Efrin yenilgisinin sorumlusu kim?
PKK mi, PYD mi, Kandil mi?
Öcalan Şam da ikamet ettiği dönemde T.C devletinin Suriye ye yönelik politikası bu denli saldırgan değildi.
Son birkaç ay içinde T.C devletini bu denli saldırgan yapan tek neden, kürdün az da olsa ABD ve diğer Avrupa ülkelerinin katkıları ile elde edilen ve edilecek olan statüyü engellemektir.
T.C yanına aldığı ÖSO denilen çapulcularla beraber Kürdün kazanımına, saldırılarını sürdürmekte..
Efrine yönelik işgal girişiminin son bir kaç günde hızlandı ve şehri teslim alıp ikili bayraklarını asmakla son buldu.
Yavaş giden operasyonun şehre yakınlaştıkça hızlanması tesadüf müydü?
Türk devletinin saldırıları öncesinde, Kürt yazar ve çizerler bile, T.C giremez.. Girse barınamaz gibi sonu gelmez şeyler söylediler.
Oysa aklı başında herkes bilir ki, Türk devletinin yüz yıllara varan bir geçmişi ve devlet tecrübesi bulunmaktadır. Kimse bedeli az olacak bir galibiyet beklememeliydi. Efrin’de çekilme kararının alınmasında basına çıkan bilindik gerekçelerin dışında herhangi bir devletle konuşulup, konuşulmadığı bilinmemektedir.
Efrin satıldı mı?
Efrin yenildi mi?
Efrin anlaşma ile mi bırakıldı?
Ne oldu da aynı günde Türk devletine teslim edildi. Bu sorunun muhatapları elbette sahada işgalci çapulculara karşı kahramanca savaşan, YPG’li gençlerimiz değil.
Alınan kararın tepeden gelen bir karar olduğuna şüphe yoktur. Ve bu kararı alan merciinin PYD, YPG mi ya da onların dışında bir gücün dayatması olup olmadığını bilmek önemlidir. Kapalı kapılar arkasında bir pazarlık yaşandı mı?
Böylesine stratejik bir kararı kimin aldığını aldığını bilmek herkes gibi bizim de hakkımızdır.
Bu çekilme neden tarihsel Çanakkale “zaferine”, Halebçe katliamına, Newroz arafesine denk getirildi. Bu gerçekten bir tesadüf mü yoksa Türk işgalcilerine altın tepsi içinde sunulan bir hediye mi?
Bu soruların cevabını ilgili kişi ve kurumlar vermezlerse kuşkumuz hep devam edecektir.
YouTube yansıyan görüntüleri izledikçe, inasının kanı donuyor.
Öldürülen, esir alınan Kürd gençlerini gördükçe, tüm Kürd partilerinin seroklarını, yöneticilerini, öldürülen o çocuklara kurban edesi geliyor insanın.
Hani olur olmaz Kerkük örnek veriliyordu. Orda yenilen ve ihanet edenin YNK olduğu bilinmesine rağmen, politika olarak Kendileri gibi İran devletine yakın olmasından dolayı eleştirmiyorlardı. Hedefe hep Barzaniyi koymaları nedeni şimdi çok daha iyi anlaşılıyor.
Efrin’de Kürdlerin %80’nin kaçtığı söylenmektedir. Unutmayın Kerkük de halkın %80 kaldı. Yani Efrin bilinçli boşaltıldı, hem de yıkılmasını engelledik demelerine rağmen.
Bugün tüm parçalarda faaliyet gösteren Kürd partilerinin siyaseti iflas etmiştir. Kürdistan eski şablonist parti ve örgütlenme anlayışıyla özgürleştirilemez.
Kürd halkı üzerinde birdir bir oyunu oynamaktan vaz geçilmeli, Kürd halkı bu kadar da güçsüz bir halk değildir.
İki büyük yenilgiden sonra sorumluluk sahibi partiler halen düşmandan medet beklemektedirler.
Efrin’de yağma var demek işgalciyi haklı görmektir beyler!
İşgal tabi ki yağma yapmak içindir.
Bu kuralıda mı hala bilmiyorsunuz.
Sonu önceden belli olan kalkışmalarla kürdün yerleşik yerlerini yıkıma ve Kürdün özgürlük coşkusunu düşmana ezdirilmektedir. Bu devletlere, kolay zafer sunma hali ve düşmana galip gelmeyi tattırmak. Göle maya atarak ya tutarsa demenin ta kendisidir.
Efrin müdahalesi başlamadan bile, savaş sahasında olmayan insanlar olarak Efrin’i Rusya veya Suriye devletine bırakıp çıkmanın doğru olduğunu söyledik. Bu asla kompleks bir öngörü değildi. Devlet istemeyen bir örgüt ve küçük bir zeytin kasabası, elinde uçağı, tankı, topu, uçaksavarları ve düzenli ordusu bulunmayan sınırlı bir güç ne zamana kadar direnebilirlerdi ki?
Seroklarımız kadar bilgi birikimimiz olmasa da onlara göre “köylü de” olsak biz bu sonucu gördük. Mantıklı olmanın tek yolu Efrin’i teslim etmekti.
Bu yapılmadı Türk devletine terk edildi.
Partiler yenilir, esir düşer, hatta ihanete uğramaları da mümkündür. Bunlar bizim halkımız tarafından şeylerdir ve yakın tarihimizin bir parçasıdırlar.
Devlet kurma hedefleri olmasa da Ortadoğu’da yeni bir yaşam kurmayı hedefleyen ve bu konuda teoriler üretenler bizim gördüğümüzü nasıl görmezler?
Anlaşılan çok okumak ve bilgili olmaktan çok, bilgiyi doğru kullanmak önemlidir.
Efrin de yaşanan amaç sanki zafer değil, yenilgi ve sindirilme!
Bu süreçte Kürd halkının aktivistleri içten gülmeye hasret iken, Newroz’un halaylarla kutlanmasını insan olarak yadırgadığımı söylemeliyim. Bu Newroz’da Efrin ve Kerkük’ün yasını tutacağım. Newrozu kızım Lorin ve yeğenim Rojinle, Efrin’de öldürülen Kürd çocuklarının anısına bir mum yakarak kutlayacağım!
Biji Newroz