“Milli olmak HDP ile ittifak yapmaktır” diyor CHP PM üyesi Zeki Kılıçaslan.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Ey Mardinli Kürt kardeşim, ey Urfalı Kürt kardeşim, ey Diyarbakırlı Kürt kardeşim Kürtlüğünle gurur duyabilirsin” diye bağırıyor. Bunlar bu şekilde bağırırken, insan yüzlerinin rengini merak ediyor. Çok akıllı Lengerliler, Kürt Milleti size inanmıyor ve güvenmiyor, anlayın artık.
Fransa’nın Paris’te düzenlediği Kürt Konferansına dinleyici olarak katıldıkları için onlarca Kürt Milletvekilini partiden ihraç eden, Lengerliler partisi CHP yöneticileriydi. 1991 seçimlerinde aynı insanlarla seçim işbirliği yapan da yine CHP yönetimi idi. Daha sonra bunları partiden kovup, onlarca yıl hapishanelerde yatmasına sebep olan da CHP idi. CHP’nin kurnazlığını ve politik oyunlarını, ne yapmak istediğini, Kürtler biliyor artık. Başka kapıya bakın.
Parti programı değiştirilmedi, aynen yerinde duruyor. Kürtlerle ilgili hiçbir yasal değişiklik yapılmadı. M. Kemal’in Kürtlerle ilgili başlattığı inkâr ve imha siyaseti, yasalarda ve parti programında hala yerini koruyor. “Türkiye, Türklerindir, Türk olmayanların burada sadece Türklere hizmetçi olma hakkı vardır” diyen Mahmut Esat Bozkurt, M. Kemal’in yakın arkadaşı ve Milli Eğitim Bakanıdır. Kemal bey Kürtlere sadece, Türklere hizmetçi olma hakları ile gurur duymalarını, demek istemişti. Yoksa partiden atarlar. Öbür zat da sadece paçayı kurtarmaya çalışıyor.
HDP ile ittifaka gelince; HDP içerisinde bunun için çalışan ve uğraşan işbirlikçiler, elbette ki vardır. Ahmet Türk 1991 seçimlerinde oynadığı oyunu, bu seçimlerde de Kılıçdaroğlu ile görüşerek oynamak istedi. Garip değil mi, iki Kürt oturmuş, Kürtleri pazarlıyor. Artık yalanlarla Kürtleri kandırmak zorlaştı. CHP son Suriye çıkarması ile ilgili, Misak-ı Milliye rağmen, M. Kemal’in 1926 Ankara antlaşması ile Fransızlara hibe ettiği yerleri geri istiyor. Fransızlar yine orada, o zaman Osmanlı topraklarında Suriye diye bir devlet kurdukları gibi, bugün de M. Kemal’in 1926 da Fransızlara hibe ettiği topraklarda müttefikleriyle birlikte, Bağımsız Kürdistan’ı kurmaya çalışıyorlar. Kürt Milletini kurnazlık ve sahte politik mesajlarla kandıramazsınız. Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye.
Kürt Milleti CHP’nin politik oyunlarını gördü ve uzak duruyor. Kürtler 1991 seçimlerinde CHP’nin oyununu gördüler. Onlarca Kürt Milletvekili, onlarca yıl hapis yattı. CHP ittifak oyunlarıyla Kürtleri ekarte etmeyi, defalarca denedi ama Kürt Milleti’nin oy vermeyeceğini gördü. Bundan sonra da vermeyecekler. CHP artık Kürt Milleti’nin kara listesinde. Kürdün kardeşi CHP’den aday olsa, Kürtlerin önemli bir kesimi, CHP’li kardeşine bile oy vermezler.
Kürt Milleti’nin yaşadığı sorunların sorumlusu, CHP’nin kurucu lideridir. Cumhuriyet kurulduğu günden beri acaba kaç Kürt General olabildi?
Kaç Kürt Vali ya da Emniyet Müdürü oldu?
Kaç Kürt Büyükelçi oldu?
İnönü-Gürsel Cuntası, 27 Mayıs darbesinde binlerce Kürt ileri gelenini Sivas’ta oluşturdukları kampa kapattı. İnönü-Gürsel Cuntasının ürünü MÜSİAD’ın 11 bin üyesi içerisinde, Kürt iş adamı yoktur. Lengerliler Kürt Milletinden uzak durun.
Daha yakın zamanda, “bütün dosyaları getirin, hepsinin dokunulmazlığını kaldıralım beni de yargılayın” diyen Kılıçdaroğlu değil miydi? Onun yüzünden onlarca Kürt Milletvekili şu anda hapishanelerde. Acaba Kılıçdaroğlu hangi yüzle gidip, Kürt Milletinden oy isteyecek? Hangi yüzsüz Kürt, Kılıçdaroğlu’nu peşine takıp, Kürdistan’a götürüp, Kürt Milletinden ona oy vermesini isteyecek? Ahmet Türk derin devletten mesaj almasaydı, gidip Kılıçdaroğlu ile görüşmezdi. Ahmet 1991 seçimlerinde bunu yaptı, yeter artık. Kılıçdaroğlu da derin devletin talimatı olmadan, Ahmet Türk ile ittifakı asla görüşmezdi. Bu da gösteriyor ki derin devlet, Kürt meselesinde sıkışmış, arayış içerisinde. Kürtler; önümüzdeki süreçte yeni oyunlar sizi bekliyor.
3 Kasım 2002 seçimlerinde, AKP Genel Başkanı Erdoğan Milletvekili olamadı. CHP devreye girdi, YSK 2 Aralık 2002 tarihinde Siirt seçimlerini iptal etti. Anayasanın ilgili maddesine göre “YSK bir bölgede seçimi iptal ederse, seçim eski adaylarla yenilenir” diyordu. Buna göre Erdoğan aday da olamıyordu. Zülfü Livaneli ve iki arkadaşı hariç, CHP eksiksiz olarak anayasa değişikliğine oy verdi ve referanduma gitmeye gerek kalmadı. Böylece Erdoğan 9 Mart 2003 tarihinde yenilenen Siirt seçimlerinde, milletvekili oldu ve geldi CHP’nin ikram ettiği koltuğuna oturdu. O gün yapılan anayasa değişikliğine MHP şiddetle karşı çıkıyordu.
Bugün MHP Erdoğan’ı omuzlarından yere indirmiyor. CHP Başkanı ağzını açıyor, küfür ve hakaret. Hakaret cezalarını ödemek üzere CHP bir küfür fonu oluşturdu. Zaten Kılıçdaroğlu’nun söyleyeceği başka bir şeyi yoktur. Arkasında dağ gibi fonu var, göstermelik de olsa dilediği kadar, hakaret ve küfür edebilir. Çünkü partililer de çok mutlu oluyor, küfür fonu da bunun için oluşturuldu. Gerçekten Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan karşıtlığına inanmak için insanın aaaazıcık saf olması gerekiyor. Bunlar siyaset yapmıyorlar, kendi vatandaşlarıyla alay ediyorlar. Eğer Erdoğan bu ülkenin başının belası ise, Erdoğan’ı getirip bu ülkenin başına bela eden CHP değil midir?
Türkiye’de ağzını açan, Avrupa ülkelerindeki ırkçı ve milliyetçi partileri eleştirirler. Fransa RN, Almanya AfD ve Avusturya’da FPÖ gibi daha birçok parti, Türk siyasilerin hedefidir. Peki 50 yıldan beri Türk siyasetinde varlığını sürdüren MHP’nin bunlardan ne farkı var? Bahçeli “5 bin ülkücüm Kerkük’e gitmeye hazır bekliyor” diyordu. Bu da gösteriyor ki MHP’nin sürekli hazır bir özel ordusu var. MHP ikiye ayrılmış, bir parçası İslami kesim AKP ile iktidarda, diğer bir parçası ise “Sosyal Demokrat” CHP ile muhalefet yapıyor. Kısaca Türkiye’de MHP hem iktidar hem de muhalefet. Hepsi birlikte Avrupalı faşist ırkçı partileri eleştiriyorlar. Kürtler de dilediği yere oyunu verebilir, sonuçta adres belli, yanlış yere gitmez.
677 sayılı kanun, 30 Kasım 1925 tarihinde kabul edildi. Buna göre, Dedelik, Pirlik, Taliplik ve Cem evleri yasaklandı. Atatürk’ün koyduğu yasak hala devam ediyor. Aleviler dağın başındaki köyde Cem yapsa, köyün dışına nöbetçi bırakırlar, jandarma gelirse haberleri olsun diye. Çünkü 677 sayılı yasaya göre suç işliyorlar. Atatürk’ten gizli Allaha yalvarıyorlar. Atatürk döneminde başlayarak, Aleviler devletin önemli kademelerinde görev alamazlar. General, Vali, Emniyet Müdürü, Büyükelçi ve Konsolos asla olamazlar. Devlet eliyle zenginleşmiş 11 bin MÜSİAD üyesi, diğer bir deyişle Anadolu Kaplanları içerisinde, bir tek Alevi yoktur. Buna rağmen, Alevilerin içindeki Atatürk korkusu mu, sevgisi mi, belli olmasa da kar topu gibi büyüyerek devam ediyor.
Atatürk’ün partisi CHP iktidarları döneminde, Maraş, Malatya, Sivas, Çorum ve daha birçok yerde, devletin provoke ettiği kitlesel olaylarda, binlerce Alevi öldürüldü, on binlerce ev, iş yerleri ganimet olarak yağmalandı. Bunları yapanlar hala devletin dehlizlerinde gizleniyorlar. Bunları bütün Aleviler bilir ve özel sohbetlerinde dillendirirler ve her zaman da CHP’yi suçlarlar.
2 Temmuz 1993 tarihinde, Sivas’ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri kutlanıyordu. CHP iktidar ortağı. Kutlamalara katılanlar, organizeli bir gurubun saldırısına uğruyor. Sivas RP Belediye Başkan’ı Karamollaoğlu Madımak Otelinin önünde, asker ve polislerin arasında. Bu zatın talimatı ile saldırganların oteli yaktığı söyleniyorki, 35 insan otelde yanarak can verdi. O günden beri ağzını açan Alevi bu insandan nefret ettiğini söyler. Karamollaoğlu genel seçimlerde, Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ile birleşti. Aleviler Karamollaoğlu’nun partisine dört milletvekili seçtiler.
Katil kim?
Kılıçdaroğlu ikinci defa MHP’li Mansur Yavaş’ı Ankara Büyük Şehir Belediye Başkan adayı olarak gösteriyor. Alevilerin görevi bu zata oy vermek. Çünkü Atatürk’ün partisi CHP böyle emrediyor.
CHP Derin Devletin talimatı ile, 9 Mart 2003 tarihinde, büyük zorluklarla Erdoğan’ı getirdi başınıza koydu. Derin Devlet hayır demedikçe, Erdoğan da ülkeyi yönetmeye devam edecek. Alevilere göre, CHP kaynaklı bütün kötülüklere rağmen, CHP’ye oy vermek farzdır. Hedef CHP’nin başa getirdiği, Erdoğan’ı devirmek. Öyle görünüyor ki, Aleviler Çoktandır yaşamadıkları Madımak Otelini özlemişler.
Eski HDP Genel Başkan yardımcısı, yeni AKP, MKYK üyesi, Orhan Miroğlu, Kürtlere, “sakın oylarınızı HDP’ye vermeyin” diyor. Zavallı Miroğlu ne yaptığını bilmiyor ki, HDP’de Genel Başkan Yardımcısı iken, adamın aklını başından aldılar. Miroğlu, Erdoğan’ın Kürtler için yaptıklarını sayarken, Cizre’de Kürt bayanın çıplak resimlerini İN sergilendiğini söylemeyi unuttu, yoksa Miroğlu kesin söylerdi. Miroğlu unutsa da o rezaleti Kürt Milleti asla unutamaz.
Türkiye’yi iki parti yönetiyor, birisi KADİM partisi, diğeri de BEKA partisi. İktidardaki BEKA partisinin Eş Başkanları Erdoğan ve Bahçeli. Muhalefetteki KADİM partisinin Eş Başkanları, Kılıçdaroğlu ve Akşener. Kürt Milleti ve Aleviler için, birinin diğerinden farkı yoktur. Son Batı Kürdistan meselesinde de nasıl tek vücut olduklarını gördük. Elinizi vicdanınıza koyun, yaşadıklarınızı hatırlayın, etrafınıza bakın, yolunuza öyle devam edin.
Zulme karşı durmak insanlık görevidir, eğer sana yapılıyor da karşı durmuyorsan kendi zaliminsin.
Ocak 2019
İbrahim Aksoy