Amberin Zaman’nın kaynak olduğu, fakat muhataplarınca net olarak teyyid edilmemiş haber sonucu Kürtler arası tansiyon anlamsız bir biçimde tırmandırılmak istenmektedir. Başbakan Neçirvan Barzani‘ ye göre Şengal’deki istikrarsızlığın sebeplerinden bir tanesi de oradaki PKK varlığıdır. Şengal ‚deki defakto durum ve Irak hükümetiyle yaşanan çelişkilerden dolayı Başbakan Neçirvan Barzani‘ nin serzenişte bulunması anlaşılır birşeydir. Yanlız stable olmayan bu durumdan dolayı Kürdistani güçleri özellikle de Gerilla ve Peşmergeyi çatıştırmayı kesinlikle haklı kılmadığı gibi, tarih böyle bir utancı bir daha Kürtlerin hanesine yazamaz.
Unutulmamalıdır ki Şengal tarihi ve demografik dokusu itibarıyla Kürdistan şehridir, bu nedenle de bir takım yapay çelişkilerden beslenip gündem yaratmaktansa, Kürdistani hareketlerin fetişist boyutlarda savunduğu particilik hastalığını bir tarafa bırakıp, mevcud Kürdistan hükümetine destek çıkarak dört parça Kürt ulusal davasına hizmet etmeleri elzemdir.
Devleti olmayan bir ulus olarak Kürtlerin özellikle de Kürt siyasal oluşumlarının şunu çok iyi bilmeleri gerekir ki, en kötü devletin bile devletsizlikten daha iyi olduğu bir dünya realitesinde yaşamaktayız. Yıllar yılı binbir emekle ve mücadeleyle Başur Kürdistan’ında kazanılmış hakları ve statüyü korumak kollamak bir adım ötesine, yani bağımsız Kürdistan‘ a doğru gitmek her Kürdün vazifesidir. Bunun tersi tutum ve davranış Kürdistanî davaya zarar vermekten ve pusuda bekleyen ortak düşmanlarımızı sevindirmekten başka hiçbir şeye yaramayacaktır. Bu tip sunni gündemleri her gördüğümde biz Kürtlerde ki uluslaşma sürecinin henüz tam anlamıyla oluşmadığını üzülerek kabullenmek zorunda kalıyorum. Öyle ki Kara Arkasında küçük kabilelerin bile ulus devlet algısını biz Kürtlerden daha iyi bilince çıkardıkları günümüzde, bu durumu sadece sömürge ulus yada asimilasyon psikolojisiyle açıklamak ne kadar doğrudur.?
Özellikle de mangalda kül bırakmayan, ütopik söylemlerden öte bir adım atmayan partileşme süreçlerini bir türlü tamamlayamamış örgütçü arkadaşların bu negatif durumu iyi okumaları gerekir. Bu durumu anlaşılır kılmak için söz konusu vatan olduktan sonra AKP, CHP ve MHP birlikteliğini yakın bir örnek olarak hafızalarımızda tutmakta yarar görüyorum.
Ne Sayın Neçirvan Barzani’nin tehditleri, ne de İran’la, Irak’la kirli ve gizli ittifaklar Kürdün yarasına melhem sürmez. Bugün esas olan Kürt silahlı güçlerin vakit kaybetmeksizin Peşmerge güçleri ordusunda birleşip bir taraftan Başur ve Rojava Kürdistan’nın sınırlarını korumak olmalıyken, diğer taraftan da bizlerde minimal düzeyde olan demokratik liberal sivil kültürün gelişerek ivme kazanması, başta Kürtler arasında bir sürü kısır döngü çelişkiyi gidereceği gibi, uluslararası arenada da bu haklı davaya zemin ve olanak sunacaktır.
Azad Yaşar