Aslında bu başlık altındaki yazıyı, 20 Ocak’tan sonra Sayın Trump göreve başladıktan sonra yazmak gerekiyordu, ama gündem o kadar sıcak ki bu güne denk geldi. Sayın Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı General Mike Flynn; „Bağımsız Kürdistan’ı göreceğiz „ diyor. Umarım bütün Kürdler bu mesajı doğru okurlar ve artık Türkiye’yi demokratikleştiremeyeceklerini anlayıp bu sevdadan vazgeçerler.
Sayın Mike Flynn’ nin mesajını en iyi algılayanların başında T.C. Cumhurbaşkanı Erdoğan geliyor. Bu algı ile Erdoğan, Pakistan Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, „İŞİD’i Batılılar destekliyor“ dedi. ABD’li yetkili, „cevap vermeye değmez“ dedi. Erdoğan’nın bu sözlerini de Trump gayet net bir şekilde algıladı. Hiç kimse merak etmesin, Ulusal Güvenlik Danışmanı General Mike Flynn Türkiye’yi Erdoğan’dan daha iyi tanıyor.
AB Parlamentosu daha Türkiye ile ilgili kararı oylamadan, Erdoğan gayet kararlı bir şekilde, sonucu red etti. Çünkü sonucu önceden gayet iyi biliyordu. Hani güneş doğudan doğar derler ya, T.C. de yüzünü doğuya döndü. Çünkü artık Batı’dan yüz bulamıyor.
Hristiyan annenin oğlu, Müslüman olduktan kısa bir süre sonra ölüyor. Annesi ölen oğluna, „Muhammet tanımaz, İsa kabul etmez, ortada kalan oğlum“ diye ağıt yakar.
T.C.’yi de Şanghay tanımaz, Brüksel kabul etmez, yoksa ortada mı kaldı?
T.C. gayet samimi bir biçimde, PYD lideri Salih Müslüm’ü kırmızı bültenle aramaya başladı. Salih Müslüm’ün yerini bilen, gören varsa, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bildirirlerse, ödüllendirilecekler. Bekleyin T.C. pek yakında İŞİD lideri Ebu Bekir El Bağdadi için de kırmızı bülten çıkarabilir. T.C. 32 yıl sonra ilk defa, 48 PKK yöneticisi hakkında yakalama emri çıkarttı. Bu kadar ciddi bir devleti kahrolası Batı hala ciddiye almıyor. De gel de hala bu Batı ile dostluğu sürdür.
T.C. Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’cülerin; „Günümüzün neo haşhaşileri“ olduklarını söyledi. Acaba kısa bir süre öncesine kadar, Türkiye’de FETÖ’cü olmayan Müslüman var mıydı?
Buna Erdoğan da dahil. Erdoğan bu sözleriyle bütün müslümanlara, hakaret yapmıyor mu?
İyiki FETÖ’cüleri de, „Batı’nın oluşturduğu bir örgüttür“ demedi. Geçmişte Apo’yu Türkiye’ye ABD teslim ettiği halde, bu gün PKK’yi ABD destekliyor demiyor mu?
FETÖ’izm 1930’lu yıllarda, Atatürk’ün başlattığı bir projedir. Dolayısı ile bir CHP projesidir. 27 Mayıs darbesinden sonra hızlandırıldı ve bugünkü halini aldı. Erdoğan’nın kendisi de bu projenin siyasi kanadını oluşturuyor. 2003 yılında Erdoğan meclis dışı kaldı. CHP Anayasa’nın ilgili maddesini de değiştirerek, Erdoğan’ı kucakladı getirdi, bugünkü koltuğuna oturttu. FETÖ için günah keçisi aramaya gerek yoktur. Bunu dünyada bilmeyen yoktur.
CHP bugün kıvırmaya çalışıyor ama nafile. CHP tabanı da bunu biliyor ama bilmek istemiyor. Kılıçdaroğlu da gayet pişkin bir şekilde, muhalefet yapmaya çalışıyor. Evet FETÖ bir devlet projesidir. Devletin dağıtmadığı ve gözü gibi koruduğu, GLADYO’ da bu işin baş mimarıdır. Bu işe FETÖ hareketi yerine, TC – GLADYO hareketi dense, daha isabetli olur. Zaten bütün dünya da bunu böyle biliyor. Günah keçisi aramaya, gerek yoktur. Yutmazlar…!
Devlet; bütün devlet kurumlarında, özel sektörde ve hatta sokakta FETÖ’cü avına çıkmışken, siyasi kanatla ilgili çıt yok. Parlamentodaki bütün partilerde Parlamenter olarak en az 150 FETÖ’cü olduğu söyleniyor. Bütün partilerin İl ve İlçe örgütlerinde hatırı sayılır bir sayıda FETÖ’cü olduğu söyleniyor. Her partinin üyelerinin önemli bir kesiminin, FETÖ’cü olduğu söyleniyor.
Hükümet başta olmak üzere, hiç bir partiden ses çıkmıyor. Yoksa bunlar parlamentonun itibarına halel gelmesin diye mi susuyorlar.
Eğer Atatürk sağ olsaydı, Erdoğan’ı alnından öper, „aferin oğlum Erdoğan, benim bıraktığım emanete en iyi sen sahip çıkıyorsun“ derdi.
Atatürk; „Tek Devlet“, „Tek Millet“, „Tek Dil“, „Tek Bayrak“, „Tek Din“ sloganlarını her fırsatta tekrarlamıyor muydu?
Peki Erdoğan da her fırsatta bu sloganları tekrarlamıyor mu?
Atatürk’ün görevi Cumhurbaşkanlığı idi ama yaptığı iş, Devlet Başkanlığı değil miydi?
Atatürk nerede ve ne zaman demokrat oldu?
Erdoğan da Atasının izinden gidiyor.
Ancak; 50 yıllık siyasi tecrübesi ile bunları en iyi gören lider, Devlet Bahçeli. Bahçeli için en kutsal görev öncelikle Devlet’i korumaktır. Ancak AKP’nin izlediği siyaset, MHP’ye hiç de aykırı değil. Gelecekte her iki parti ortak hareket ederlerse şaşırmamak gerekiyor. Bu günkü MHP ve AKP’nin hedefi ortaklaşa Nisan ya da Mayıs’da erken genel seçime gidip, bu gün tartıştıklarını ondan sonra yapmak. Ancak bir erken genel seçimle, FETÖ’nün siyasi kanadı dışlanabilir. Oluşacak yeni Meclisin de ülke sorunlarının üstesinden gelmesi zor görünüyor.
T.C. 93 yıldır kendi yarattığı sorunlarının üstesinden gelmeye çalışıyor. Kürdler bu sorunların en önemli parçası. Özellikle ABD Devlet Başkanı Trump, T.C.’yi derin düşüncelere saldı. Solculuğu ile gurur duyan bazı Kürd okumuşlar da aynı derin düşünceler içerisinde. Atatürkçülerle birleşmiş, „ABD’nin menfaati olmazsa Kürdleri destekler mi, Kürdistan’ı sömürgeleştirecek“ diyorlar. Kürdistan sömürgeleştirilse bile bir statüye kavuşmuş oluyor, Atatürkçüleri ilgilendirmez.
Bilindiği gibi geçtiğimiz günlerde, Cumhuriyet Gazetesi’nin bazı yöneticileri tutuklandı. Bütün kesimlerden insanlar gazete binasının önünde bu tutuklamaları protesto etti. PSK Genel Başkan’ı Mesut Teke de avanesi ile birlikte, Gazete’ye giderek bu tutuklamaları protesto etti.
Cumhuriyet 90 yıldır CHP’nin resmi gazetesidir. Piran da, Zilan da, Dersim de ve daha bir çok yerde, yapılan Kürd katliamları ile ilgili haberler, sayfalarında yazılı. İstiklal Mahkemeleri’nin aldığı kararları nasıl övdüğünü, sayfalarında okumak mümkün. Kürd Milleti ile ilgili katliamlarla, sürgünlerle ilgili haber ve makaleler gazetenin sayfalarını süslüyor. Bu gazetenin yöneticileri, bir Kürdü asla ilgilendirmez ve hatta bir Kürd oradan geçerken yüzünü dönmesi gerekiyor. Çünkü o gazete 90 yıldır Kürd düşmanlığı yapıyor.
PSK Genel Başkan’ı Mesut Teke ve avanesi, devlete sadakat sözü vererek ülkeye döndüler. Belli ki sadakatlerini göstermeye çalışıyorlar. Merak etmeyin lideriniz Burkay döndüğü zaman gösterdiği sadakatten dolayı, devlet protokolu ile karşılanmıştı, sizleri de daha güzel günler bekliyor.
Mesut Teke kendisi Dersimlidir. Belliki ikinci Diyap Ağa olmaya çalışıyor. Bu sadakatle onu da geçebilir. Kürd Milleti bu hayasızları izliyor. Bu gösteriden sonra, bunlar hangi yüzle Diyarbakır’a geri döndüler, bütün Kürd Milleti bunu merak ediyor.
Eğer Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı, General Mike Flynn, „Bağımsız Kürdistan’ı göreceğiz“ diyorsa, Atatürkçülüğü solculuk sanan bazı Kürd yalakalar da artık engel olamayacaklar.
T.C. yöneticileri kızgın sac üzerindeki horozlar gibi zıplayıp duruyorlar. Solculuğu (Atatürkçülüğü) ile gurur duyan bu yalaka Kürdler bile bunlara yardımcı olamayacak.
Kürd Milleti’nin batı ittifakı içerisinde yerini almasının tam zamanıdır. Bazı aykırılıkların, Kürd Milleti’ni temsil edemeyecekleri de hakikatın kendisidir. Kürd Milleti’nin kayıp edecek zamanı ve daha fazla zulüm görmeye tahamülü yoktur. Elini uzatsa özgürlüğü yakalıyacak kadar, özgürlüğe yakındır.
Kasım 2016
İbrahim Aksoy