri Ataşelikleri aracılıklarıyla, Kurban bağışı yapabilirler.” Alın Diyanet İşleri Genel Müdürlüğünden size dini hizmet. Gurbetçiler başka ülkelerden gelen Müslüman komşularınıza da söyleyin, onlarda Ali Erbaş’a para bağışlasınlar. Çünkü diğer Müslüman ülkelerde böyle bir saçmalık yoktur. Böylece Müslüman komşularınız da dini ibadetini yapmış olurlar.
İslam’da Kurban Bayramı diye bir bayram yoktur. Hayvanları kesmek ve bunu kutlamak yoktur ama Diyanet ısmarlama Kurban kesiyor. Ismarlama Kurban fiyatları; yurt içi 975, yurt dışı 825 ve Büyükbaş Kurbanda Hisse 600 TL. Olarak belirlenmiş. Acaba Ali Erbaş, bunu neye göre belirledi, yurt içi neden 100 TL. Daha fazla, Ali Erbaş’tan başka kimse bilemez. Geçen yıl yurt içi 287 bin, yurt dışı 143 bin kurban parası toplanmış. Tahminen Diyanetin hesabına 340 milyon lira gelmiş. 6500 görevli toplam 430 bin kurbanı kesip 20 milyon ihtiyaç sahibine dağıtmış.
430 bin hayvan, her görevli için 66 hayvan eder. Bir insan üç günde 66 hayvanı kesip, yüzemez. 6500 kişi bu kurbanları kesti, yüzdü, doğradı ve 20 milyon ihtiyaç sahibine dağıttı, her birinin 3077 ihtiyaç sahibine gitmiş olması gerekiyor. Her görevli üç günde 66 Kurban kesiyor ve 3077 ihtiyaç sahibine dağıtıyor. Acaba Ali Erbaş söylediklerine kendisi de inanıyor mü? Genel Müdür Ali Erbaş uydurduğu “Kurban ibadetini”, menfaat çarkına dönüştürdü.
İslam’da kadın din görevlisi olmaz. Genel Müdür Ali Erbaş’ın yardımcılarından bayan var. Çok sayıda müftülük yapan bayan var. Genel Müdürlükte görevli binlerce bayan var. 27 Mayıs İnönü-Gürsel cuntası, Kemalist dinde Nurculuk hareketini başlattı. Herkesin bildiği gibi Abi evlerinde erkek çocuklar, özel eğitim alıyorlardı. Bu hareket bu günkü FETÖ hareketi olduğunu söyleyebiliriz.
Elbette ki işin içerisinde kadınlar olmayınca, iş yarım kalırdı. Ablaların, Ablası Şule Hanım adında bir bayan da Abla evlerinde kadınları yetiştiriyordu. Kemalist Dinde türban modasının yaratıcısı Ablaların, Ablası Şule Hanımdır. (TÜR.k-BAN.t) son harfleri sildik Türban oldu, kısaca Türk örtünmesi oldu. Kadın mahrem yer sayılan saçını ve boynunu kapatırsa, her işi yapabilir. Genel Müdür Ali Erbaş’ın görevlendirdiği kadınlar, Şule Hanımın türban modasına uyan kadınlardır. Durum böyle olunca, Kemalist Din’e uygundur.
Kemalist dinde; kadınlar Türbanını takar mahrem yeri olan saçını ve boynunu kapatırsa, basketbol, voleybol, futbol, güreş, karate ve koşu gibi sporları da yapabilir. Kısaca kadın türbanını bağlarsa gazetecilik, sunuculuk ve erkeğin yaptığı her işi yapabilir. Erkek cemaatin karşısında saz çalıp şarkı bile söyleyebilir. Hatta kadınlar, polis ve subay olur ama askerlik görevini yapamazlar. Başlarına bağladıkları mendilin çenelerinin altındaki düğümlerini sıkarak, ben Müslümanım diye bağıran bayanlar var. Müslümanlığa saygısızlık yapmayın, siz Müslüman değil, Kemalist dindensiniz. İslam’da böyle bir örtünme yoktur. Elde Kuran var, İslam’ı reforme edemezsiniz, çarpılırsınız. İslam’da Müslüman bir bayanın örtüsü Burka dır. Kemalist Dinin, İslam’la ne alakası var, İslam’a karşı saygılı olun.
Din işleri Genel Müdürü fetva verince, yaşamın her alanı İslam’ı bırakmış gelenekselleşmiş ve herkes ne yaptığına bakmıyor, Müslüman olduğunu iddia ediyor. En büyük iddiacılardan biri de Erdoğan’dır. 1150 odalı bir Saray’da oturur. Krallıklarda dahil dünyanın hiçbir ülkesinde böyle geniş bir saray yoktur. Sarayın yıllık masrafları, İngiliz Kraliçesi Elizabeth’in sarayının giderlerinin üç katı. Birisi süper lüks olmak üzere, beş adet makam uçağı var. Her uçağın Pilotu, Hostesi ve bakıcısı ayrıdır. Evin görevlilerinin ve hizmetçilerinin sayısını kimse bilmiyor.
Def, Ney gibi müzik aletlerinin dışında, İslam’da her türlü müzik aletini çalmak ve dinlemek haramdır. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, 120 sanatçıdan oluşur. 13 Grup şefi ve 13 de muavinleri ve enstrüman üyeleri vardır. Yöneticiler ve yardımcılarla birlikte toplam 200 personelden fazla çalışandan oluşuyor. Erdoğan her akşam namazından sonra, özel Orkestrasından Mozart’ı dinler öylece huzur içerisinde uyur.
İslam’da israf haramdır. Hz. Muhammed’in Medine’de namaz kıldığı Mescit hala duruyor. Çok güzel bir şekilde koruma altına almışlar, yapanların eline sağlık. O Mescide bakıp, Hz. Muhammed’in mütevaziliği bütün İslam alemine örnek olmalı, devşirme Türkler hariç. Çünkü onlar, övünme, asalet ve yücelme kültü ile sosyal toplumunu oluşturmuş. Irkçılık ve Milliyetçilik onların özünü oluşturur, onlar mütevazi olamazlar. Örnek olarak Erdoğan yeter.
Türkiye vatandaşı 20 Milyon Alev-i’nin Cem evleri hala yasak kapsamında. Türkiye vatandaşı 20 Milyon kadar Şafi-i’nin sadece yarım Cami’si açık, onun da imamı, Devletin Din İşleri Genel Müdürü Ali Erbaşın görevlendirdiği, Hanefi mezhebinden. Geçmişte Diyanetin envanterine kayıtlı üç bin kadar Şafi-i Cami’sini TSK yıktı. Diyanetten ses yok. Acaba Genel Müdür Ali Erbaş bu konularda ne düşünüyor? Bunlarında gönderdiği Kurban paralarını cebe indiriyor mü? Bunların da ödediği vergilerden maaşını aldığını herkes biliyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde başka din ve mezhepleri yasaklayan bir yasa yoktur. Bu koşullarda Ali Erbaş bütün insanları, Kavurma Bayramında birlik olmaya çağırıyor. Alev-i’ler, Şafii’ler bu sahte davetlere sakın kanmayın.
İslam Hilafeti yeniden oluşmadan, İslam’da birlik daveti, sadece bir kandırmaca olur.
Temmuz 2020
İbrahim Aksoy